Şanssız bir başlangıç yaptı Trabzonspor'da Nenad Bjelica. Aniden gidenler, istenmediğini bilenler, formsuzlar, enerjisi bitenler! Yetmedi, sakatlar, cezalılar... Ve takımın başında geçirdiği iki 90 dakika da, iki sorumsuza denk geldi Hırvat teknik adam. Zor bir dönem onun adına ama şöyle de bir durum var: Olası başarılı sonuçlarla, bu faktörler nedeniyle camianın gözündeki değeri artacak. Kötü sonuçlar ise bu sezon sonuna dek ona yazılmayacak, şimdilik hep masum! Bunu biliyor olması yanlış karar almasının önüne geçecek. Gelecek sezonun planlamasını yaparken elinde çok sayıda net veri olacak böylece, bu travmayı fırsata dönüştürebilir rahatlıkla.

Geçen hafta 70, bu maçta ise 45 dakika 10 kişi ile verilen mücadeleler, Bjelica ile ilgili sınırlı tespit imkanı tanıyor gerçi ama 11'e 11 oynanan ve kısmen iyi sinyaller verilen bölümlere odaklanıp görüntüyü şöyle değerlendirebiliriz sanırım...

Orta alanda oyalanmak yasak, çabuk geçilecek. Hücum presi seviyor ve seri paslarla oyunu hızlandırmayı planlıyor. Kafasında cesur kararlar var belli ki. Ama sıkıntısı kadro–form durumu ile alakalı. Mesela adam eksilten kimse yoktu dün. Kanatlardan katkı alamadı, hücum hattı da formsuz olunca planları kağıt üzerinde kaldı. Özellikle Bardhi ve Umut tek bir olumlu hareket dahi yapabilseydi farklı senaryo çıkabilirdi yine de! Konyaspor maçın başında inanılmaz bir gol yedi. Kornerde Trezeguet'in nasıl bu kadar boş kaldığının fazla izahı yok; küçük bir alana yığılan 17-18 kişi arasında tek başınaydı, kötü vuruşu asist oldu! Moreno hızıyla fark yarattı, Soner ise maçın adamı oldu; rakibi 10 kişi bıraktırıp takımını öne geçirdi. Bakasetas da yardımcı oldu ve A.Stanojevic ile Konyaspor taraftarını birbirine yakınlaştırdı.