Konuya oyun bağımlılığından bir örnek vermek gerekirse gerçek hayatta birçok şeyi başaramayan çocuk oyuna girdiğinde oluşturduğu kimlikle pek çok oyunu kazanabilir. Bu başarma duygusu da bağımlılığa zemin hazırlar.
İkinci olarak aşırı baskıcı, otoriter tutum olumsuz aile tutumlarına örnektir. Bu tutuma sahip ailelerde tehdit ve şiddet vardır. Çocuk asla hayallerini yaşayamaz.
Bir diğer tutum ise sınırsız özgürlükçü, hoş görülü anne baba tutumudur. Bu ailelerde maalesef çocuk gerçek dünyayla tanışamaz. Her istediğini yaptıran kural tanımayan çocuklar olur. Son olarak tutarsız anne baba tutumu da olumsuz tutumlardandır. Bu tutumla yetişen çocuklar ne zaman, nerede ve ne yapacağını bilemez. Özetle, aşırı kural koymak ya da fazla kuralsız olmak sıkıntılara sebep olur.
Bizim sadece çocuklarımızı değil, kendi çocukluğumuzu da iyileştirmeye ihtiyacımız var. Zira her çocuk önce ailesinin bir aynası oluyor ve davranışlarını rol model alıyor. Sonra kendine sosyal medyadan rol modeller seçmeye başlıyor. Söylediğimiz şeyleri kendimiz uygulamıyorsak söylediklerimizin çocuğun gözünde zerrece kıymeti yok demektir. Bizler çocuklarımızı dinlemeli, değer vermeli ve kendileri olmaları için fırsat vermeliyiz. Kendisini sevmeyen birinin bir başkasına seni seviyorum demesi çok anlamsızdır. Çocuklarımıza gerçek sevgiyi ve kıymetini öğretmeliyiz.
Sonuç olarak teknolojik bağımlıklar yani internet ve sosyal medya, oyun konsolları, telefon ve tablet, bilgisayar ve televizyon eğer gerçek hayatımızın önüne geçiyorsa, canımız sıkıldığında ilk seçenekse, sürekli bir şeyler paylaşma ihtiyacı duyuyorsak sosyal medya bağımlısıyız demektir. Çocuklarınız da oyun başında giderek daha fazla vakit geçiriyorsa oyun bağımlısı olmaya adaydır.
Kendimizi ve çocuklarımızı her türlü teknolojik bağımlılıktan koruyalım. Teknolojinin hızı neslimizi esir almasın. Unutmayın siz nasıl yaşarsanız çocuklarınız onu öğrenir. Özetle, sıfır teknoloji değil, sınırsız teknoloji değil, yeterince teknoloji diyebiliriz.
Kübra Can
ŞİİR
KUL OLMAK
Birlikte var rahmet, ayrılıkta azap
Bu Allah’ın Resulünden bize hitap
Paramparça olmuş mülki İslam bîtap
Bütün İslam âlemini Rabbim bir eyle…
Şüheda kanı akan bu aziz toprak
Mümbittir bu toprak hiç olmaz çorak
Muş’tan Muğla’ya Edirne’den Van’a
Bütün yurdu birbirine kardeş eyle,
Ulu çınarlar gibi beni gür eyle
Çağlayanlar gibi zikrinle, cuş eyle
Nefsi heva bendinden beni hür eyle
Rabbim kendine layıkıyla kul eyle
Sünneti seniyyeye uymak huy eyle.
Mâsivadan gönlümü daim dur eyle.
Dü âlemde salihlerle hem dem eyle,
Sen Vedud’sun, kulluğum daim eyle
Şeksiz kul olmak sana, devlettir bana,
İbadet şükür zikir şifadır cana.
Rahmet deryasından iç kana kana,
Vahitsin kulluk ederiz ancak sana.
Orhan Yavuz Ejder-Akhisar/Manisa
ESKİMEZ KELİMELER:
BÎTAP: Yorgun, bitkin, hâli kalmamış olan, güçsüz kalan.
ŞÜHEDA: Şehitler…
MÜMBİT: Verimli, verimli olan…
CUŞ: Coşmak, kaynamak. Taşmak. Deprenmek.
HEVA: İstek. Nefsin isteği. Düşkünlük. Gelip geçici olan heves.
BEND: Bağlanan. Bağlanmış. Su bendi. Baraj. Hile. Birisini emri altına almak, bent etmek. Edebiyatta gazel tarzında kafiyeleri değişen manzumelerin her bir parçası.
SENİYYE: (Seniye) Yüksek. Çok mühim ve kıymetli olan. (Sünnet-i seniyye) Çok kıymetli sünnet.
MÂSİVA: Ondan gayrısı. (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tâbirdir. Dünya ile alâkalı şeyler.
DÜ: İki
VEDUD: Çok şefkatli. Kendisine çok sevgi beslenen... Cenâb-ı Hak. Esmâ-i hüsnâ’dan biri olarak “sâlih kullarını çok seven ve onlar tarafından çok sevilen” mânasına gelir.
ŞEKSİZ: Şek: Kuşku… Şeksiz: Kuşkusuz, şüphesiz…
VAHİT: Bir, tek…
