Top
Yetenekli Kalemler

Yetenekli Kalemler

yeteneklikalemler@tg.com.tr

30/11/2019

Psikolojinin mini tarihî süreci...

İnsan ve diğer canlıların iç ve dış çevrelerindeki gözlenebilen veya ölçülebilen davranışlarını bilimsel olarak inceleyen bilim dalıdır. “Davranış” derken hem dışarıdan görülebilen hareketler hem de -düşünsellik yani idrak, düşünme, fikir yürütme, hayal kurma gibi- beyinde geçen eylemler birer davranış biçimidir.
Beyindeki bu tür aksiyonlar ve zihinsel faaliyetler, canlının açık davranışlarının belirli bir şekilde sistemli olarak takip edilmesiyle ve beden diliyle anlaşılır.
Psikoloji insandaki tüm değişkenlikleri inceleyen bir bilimdir. Bu bakımdan fizyoloji ile de, antropoloji ile de, sosyoloji ile de yakından bağlantılıdır.
Bu konuda ruh ile bedenin birbirini etkileyeceğini söyleyen kimse ise Descartes’tır. İlk defa 17. asırda söylemiştir.
Yine 19. asırda Alman Psikolog Johannes Müller ve Gustav Theodor Fechner, tecrübe yöntemleriyle bireyin sinir sisteminin uyarı ve reaksiyonları olabildiğini gündeme getirdiler. Psikolojide atılan en büyük adım ise 1879 senesinde oldu.
Wilhelm Wundt bir yöntem uygulamaya başladı. İçe bakış laboratuvar metotları ile veri tespiti uygulamasıydı bu. Ne var ki bu da yine akıl seviyesinde kaldı. Ama Wundt aynı zamanda psikolojik konuları, sosyoloji ve antropolojiyle genişletmeyi de başarmıştır.
20. yüzyılda Amerikalı Psikolog John B. Watson psikoloji bilimine “davranışlar” kavramını eklemeyi başarmıştır.
Rus psikologların da benzer yönde çalışmaları olmuştur.
Aynı yüzyılda Gestalt Psikolojisi olarak da bilinen “Alman biçimci psikolojisi” kabul görmüştür.
Nedir bu psikolojik ekol?
Yalnızca duyu organları ile tek tek idrak değil, aynı zamanda birkaç idrakin birleşmesi dikkate alınarak davranışlara bir anlam verilebileceği savunulmuştur.
Bu psikolojik ekolün en önemli temsilcileri Max Wertheimer, Wolfgang Kohler ve Kurt Koffke olarak kabul edilebilir.
Sigmund Freud ise 20. asırda meşhur psikanalizini ortaya çıkarmıştır. Psikanalizde en önemli özellik klinik incelemenin esas alınmasıdır...
             Uzm. Psikolog Erdinç Üstündağ-İşte Aradığım Kitap
 
 
 
ŞİİR
 
      Görme engelli öğretmen
 
Ben görme engelli bir öğretmenim.
Kuramasam da göz teması öğrencilerimle,
Hissederim yaşadıklarını her bir hücremle,
Onlar üzülünce dolar gözlerim benim nemle,
Göremese de gözlerim ben bir öğretmenim.
 
Teknolojiye hâkimim kullanırım bilgisayar,
İyi bir öğretmen aydınlatır o parlak ışığını her yana yayar,
Talebemle giremez arama veririm zorluklara ayar
Göremese de gözlerim ben bir öğretmenim.
 
Erişilebilir olsun isterim yollar, sokaklar,
İstediğim bilgilere ulaşırım web’de tıklar,
Engelliler için isterim daha güzel olsun haklar,
Göremese de gözlerim ben bir öğretmenim.
 
Öğretmenlik içimde özlem duyduğum bir sevdadır,
Öğrencilerim hayatın anlamı gerçek tadıdır,
Güzel gelecek yetiştirmek gönlümün muradıdır,
Göremese de gözlerim ben bir öğretmenim.
 
Hislerim kuvvetli haylazlığı anında çakarım,
Yakalarsam kopyayı icabına hemen bakarım,
Gözlerimle değil ama gönlümle sizlere bakarım,
Göremese de gözlerim ben bir öğretmenim.
                      Selman Devecioğlu-Sivas
 
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 
MARATON: Atletizm yarışmalarından biridir. Bu yarış olimpiyat oyunlarında ve diğer maraton koşularında 42.195 metre mesafelik yollarda yapılmaktadır. Maraton mesafesinin yarısına gelindiği zaman tekrar dönüş yapılır. Bir maraton koşucusu, koşu esnasında üç bin kilokalori kadar enerji harcar. Bu miktar, on saat balta ile odun kıran birinin harcadığı enerjiye eşittir.
Maraton, MÖ 490’da Yunanistan’ın Marathon ovasında Atinalılar ile Pers (İran) orduları arasında büyük bir savaş yapılmıştı. Yenilgiye uğrayan Persler gemilerine sığınıp denize açılınca, Atinalı General Miltiades kazandıkları zaferi Atina’ya bildirmek için hızlı koşan bir adamını görevlendirdi. Daha önce Sparta’ya da koşarak zafer haberini götürüp geri dönen Phedipides, Atina’ya kadar koştu. Şehre vardığında bir adım atacak hâli kalmadığından, “zafer bizimdir” deyip öldü...
Türk maratoncularının en ünlüsü İsmail Akçay’dır... Türkiye’deki meşhur maratonculardan bazıları Ali Karaduman, Mustafa Kaplan, Ahmet Aytar, Behzat Akdeniz, Haydar Erduran, Hüseyin Topsakal, Hüseyin Aktaş, İsmail Karagöz, Sadık Salman, Mehmet Terzi, Veli Ballı, Mehmet Yurdadön, Üzeyir Boztemir'dir...
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları