Top
Yetenekli Kalemler

Yetenekli Kalemler

yeteneklikalemler@tg.com.tr

22/09/2020

İnsan olmayı öğrenmek...

Neyi almak istiyorsak, önce biz onu başkalarına vermeliyiz. Sevmek isteyen, sevgiyi vermeyi öğrenmeli. Takdir edilmek isteyen önce başkalarını takdir etmeli. Mutlu yaşamak isteyen, önce başkalarının mutlu olmasına katkıda bulunmalıdır...
Türkiye’de ortalama ömür 75 yıldır. Bu da 39.446.157 dakika yapmaktadır. Muhtemelen okumadan geçtiğimiz bu rakam kadar telefon kontörümüz olsaydı, o kontörleri ne için ve nasıl harcardık?  “Ömür” denilen hayat kontörlerimiz de, telefon kontörleri gibi, anbean düşmekte. Bunu durduramayız, fakat doğru kullanabiliriz.
Elimizde bir hayat var ve hayatı yeniden baştan alma imkânımız yok. Ancak; “dolu, yoğun, doğru, anlamlı ve derin” yaşayarak onun hakkını verebiliriz. Kim olursa olsun her insanın mutlaka kendine ve insanlığa yararlı olacak üretebileceği bir şeyler vardır.
Bizler, daha fit olabilmek uğruna, spor merkezine gitmeyi ihmal etmezken, “daha iyi birisi olmak için” çalışabilmeyi nedense hiç aklımıza getirmeyiz.
Şimdiye kadar hepimiz daha iyi hayatlara sahip olmak istedik, ama çok azımız “daha iyi bir insan” olabilmeyi arzuladı.
Almanya’da bir lise müdürü, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş:
Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar. Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim şudur: Öğrencilerinizin “insan olması için” çaba harcayın. Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.
Kendi iyiliğimizle birlikte başkalarının iyiliğini düşünmeyi de öğrenirsek, herkesin etrafımızda döndüğü güneş olma sevdasından vazgeçebilir, kendi başımıza ışıldayan bir yıldız olabiliriz. Böyle bir yıldız olmakla diğer yıldızların varlığına da izin verebiliriz.
Sevgiyle kalın...
             Seyfettin Karamızrak
 
 
 
ŞİİR
 
                 Diriliş
 
Ardı ardına eskiyen takvim yaprakları
Eşlik ediyor ağarmış kır saçlarıma
Demir parmaklıklar ardında bir ümit bazen
İki çesm-i afet arasında hiç bitmeyen, zaman.
 
Bir yetim sofrasında hüznün süslü kumaşı
Yeniden dirilmiş pespaye hisler o masum gözyaşlarında
Bir düşün hayali avutuyor kaybolmuş maziyi
Şairler sofrasında bu gece, ilham dallarında
 
Acıyla kuşanmış şehrin dar sokakları
Derinden bir çığ sesi beliriyor ıslak kaldırımlarda
Soğuk sessiz ve avına hazırlanmış hayali
Gözlerim buğulu bir pencerenin kırık resmine dikmiş gözlerini
 
Dirilmeye hazır firarı düşüncelerim ve benliğim
Bir filizin yalnızlığının kanatları altında
Gizli bir mimarı tohumlarıma yoldaş
Sırrı bu biliyorum hep benle bir arkadaş
 
Hayat ve insan
O ki sırra vâkıf bir hâl
Ölümle bilenmiş bu hakiki bir ezelden bir hakikat
İşte, işte aradığım bu kadim bir nasihat...
 
           Fatih Kaban-Bolu İhlas Vakfı Erkek Öğrenci Yurdu
 
 
UNUTULMAZ ESERLER
 
GÜN OLUR ASRA BEDEL: Bu eser, 2011 yılında bugün hayata gözlerini yuman dünyaca ünlü romancı Cengiz Aytmatov'un bir romanıdır. Roman, geleneklerini korumaya çalışan insanları anlatır. SSCB döneminde yaşanan anılar, insanların manevi değer verdiği şeylerin yok sayılması, aşkın sevdanın sorgulanması romanın içinde işlenen konulardır. Eserin diğer adı "Gün Uzar Yüzyıl Olur"dur. Bu bir bakıma yazarın kendi döneminde yaşadıklarını ve şahit olduklarını bir roman kurgusu ile kaleme alıp dönemin sosyal hayatını ve yönetimini eleştirmedir. Ama geçmişi geleceğin bilim kurgusu ile harmanlamış ve eser efsaneleşmiştir.
Aytmatov bu romanda sıradan bir hayattan yola çıkarak toplumdaki sıkıntılara ve dertlere dikkat çeker. Yedigey, can dostu Kazgangap'ın naaşım vefa borcunu ödemek üzere küçük bir cenaze konvoyuyla Ana Beyit'e götürmektedir. Ancak, destan kahramanı Nayman Ana'nın mezarının bulunduğu Ana Beyit'te, Sovyet yönetimince bir uzay üssü kurulmuştur. Nayman Ana, mankurt olan oğlunu kurtarmaya çalışan, umut ve korku arasında yaşayan bir Kırgız anasıdır. Romanda geçmiş ile şimdiki an, gerçekler ile destanlar iç içedir. [https://www.turkedebiyati.org]
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları