Top
Ragıp Karadayı

Ragıp Karadayı

ragip.karadayi.ihlas@gmail.com

05/02/2023

"Anne ol o zaman anlarsın kızım!"

Bir gün yine geç saatlerde gelmiştim. Zavallı anneciğim köşe bucak beni takip ediyordu...

 

Sadece hayvan gibi nefsimizin peşinde koşuyorduk... Çalışmak kolay şey değildi, kafa yormak ise pek zahmetliydi. En iyisi; “AZ ÇALIŞ, ÇOK KAZAN, LÜKS YAŞA...” formülüydü. Bu ise aradığımız tek şeydi. Herkes de böyle düşünüyordu ki, kızların şarkıcı ya da artist olma merakı, erkeklerin futbolcu olma aşkı, şans oyunlarına, kumara düşkünlük hep kısa yoldan zengin olmak istemenin bir neticesi değil miydi?

          ***

Her yaz denize giriyor bronzlaşınca keyfim de yerine geliyordu. Vakit derdim yoktu, canım istediğinde dışarı çıkıyor, istediğimde de eve dönüyordum. Beni dünyaya getirmiş, büyütüp okutmuş ve hâlâ da harçlığımı tedarik edenler; uyumuş veya uyuyamamışlar umurumda bile değildi.

Bir gün yine geç saatlerde gelmiştim. Zavallı anneciğim köşe bucak beni takip ediyordu. Bir kahkaha patlatıverdim; “Hadi istersen aşağı gel, otur yanıma biraz sohbet edelim annecik!” dedim. O da bahane arıyormuş, uykunun sıkıntısından kurtulup elinde ne zaman aldığını tahmin edemediğim bir dondurmayla gelip karşıma oturdu.

-Dünyada ne güzel şeyler oluyor anne! Bana dondurma almış saklamışsın bu saate kadar. Bir lokma şeyi kendin yeseydin ya! Yapmayın anne!

-Anne ol o zaman anlarsın kızım! Şimdi ne desen az!

-Aman Anne! Anne olmadan da bazı şeyler anlaşılmaz mı? Hani bizim problemimiz; sizin çok kıymet verdiklerinizin dünyada işe yaramadığını bilmemenizden kaynaklanıyor!

-Yani acınacak durumdayız! Öyle mi demek istiyorsun?

-Tam da öyle! Ver, bekletme dondurmayı! Eriyip ziyan olacak anne! Yemesini bilmeyenin malını işte böyle yerler!

-Kızım, bize kendimizi, menfaatimizi öne çıkarmamızı öğretmediler, hep başkalarını düşündük! Annelerimiz de bize öyleydi, yemez yedirir, giymez giydirirlerdi. Şimdikilere aklım ermez, ne yapmak istediklerini bilmem, bilmek de istemem! Yeni yetmeleri anlayamıyoruz, onlar da bizi... Onun için hem üzülüyor, hem acıyoruz…

-Anne, yapmayın! Neyimize üzülüyorsunuz? Şu aynalardan birinin karşısına geçin de bir kendinize bakın! Hayatınız mahvolmuş, keyifle yaşadığınız günleriniz hiç olmadı ve bundan sonra da olmayacak, öyle bir derdiniz de yok zaten! Kabir mi desem, mezar mı ne, işte öyle ölülere göre bir yaşantınız var, sizinkiler biz diriler için değil. Zaten doğarken ölmüşsünüz!

-Büyük konuşma kızım, herkes ölecek! Ölmeyecek kim var ki?

-İyi ya, ölene kadar hayatını yaşasana!

-Ben şimdi yaşamıyor muyum?

-Onu sana sormalı anne! Sadece yaşadığınızı sanıyorsunuz! Sizin tercihleriniz hayat değil, bize de boşuna empoze etmeyin o Orta Çağ’dan kalma iptidai yaşantınızı! DEVAMI YARIN

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp