Hey gidi hey… Süleyman Seba’nın 2000 yılında başkanlığını Serdar Bilgili’ye, onun Yıldırım Demirören’e, onun Fikret Orman’a, onun Ahmet Nur Çebi’ye, onun da 3 Aralık 2023’te Hasan Arat’a bıraktığı Türk sporunun “asırlık” Üç Büyüklerinden biri olan Beşiktaş, 21 Aralık 2023 gecesi dramını neden ve nasıl yaşadı?
Süleyman Seba gibi bir efsaneden sonra “işbaşına gelen” başkanlar dönemini yaşayan Beşiktaşlılar, “camia içindeki bölünmelerin, koltuk kavgalarının, ‘son seçimli genel kurulun öncesinde bile’ nasıl devam ettiğinin” şahidi oldular…
Ve de asıl, Hasan Arat Başkan’a, “görevi ‘istemeyerek’ ama ‘zorunlu olarak’ bıraktığı gözlemlenen ve giderken ‘Futbolcuların, çalışanların bütün alacaklarını ödedik, kulüpte kimsenin alacağı kalmadı” diyen” Ahmet Nur Çebi Başkan’ın, “nasıl bir kasa bıraktığını” öğrenince “yeni başkan ve yöneticilerle beraber” şoke oldular…
Bakınız, Yeniçağ gazetesinde Mirza Şeker, “Ahmet Nur Çebi, Hasan Arat’ı nasıl şaşkına çevirdi” başlıklı yazısında “bu tabloyu” nasıl anlatıyor; “Beşiktaş’ın kasasında 900 milyon lira olduğu belirtiliyordu. Ancak Beşiktaş’ın eski başkanı Ahmet Nur Çebi, giderayak ne var ne yok hepsini bitirmiş! Kendisinin alacaklarını almış. Yöneticilerinden alacaklı olanlara vermiş. Kulüp çalışanlarına prim olarak ödeme yapmış. Futbolculara da prim dağıtmış. Hasan Arat son çareyi Tüpraş ile yapılan stat anlaşmasının parasında bulmuş ancak gelin görün ki Ahmet Nur Çebi yönetimi önceden bunu da kullanmış.”
Bitmedi; 21 Aralık Perşembe gecesi Beşiktaş’ın kendi stadında yaşanan “Alanyaspor / Rıza Çalımbay dramı” da, Ahmet Nur Çebi, Şenol Güneş ikilisinin “onca milyon avro harcayarak” kurduğu futbol kadrosunun hâli pürmelalini bütün acılığı ve açıklığı ile ortaya koydu.
Ve de… Hasan Arat’a bırakılan borç 8 milyar, 282 milyon 243 bin lira!
İşte ocak ayı geldi; “ara transfer” dönemi başlıyor… Mevcut kadronun “puan cetvelindeki durumu” milyonlarca Beşiktaş taraftarını üzüyor… 16 maç; 8 galibiyet / 2 beraberlik / 6 mağlubiyet / 23 gol atılmış / 22 gol yenmiş / +1 averaj / 26 puan…
Puan cetvelinin zirvesindeki Fenerbahçe ve Galatasaray’dan 17 puan geri kalınmış, düşme hattına uzaklık ise 11 puan…
“Takımın ilk 11’inin yarısından fazlasının değişmesinin, onlar gönderilirken, yerlerinin ‘Beşiktaş’ı yukarılara taşıyacak’ oyuncularla doldurulmasının şart olduğu” görülüyorken, “bu mali tablo” içinde, Hasan Arat yönetimi, “ne yapacak, nasıl yapacak” sorusuna cevap aranıyor, camiada...
Aslında, “Anadolu’nun büyüğü” Trabzon’u da katarsak, “Dört Büyüklerin borcunun 30 milyara dayandığı” bir dönem yaşanıyor ve de “Benden sonra tufan” denilen zihniyetin at oynattığı görülüyor;
Hele ki,” bu kadar borca rağmen, başarısız olan” başkan ve yönetimlerin bulduğu çare ortada; “hedef saptırarak” Federasyon’a, Merkez Hakem Kuruluna, hakemlere savaş açmak…
Bu çare de “kulüpleri değil, koltukları” koruyor, ama nereye kadar?..
Nihayet… Teşekkürler RTÜK…
Halil Umut Meler’e atılan yumruk, nihayet, evet nihayet “birçok gözü” açtı ve “art arda kararlar alınmaya” başladı…
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) de, sert bir açıklama yaptı. Bu açıklamadan anladığımıza göre, “TV ekranlarında kurulan, başta hakemleri, Merkez Hakem Komitesi’ni ve Federasyon’u hedef alan ‘hakaret ve infaz masalarının’ sonu getirilecek. Bu masalarda oturanlara örnek olarak reyting uğruna ‘hakaret ve infazı yaygınlaştıran’ ağababaların da sesi kesilecek. “Bu karara uymamakta ısrar eden” kanalların lisanslarının iptaline kadar gidilecek…
Evet, binlerce teşekkür RTÜK… Tabii “aldığınız bu kararları” uygularsanız!..
Futbolda “darbe” mi isteniyor?
Çok açık olarak görüyoruz ki, bazı “başarısız” başkanlar Futbol Federasyonu ve başkanına karşı başlattıkları “sözlü” kampanyaların sonuç vermeyeceğini gördüler ve bu defa da “operasyon” fazına geçtiler… Onlara, “medyadaki sözcüleri ve kalemşorları ‘Kim bu Gaziantepli, futbolla ne ilgisi var / Seçilmedi, atamayla geldi / İstifa etmeli’ kampanyası” ile her türlü desteği verdiler, veriyorlar…
Hatta “İstifa etmeyecek, görevden alınacak” sözlerini sarf eden yöneticileri, “Ne diyorsunuz, ‘görevden alınma’ gerçekleşirse, FIFA ve UEFA ne yapar; Türkiye’yi askıya alır, uluslararası faaliyetlere millî takımımız dâhil, hiçbir takımımız alınmaz, Avrupa Şampiyonası finalleri de elimizden alınır” diye uyaramadılar, bile…
Mehmet Büyükekşi Federasyonu “nasıl göreve geldiyse” öyle gider. Başkan, ya istifa eder, ya da “yeterli imza toplanarak” Futbol Genel Kurulu “seçimli olarak” toplantıya çağrılır. Orada hesaplaşılır.”
Daha dün bir, bugün iki, Türk futbolunu ve millî takımımızı “düşürüldüğü bataktan çıkarırken”, tarihimizde ilk da “Avrupa Futbol Şampiyonası finallerini ülkemize getirmeyi başarması” bile, “hangi yolda, nasıl ilerlediğini” gösteren bir Federasyon’a karşı… Görülüyor ki, “spor içi darbe yapılmak” isteniyor.
Büyükekşi buna imkân vermemeli… Yani, “istifa” baskılarına cevap “Hayır” olmalı ve de “sporumuzda darbe yolu” açılmamalı!..
Şaka!..
Aylardır “yabancı hakem hayali” kuruyorduk. Kulüpler Birliği dâhil, giderek “Yabancı hakem gelsin” istekleri çoğalıyor; hatta Federasyon bile bazı araştırmalar yapıyordu.
“Ülkenin en iyi hakemine atılan bir yumruk” bu isteği “hayal olmaktan bile” çıkardı. Hangi yabancı hakem “bu ülkeye maç yönetmek için” gelir?
Ben karikatürist olsam; “Böyle gelir” diye, “15. asrın şövalyelerinin zırhlarını giydirirdim” gelecek yabancı hakeme…
