Top
Ragıp Karadayı

Ragıp Karadayı

ragip.karadayi.ihlas@gmail.com

06/02/2023

Anneciğim gibi davranmıştı o gün bana Tanju...

“Biliyor musunuz gençler, bugün Allah’a duâ ettim Jale’nin dizlerini iyileştirmesi ve keyifle gezmek için…”

 

Her sözüme cevap yetiştiremez zavallı anneciğim yutkunur, daha ileri gidemezdi. Ahlanır, bazen de sessiz gözyaşı dökerdi. Bir tarafta evlat, beri tarafta paha biçemediği değerleri. Ne yapsaydı kadıncağız acaba?

Okulda arkadaşlarımızla bir mesire yerine gezmeye gitme planımız vardı. Gün geldi, erkenden yola çıkıyoruz. Ancak benim dizlerim de fena ağrıyor, korkunç bir sancı var. Yaşlılar gibi kıvranıyorum. Aynı zamanda da çok gıcığım her zaman olduğu gibi. Sırf neşe kaynağı, kafa dengi arkadaşlarım arkada kendi âlemlerinde sohbet ediyorlar. Derken Tanju sessizliğini bozuyor:

“Biliyor musunuz gençler, bugün Allah’a duâ ettim Jale’nin dizlerini iyileştirmesi ve keyifle gezmek için…” Bütün kalabalık hep birlikte “âmin” diye bağırınca araba sarsıldı sandım. Sonrası gülüşmeler tabii...

Ardından ikinci bir sessizlik ve gene bozuyor sessizliği Tanju: “Sonra da Allah’a duâ diye mühim bir şeyi yarattığı için hamd ettim, şükrettim…” Bu sefer meraktan mı ne sessizlik daha uzadı lakin Tanju’nun konuşması bitmedi. Yeniden ciddileşti: “Ben de teşekkür ettim Allah’a. Varlığını bildirdiği ve bize yalnız olmadığımızı, yanımızda olduğunu hissettirdiği için. En ümitsiz ve sıkıntılı anımızda duâyla ümitlendirdiği ve hayatımıza çok kuvvetli bir destek oluşturduğu için. Bir insan için ümit ne büyük dayanak! Duâ ne büyük sığınak!”

Anneciğim gibi davranmıştı o gün Tanju. Bazen de fizikî ya da ruhî her durumum için kendiliğinden duâ ederdi Tanju. Senin için duâ ettim Jale, adı da “Kötüleştirme Allah’ım iyileştir...” Bak şöyle: “Allah’ım Jale'min iyi şeylerini daha iyi yap, kötü şeylerini de iyi yap. Âmin! Âmin!”

Tanju’nun Sevcen adında bir kız arkadaşı vardı. Benden önce konuşuyorlarmış. Kızıl saçlı, uzun etekli, güler yüzlüydü gördüğüm kadarıyla. Tanju’nun hâl ve hareketinden onu sevdiğini anlıyordum. Zira ondan bahsederken biraz da çapkınca bir gülümsemeyle ve kaçamak cevaplar veriyordu. Bir gün gene dışarıda onunla gün geçirmişti ben de sordum:

- Sevcen güzel kız, iyi biri galiba, seviyor musun onu?

- Evet ama şu bakımdan, yani bize olan samimiyetinden, şefkatinden… Mesela, benim elimdeki çatlaklara kremi sürüyor, geçenlerde güneş yanığı yüzüme de sürdü…

Ama bunları söylerken başı önde, gözleri yere bakıyor ve alttan alttan muzipçe gülüyordu. Neden sonra kaldırdı kafasını:

- Evet, zaten iyi arkadaşlar yerine göre anne gibi olmalı değil mi Jale?

- Bana göre anne baba gibi değil de “içten ve dostça” olmalı arkadaşlarımız. Zaten bütün meramımız bu Tanju! Bunun için kıvranıyoruz, bu kadar da mücadele veriyoruz yakınlarımıza karşı.

İlk defa Tanju’nun sesinde bana söylenmiş bir şarkı duymuştum:

Susuzluğa suyum sensin,

Vazgeçilmez huyum sensin.

Yokluğun hasretin bitirir beni,

Kanımdaki canım gibisin.

 

Yağmur demem, çamur demem.

Yollarına düşüyorum.

Uzaklardan geldim canım,

Isıt beni üşüyorum.

 

Yokluğuna dayanamam,

Başkasına bağlanamam.

Sen benim ilk aşkım,

İlk göz ağrımsın!

Seninle doğmuşum,

Sensiz olamam!

DEVAMI YARIN

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp