Top
Öcal Uluç

Öcal Uluç

ulucocal10@gmail.com

06/12/2023

Onlar ki, çirkin yolda da yarışıyorlar!..

Evet, daha ilk cümlemde, “Onlar” kim; hemen yazayım. Galatasaray ile Fenerbahçe’nin başkan ve yöneticileri… Arada “Beşiktaş’ınkiler de zaman zaman katılıyor” ama “asıl yarış” sarı lacivert ile sarı kırmızı arasında… 

Aslında onların “asıl yarışı” bir tarafı ile, bir asırdan fazladır “onur veren, gurur veren, milyonların coşkuyla, heyecanla izlediği” bir yarış… Bitmeyen ve bitmeyecek olan “sportif” bir yarış… Futboldan küreğe, basketboldan, voleybola, erkeğinden, kadınına uzanan “dünya derbilerinin zirvelerinde konuşlanan” bir yarış…

80 yıllık sporu izleyen, 62 yıldır yazan bir spor insanı olarak, hep söylemekteyim; Galatasaray ile Fenerbahçe bir elmanın iki yarısıdırlar. Biri olmasaydı öteki; öteki olmasaydı beriki, bu kadar büyük olamazlardı…

Şampiyonluklar yarışına eklenen taraftar yarışından, transfer yarışına, forma satışı yarışından “desibelli” tribün tezahüratı gürlemesi yarışına kadar…

Ne var ki, “önce spora profesyonelliğin girmesi” ve de “rekabette üstünlüğün parasal ağırlığa bağlanması” ile sarı lacivert / sarı kırmızı sportif yarışına, “bir başka tür yöneticiler yarışını” da soktu…

Ve de ne yazık ki, “profesyonel sporun kanun / yönetmelik / talimat çemberindeki hatalar, eksilikler, yanlışlar yüzünden”, sporun “evrensel” Fair Play ilkesinin unutulmaya başlaması ile, bugünlere kadar gelindi.

Fair Play ya da “dürüst oyun” sporda kurallara uymaktan da öte “hileye ve şiddete başvurmamayı” da içine alan “davranışlar biçimini simgeleyen” bir kurallar zinciridir. O zincirde “centilmenlik, hoşgörü, saygı, sevgi, duygudaşlık, rakibe fizyolojik ve psikolojik açıdan zarar vermeme, onu ‘düşman olarak’ değil, ‘sportif yarışmanın ortağı’ olarak görme” vardır. Şampiyonluk oyununda, kupa finalinde bile ona saygı duymak vardır.
Peki, “bugünkü, acı ve çirkin tablo” nedir?..

İşte “birer gün ara” ile, önce Galatasaray, sonra Fenerbahçe oynadılar, onlara göre “çok zayıf kadroları olan” iki takımla… İki maçta da hakem hataları, “iki büyükten yana” oldu ve “rakipleri cıyak cıyak ağlatan” cinstendi…

Ve de her zaman olduğu gibi, iki takımın yöneticileri de, büyük rakipleri için “Kollanıyorlar, bize kumpaslar kurulmaya devam ediyor” mealinde açıklamalar yapmaya devam ettiler…

Böylece, “sezon sonunda ‘ikisinden birisinin kazanacağı’ kupayı” kirletmekten de öte “lekeleme” yarışında “öne geçme yarışını” sürdürmeye devam ettiler…

18 Kasımda Uluç Market’te “Ey hakemler, kollayın ‘üst düzey ve milyonlarca taraftarı olan’ takımları” keyfinize bakın… ‘Sinek vızıltısından öteye’ bir tepki olmaz, sizler de, Federasyon da, Merkez Hakem Komitesi de rahat eder. Elbette, büyük kulüp yöneticileri ile beraber bizler de!” diye yazmıştım.

Pendikspor ve Sivasspor maçlarında “tam da yazdığım gibi” oldu…Büyükler “3’er puanı” aldı. Rakiplerine cıyak cıyak ağlama kaldı.

Bilmem ki, “duyması, ilgilenmesi ve gereğini yapması gerekenler içinde” kaç kişi duydu, duymuşlardan da “kaç kişi” gerekeni yaptı?..

İşte, “Benden sonra tufan” zihniyetli yöneticilerin Fair Play’i çiğneme yarışında” sporumuzu getirdikleri durak burası; yazıklar olsun!..

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp