Sürekli kendini geliştiren, okuyan, yeni diller öğrenen, pozitif bir hayat felsefesi var Trabzonspor'un yeni teknik patronu Nenad Bjelica'nın. Ama olabilecek en kötü senaryo ile başlangıç yaptı. Bordo-mavili futbolcuların öz güveni kaybolmuş, camianın enerjisi tükenmiş, her zerresinde kırılganlıklar artmış, üzerine bu maç öncesi takımın neredeyse yarısı sakat veya cezalı. Buna rağmen zorlu Sivasspor maçına istekli başlamış, öne de geçmiş ama daha ilk maçında Yeşilçam filmi ile karşılaşmış sanki Hırvat teknik adam; ilk çeyrek dolmadan aleyhine kırmızı kart ve penaltı!

Penaltı pozisyonunda Larsen'in olabilecek en gereksiz markesini yapması, Hakan'ın dirseği ve düştükten sonra ayağının rakibin yüzüne doğru o kadar sert uzamasının çok da masum olmaması! Farkındayım, biraz acıklı film tanıtımı gibi oldu ama her türlü olumsuzluk yaşandı peş peşe. Skor eşitlendikten birkaç dakika sonra, ev sahibi ekipten Erdoğan'ın örneği az görülecek şekilde kafa vuruşunun ağlara gitmesi de jeneriklik bir durumdu, filmin sonunu o anda (dk.37) herkes tahmin etti zaten!

Maç içinde her türlü senaryo yaşanabilir, buna herkes hazır olmalıdır, üstelik ki ligin bütçesi en yüksek takımlarından birinin oyuncusu olursanız güçlü durmalısınız. Ve üstelik yeni bir teknik direktör gelmişse yeni bir heyecan duymalı, silkelenmeli, daha çok çabalamalısınız. Ve 10 kişi kalırsanız artık iki kişilik yüreği koymalısınız ortaya. Ama 1 eksik kalınca Trabzonspor'un en küçük bir reaksiyon gösterememesi, bunun her şeyin sonu gibi algılanması çok şaşırtıcı asıl. Karşısında, kadro değeri çok düşük, alt sıralarda yer alan ve ligin istikrarsız takımlarından birine karşı bu kadar çabuk kabullemişlik önemli bir sorun!

Bir antrenmanla maça çıkan Bjelica bu ağır tablonun tabi kii en günahsızı. Geçen sezonun şampiyon takımının üzerine plansız bir transfer politikası ile şişirilmiş, ama neredeyse hiçbiri fayda getirememiş bir kadro var elinde çünkü. Tamamının her geçen gün market değeri, öz güveni düşen bir takım...

Hırvat teknik adam, futbolculara kitap okuma cezası verirmiş zaman zaman! Şu anda Trabzonsporlu oyunculara en çok da bu lazım sanki, zorluklarla başa çıkma yolları, pozitif bakış üzerine kitaplar mesela!