Top
Ragıp Karadayı

Ragıp Karadayı

ragip.karadayi.ihlas@gmail.com

17/02/2023

"Sıkıldığımda temiz havaya çıkaranım olmadı Tanju’m!"

Tanju, mahcup bir suçlu edasıyla ellerini tutup “Anne senin için ne yapabilirim?” demiş, cevap gelmeyince biraz daha sesini yükseltmiş gayr-i ihtiyari: “Senin için ne yapmamı istiyorsun canım annem?” diye âdeta yalvarırcasına yeniden sormuş.

Annesi, feri sönmüş yaş dolu gözleriyle uzun uzun oğlunun gözlerinin içine bakıp zar zor duyulur bir sesle: “Artık çok geç evladım! İsteseydin çok şey yapabilirdin Tanju'm… ama yapamadın!” deyince aralarında geçen şu konuşmalar içine oturmuş:

“Gecekondu da olsa o arkadaşının evinde rahattım. Bana köyümü hatırlatıyordu. Hayal kurmamı kolaylaştırıyordu. Bu hastane köşesine getirdikten sonra daha iyi olacağıma kötüleştim. Tabii ki hastalığımın da tesiri vardı. Garip kimsesiz hasta olduğumu düşündüklerinden mi ne ihtimam gösterilmiyordu. Çoğu akşam yemek yetişmediği için aç yattım Tanju’m! Klimayı açmadılar sıcaktan fenalaştım, kimseye bir şey diyemedim! Bir bardak serin su verenim olmadı. Canım çok istese de içemedim!

Sıkıldığımda temiz havaya çıkaranım olmadı Tanju’m!

Altımı kirlettiğimde o hasta bakıcıların yüzünü görmen lazımdı. Açıkça küfür yedim, birilerinden çekinmeselerdi tokat bile atarlardı… Elimde değildi ki yapmayayım oğlum!

Banyo yapmayı hepten unuttum; kirden vücudumda yaralar oluştu. Kendi kokumdan kendim tiksindim.

Bana yapılanlar, arkası kuvvetli olanlara yapılmıyordu, çünkü onların alâkadar olanları, sahipleri vardı ve benim ise bir refakatçim bile yoktu, anlayacağın kimsesizdim. Çabuk ölmemi istiyorlardı, o da onların elinde değildi.

Biliyor musun? En çok da sevgisizlik acı verdi. Kimse saçımı taramadı, yüzümü okşamadı. ‘Anneciğim’ demedi. Sen terk edilmişlik nedir bilir misin Tanju’m?

Terk edilmişlik; ÖLMEDEN MEZARA KONMAKTIR bunu unutma olur mu canım evladım? İşte böyle… Artık çok geç! Senin benim için yapacağın hiçbir şey kalmadı. Sonra alıştım da, sadece senin hasretine alışamadım Tanju’m. Hep kalbim; Tanju'm... Tanju'm... diye attı, yorulana kadar da devam edecek…”

Son cümleleri söylerken feri sönmüş gözlerinden iki damla inci misali yaş yuvarlanıp yanaklarında donuvermiş…

Tanju, gördükleri ve işittikleri karşısında âdeta şoke olmuş. Maşallah anacığı da hiçbir şeyi unutmamış, acı hakikatlerin hepsini saymış önüne döküvermiş.

“Bana bunları niçin şimdi söylüyorsun, niçin daha önce demedin anne?” demiş ağlamışsa da işe yaramamış.

Bizim Avrupaî hayat özentimizin ilk tatbikatı derin bir acıyla noktalanmıştı anlayacağınız.

Son bir defa hasretle oğluna bakan kayınvalidem; sanki tarih öncesi devirlere gitmiş gibiymiş. Zar zor kendini toparlamış şunları sıralamış titrek sesiyle;

“Ah! Nasıl söylerdim ki? Siz beni koskocaman evinizin bir köşesine sığdıramamış, önce gecekonduyu, sonra burayı layık görmüştünüz. Seni ve gelinimi rahatsız etmek istemedim oğlum. Benim için artık çok geç de ben asıl senin için üzülüyorum! Çünkü yaşlandığında çocukların da sana böyle davranırlarsa dayanamazsın!" DEVAMI YARIN

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp