Eğer Hasan Arat, o dönem Serdar Bilgili ile girdiği yarışı kazansa idi, Beşiktaş, “kulüp olarak” Fenerbahçe ve Galatasaray’ın bu kadar gerilerine düşmezdi…

Üç Büyükler yarışmasında, “geride kalan” Beşiktaş’ın, “Neden” sorusunun cevabı olarak verilecek “birçok sebebi” var, ama “bu birçok sebebin arasında bir tanesi var” ki, işte “asıl sebep” o!.. 
“Diğer sebepleri” toplasanız, o “asıl” sebebe yetişemez; o sebep rahmetli “Süleyman Seba’dan sonra gelen” başkanlardır!..

Ne Serdar Bilgili, ne Yıldırım Demirören, ne Fikret Orman, ne de Ahmet Nur Çebi, “efsane” Süleyman Seba’nın koltuğunu doldurabilmişlerdir!..

Ve bu yüzden, Üç Büyükler içinde, Beşiktaş, “Galatasaray - Fenerbahçe rekabet ve yarışının gerisinde” kalmıştır!..

Ahmet Nur Çebi’nin “görevi bırakma ve seçimli genel kurul yapma” kararından sonra, “Çebi’nin ‘yeniden aday olma’ hevesinden vazgeçmesi” beni mutlu etti.

Şimdi “bu cümleme ve bundan sonra yazacaklarıma itiraz edecek ve ‘Sen Galatasaraylısın, Beşiktaş Başkanı’nın kim olacağı, olması gerektiği seni ne ilgilendirir, nasıl mutlu eder?’ diyecek” çok okuyucum olacaktır.

Babamız Fuat Uluç; Beşiktaşlı idi. Ona olan sevgim, saygım ve güvenim, o günlerde “bilinçaltıma, iki büyük rakipten ‘önce Beşiktaş’ seçimini” yaptırmıştı, hâlâ “o seçim” bilincimi de etkilemeye devam ediyor!..

İşte, bu sebeple, “hem gazeteci, hem spor yazan” ve hem de “Galatasaraylı olarak” iki büyük rakibimizde “Neler oluyor, neler olacak ve neler olmalı” sorularına cevap arayıp, bulmak görevim olmuştur.

Ve işte bu yüzden, “Ahmet Dursun, Seba gitsin” tezahüratları içinde Seba’nın gitmesi de beni çok etkilemiş ve üzmüştü...

Dahası, Seba gittikten sonra, Beşiktaş Kongresi’nde yapılan seçimi Serdar Bilgili’nin Hasan Arat’ı mağlup ederek kazanması da hoşuma gitmemişti.

Eğer “o gün” seçimi Hasan Arat kazansa idi, Beşiktaş, “kulüp olarak” Fenerbahçe ve Galatasaray’ın bu kadar gerilerine düşmez, Beşiktaş Başkanı “sebebi Federasyon’a yüklemek” çabasıyla, “Bize tuzak kuruluyor, ikili bir yarış operasyonu yapılıyor” şeklinde özetleyeceğim “saçma sapan” sözler söylemezdi…

Beşiktaş’ı “içinde bulunduğu krizden kurtaracak aday” olarak gördüğümden, başkanlık için “ikili yarış” başladığından beri “Hasan Arat kazanmalı, kazanacak” diye düşündüğümden, yazılarımda “bu düşüncemi” işaret eden mesajlar verdim.

Bugünkü yazımın başlığı da, zaten “bu düşüncemi” açıkça ifade ediyor; Hasan Arat’ı kutluyor, “Allah kolaylık versin” diyor ve yeni Başkan ve arkadaşlarının “Beşiktaş’ı ‘Seba’nın Beşiktaş gibi’ Türk sporunun gündeminde zirvelere taşıyacaklarına” inanıyorum!..