Top
Ragıp Karadayı

Ragıp Karadayı

ragip.karadayi.ihlas@gmail.com

19/01/2023

Yaptığımız birçok şey ne kulağa ne göze hitap ediyordu...

Birtakım uyulması lazım gelen esaslar olmazsa cemiyet hayatı ve dolayısıyla millet de kalmazdı ortada, hepten “sürü” olur çıkardık.

 

Susulacak yerde konuşulan, hatta bağırılıp çağırılan, konuşulması lazım gelen yerde hepten ölü numarasına yatan o kadar çok insanımız var ki. Bunları hizaya getirip düzeltmek, herkesin tabi olacağı esasları, kural ve kaideleri koymak, bir kere samimice söyleyeyim biz tecrübesiz gençlerin işi değildi! Birtakım uyulması lazım gelen esaslar olmazsa cemiyet hayatı ve dolayısıyla millet de kalmazdı ortada, hepten “sürü” olur çıkardık. Ancak, toplumu yönlendiren esasların birçoğuna, büyüklerin uymadığını görmek daha da kahredici! Öyle olunca da gençlere; “Ne hâliniz varsa görün…” denmiş, nefislerinin önü açılmış, kötülüklere alenî fırsat verilmiş olunuyordu. “Vur!” deyince onlar da “öldürüyordu” hepten.

Yaptığımız birçok şey ne kulağa, ne göze hitap ediyor ne gençlere hoş geliyor ne de insanın içine siniyordu. “Ne alâka?" kabilinden sırıtıp duruyordu. Anlayacağınız birbiriyle çelişen kural ve kaideler, bizleri zora sokuyor, gayr-i memnunların sayısını artırmaktan başka işe yaramıyordu. İnsan demeden edemiyor; “Yoksa bu da dış mihraklı bir projenin devamı mıydı?”

“Ezbere konuşma! Misal ver kardeşim!” diyenlere biraz daha açayım: Önce şunu söyleyeyim antrparantez sakın, “bu kadın felsefe yapıyor” demeyin! Biraz aklım başıma geldikten sonra görebildiklerim ve düşünebildiklerim bunlar.

İnsan davranışlarını yönlendiren iki mühim kuvvet vardı. Biri din ve ona bağlı inançlarımız, diğeri de yaşadığınız devlet ve onun kanunlarıydı. Dinimiz diyor ki; “Ölüm var, ahiret var, aman ona göre yaşayın! Yalan söylemeyin, gıybet etmeyin, kul hakkına girmeyin, haram yemeyin, çalmayın çırpmayın…” Hususi olarak kadınlara da diyordu ki; “Emredildiği gibi yaşayın, başı açık, vücudunu sergileyecek şekilde giyinmeyin, zinaya alet olmayın, kendinizi orta malı gibi kullandırmayın, evinizin sultanı olun!” Bütün insanlığa da yalvarıyor âdeta; “Ey nas! Ey insanlar! Ebedî saadetin peşinde olun! Dünya hayatı çok kısa, sayılı günler çabuk geçer, şeytana uymayın, azgın nefse kanmayın, kötü arkadaşlara aldanmayın! Hakka, hukuka uyarak adam gibi yaşayın. Namaz kılın, oruç tutun, zenginseniz Hacca gidin, Zekât verin, mutlaka Kelime-i şehadet getirin…”

Kanunlar ve ona bağlı sistem, lafta dinin işine karışmıyor gibi görünse de emir ve yasaklarının aksini tavsiye ediyordu. Dinimiz diyor ki, “Aklı başından alan, sarhoş eden alkollü içkileri içmeyin…” Sistem de “ister iç ister içme” deyip içenlerin işini kolaylaştıracak ortamlar hazırlıyordu. Düzen diyor ki, “Kanunlara karşı gelmeyin, modern yaşayın, müzik, tiyatro, sinema, oyun eğlenceyle hayatın tadını çıkarın. Direkt zorlamasa da kadınlara başınızı açın, güzelliğinizi gösterin, “Ne öcü gibi bez parçalarının arkasına saklanıyorsunuz!” Bu sese kulak vermeyenlere, uymayanlara bu sefer de çeşitli yaptırımlar getiriyor, hayat alanları daraltılıyor, şartları zorlaştırılıyor.

DEVAMI YARIN

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp