İlk şaşırtıcı olan, Kızılyıldız'ın beklenilenin aksine, sanki hepsinin sarı kartı varmış gibi ilk dakikadan itibaren müdahalelerde genelde temassız olmasıydı. Maça çok sert başlarlar, baskı kurarlar diye bekleniyordu, halbuki! Gbamin dışında oldukça narin orta alan-hücum hattı ile oynayan Trabzonspor'un tam da istediğiydi bu.
Bir başka fırsat daha sundu Sırp ekibi bordo-mavililere: Başta Bakasetas olmak üzere Bardhi ve Hamsik gibi uzaktan şutlarla fazlaca sonuç bulan Trabzonspor'a karşı Kızılyıldız, ceza sahası çevresini boş bıraktı, adeta. lk yarım saatte iki kez Hamsik, birer kez de Bakasetas ve Bardhi ile rahat şut imkanı buldu, sadece bir kez direğe isabet ettirebildi, diğerleri ise olabildiğince kötü vuruşlardı.
Özellikle iki bek Larsen ve Eren'in, çıkarken yaptıkları pas hatalarıyla, Kızılyıldız zaman zaman pozisyon buldu ama Uğurcan Çakır artık formunu yakaladı zaten son haftalarda! Trabzonspor ise topa daha hakim, sakin, ne yaptığını bilen görüntüdeydi. Ama Bordo-Mavililer'den beklenen ceza sahası dışı golü, Katai ile Kızılyıldız'dan geldi aniden. (Gbamin'in o ana kadar rakibi o bölgede engelleme görevini yeterince yapamadığının altını çizmek gerek.)
Golü yedikten birkaç dakika sonra Bakasetas ile duran topla cevap vermek çok önemliydi. Ama bunu değerlendiremedi Trabzonspor, ikinci yarıda Kızılyıldız'ın yaptığı birkaç cılız ataktan birinde yeniden öne geçtiler.
Sonrasında eşitlik ve hatta galibiyet sayısını rahatça bulabilirdi Trabzonspor çünkü bütün istatistiklerde açık ara öndeydi. Ama sıkıntılar şuydu:
Ceza sahası dışı şutlarında anlaşılmaz bir tutukluk vardı maç boyunca Trabzonspor'da.
Diğer yol set hücumu ile sonuç bulmaktı ama ceza sahası içinde de son dokunuş kalitesinde bir türlü vasatı aşamadı. 16 şut çekti Bordo-Mavililer, Hamsik sadece direğe takıldı, diğerleri kaleciyi rahatsız bile etmedi neredeyse! Bir de 22 orta yapıldı; Cornelius sonrası bu konu sürekli baş ağarttı, belli ki devam edecek.
Trabzonspor adına gole bu kadar yaklaşıp skor üretmede kötü beceriler ve tercihlerin oldukça fazla sergilendiği maçta kazanmak zaten olası değildi. Sonucu üçüncü bölge faciası belirledi zaten.
