Top
13/05/2023

Erdoğan Siyasetinin Kodları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yarınki seçimlerin sonuçlarından bağımsız olarak çoktan tarihe geçmiş bir siyasetçidir. Hatta 21. yüzyılın ilk çeyreği de onun adıyla anılacak bir dönem oldu. Türk siyasi hayatında her büyük siyasetçi dönemine ad verememiştir. Menderes dönemi vardır ama Demirel dönemi yoktur, İnönü dönemi vardır ama Ecevit dönemi yoktur, Özal dönemi vardır ama Çiller dönemi yoktur. Erdoğan iktidar dönemini de adlandıran bir siyasi lider olarak kalacaktır. İlk yıllarında ülkeyi ekonomik krizden çıkaran bir liderdi, bugün sıklaşan küresel krizler karşısında dümeni sıkı tutmaya çalışan bir politik liderdir. Erdoğan siyasetinin kodlarını çözümlemek için üç soruyu cevaplamak gerekmektedir; Erdoğan'ı iktidara taşıyan nedir? İktidarını ayakta tutan nedir? Erdoğan siyasetinden bize ne kalacaktır?

Erdoğan'ı İktidara Taşıyan Nedir?
Erdoğan'ı iktidara taşıyan kodlar otantik temsilde yatmaktadır. İster otantik kavramını kullanalım ister sahici kavramını kullanalım kastımız halkı ile aynı köklere sahip olan bir siyasi liderliktir. Siyasetin meşruiyetini sağlayan en önemli hususlardan biri otantik temsildir. Ahali kendi gibi olanı yöneticisi olarak da görmek ister. Fakat bu yeterli değildir. Aynı zamanda kendi gibi olanın kendini temsil edecek niteliklere de sahip olmasını bekler. Siyasette bu duruma eşit-temsiliyet diyebiliriz. Zira temsil, aslında eşitliği değil elitliği imlemektedir. Oysa sadece elitizm üzerinden temsil vesayetçi demokrasiden başka bir şey değildir. Sadece eşitlik üzerinden temsil ise yönetebilir değildir. Ahalinin temsil gücünün yükselişi eşitlik ile elitlik arasında kurulan dengeyle alakalıdır. Kasımpaşalı Başkan olarak Erdoğan'ın kendi ahalisiyle kurduğu bağın gücü onlarla hem eşit hem de onlarda rıza oluşturabilecek bir otoriteye sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Otoritesini güçlendiren husus ise "yaparsa o yapar" düşüncesinin destek kitlesinde yerleşmiş olmasıdır.

Geçmişte de ahalinin kendinden sayıp kabullendiği siyasetçiler toplumsal desteklerinin gücü nispetinde kamusal alanda yer almışlardır. Erdoğan'ı iktidara taşıyan ikinci husus ise toplumsal desteğini ahalinin yarısından çoğuna yaygınlaştırabilmesidir. Örneğin, Osman Bölükbaşı gibi siyasi liderler de ahalide iz bırakmıştır. Ancak desteklerini Anadolu'nun birkaç şehrinin ötesine taşıyamamıştır. Bülent Ecevit, elit bir aileden gelmesine rağmen Anadolu'nun Karaoğlan'ı olabilmiştir. Fakat ideolojik tutumu toplumsal desteğini sınırlı kılmıştır. Necmettin Erbakan'ın İslamcı geleneği ile Menderes-Özal çizgisinin muhafazakâr liberal çizgisini birleştiren Erdoğan, özellikle 15 Temmuz darbesi sonrasında temsil gücü yüksek ama toplumsal desteği zayıf olan Muhsin Yazıcıoğlu'nun Türk-İslam Milliyetçiliğini de siyasal yelpazesine katmıştır. Demokratik bir milliyetçi-muhafazakarlık denilebilecek siyasal konsept Erdoğan'ı ahalisiyle buluşturmaktadır. Geçmişteki politik liderlerden farklı olarak Erdoğan'ın en önemli siyasi başarısı en geniş toplumsal tabanı aynı anda temsil edebilmesi ve onlardan biri olmasıdır.

Erdoğan sadece toplumsal tabanda geniş bir destek yaratmış değildir. Aynı zamanda vesayetçi demokrasinin dar alanlarından kurtulmak isteyen geniş bir entelektüel kesimin de desteğini almıştı. Siyasal ve kültürel iktidarın desteğiyle askeri vesayeti dengeleyen Erdoğan zamanla uyguladığı ekonomik politikalarla ekonomik iktidarı da yanına çekerek güçlenmiştir. Demokratik kültürel elitler ile liberal ekonomik elitlerin verdiği destek ahalinin siyasal desteğiyle birleşince askeri vesayetin de yapacağı bir şey kalmamıştı. 2007 Nisan bildirisi sonrası yapılan seçimler Erdoğan'ı gerçek anlamda muktedir kılmıştır. Eğer elitlerin desteği olmasaydı popüler desteğin manipülasyonu da zor olmazdı. Bugün Erdoğan iktidarı sona erecek zannedenler bu denkleme tersinden bakmalıdır. Yani Erdoğan kendini destekleyen ekonomik elitlerin, entelektüellerin desteğini yitirmeden ahalinin desteğini kaybetmez. Asker ise artık kim demokratik anlamda meşru iktidara sahipse ona hizmet eder.