Top
Cem Küçük

Cem Küçük

cemkucuk@gmail.com

24/02/2020

Koronavirüsün ne olduğunu biri bize anlatsa ama Canan Karatay değil

Her gün bir koronavirüsle ilgili bir haber okuyoruz. Elimizdeki mevcut bilgiler şu: 12 Aralık 2019’da Çin’in Vuhan şehrinde ortaya çıkan yeni bir virüs türü. Covid-19 da deniyor. 
Dünya Sağlık Örgüt Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, 11 Şubat'ta yaptığı açıklamada "Bu hastalığın artık bir adı var" dedi ve Covid-19'un “korona’nın co'su, virüs'ün vi'si” ve hastalık kelimesinin İngilizcesi “disease” sözcüğünün d'sinden türetildiğini söyledi. 
Dün itibarıyla bu hastalıktan ötürü 2.431 kişi hayatını kaybetti. 78 bin kişide bu salgın görüldü. Hastalığın Çin’in Vuhan şehrindeki Huanan deniz ürünleri pazarından çıktığı tahmin ediliyor. 
Koronavirüs SARS gibi insandan insana bulaşabiliyor. Bunlar gazetelere okuduğumuz bilgiler. Grip salgını gibi ama ondan çok daha kuvvetli deniyor. İyi ama anlamadığım sorular var.
Koronavirüs bir bakteri mi yoksa virüs mü? Gerçekten deniz ürünlerinden mi kaynaklanıyor yoksa vücudun ürettiği yeni bir şey mi? Hayvanlarda görülüyor mu?
Biri bize bu virüsün ne olduğunu tam olarak anlatsa da biz de aydınlansak. Çünkü virüs İran’da da görüldü. Orada da ölenler var. Koronavirüs salgını nedeniyle İran'la olan bütün sınır kapıları kapatıldı, uçuşlar tek taraflı durduruldu. Artık bizde de görülürse kimse şaşırmamalı. İtalya’da da görülen virüs belli ki artık Avrupa’da da var. 
Öte yandan hâlâ aşısı bulunamadı. Bilim insanları harıl harıl çalışıyorlar. Şu ana kadar tam bir ilerleme sağlanamadı. Mutlaka bulunacak ama bizim bilim insanlarının bu konuda bir çalışması var mı acaba? Gerçekten merak ediyorum. 
Çünkü bizde hastalığa yaklaşım hâlâ “şunu yerseniz virüs kapmazsınız” noktasında. Nitekim Canan Karatay koronavirüse karşı kelle paça önereli çok olmadı. Öyle ya, kelle paça yersen virüs kapmazsın (!) 
Bence beyin çorbası daha iyi. İçine az sirke, bol limon koydun mu hastalık kendiliğinden geçer. Zaten vücudun kaptığı hastalıkları “şunu yersen iyileşirsin”, “bunu içersen bomba gibi olursun”la tedavi eden milletiz biz. 
Gerçekten ekranlara bu işin uzmanları çıksın, gerçek bilgilerle, bilimsel verilerle bizi aydınlatsın. Doktorlardan başka güveneceğimiz kimse yok. Gazetelerden okuduğuma göre KKTC Vakıflar İdaresi Genel Müdürlüğü görevini yürüten Prof. Dr. Benter, tıp eğitimini aldığı ABD ve Avrupa'da yaklaşık 34 yıl bu alanda araştırmalar yapmış. 
"Angiotensin-(1-7)" diye bilinen hormonu bulan Benter ne yapılması gerekir sorusuna şöyle demiş: “Yapılması gereken yaklaşım, aşı üretmektir. Bu da çok zor ve zaman alacak bir iştir. Dolayısıyla şu anda yapılması gereken tek yaklaşım, bu virüs vücudumuza girdikten sonra onu etkisiz hâle getirebilmektir.”
Prof. Dr. İbrahim Benter Bey’in ekranlara daha çok çıkmasında fayda var. Televizyon yöneticilerine sesleniyorum, şu ana kadar koronavirüsle ilgili en mantıklı konuşan Benter. En azından kelle paça dışında virüs, protein vb gibi akılcı laflar ediyor. Benden söylemesi.
 
 
BBC Türkçe’nin “geçinememe” yalanı 
 
BBC Türkçe “Geçinemeyenler” diye bir haber yapmış. Olabilir, yapılabilir. Böyle bir haber başlığı görünce gerçekten geçinemeyen insanların hikâyesini görmek istiyorsunuz. Merak ediyorsunuz. 
Sabah gazetesi bu konuyu merak etmiş ve araştırmış. Ancak gerçek BBC Türkçe’nin anlattığı gibi değilmiş. Çünkü bu haberlerde aileler ile röportaj yapılırken ekonomik koşulların kötü hâli altı çizilerek vurgulanıyor. Ancak bu ailelerin gerçekte pek de maddi durumları kötü gibi durmuyor. Hatta şatafatlı hayatı planlar bile var. 
BBC Türkçe’nin son bölümünde ise fena hâlde algı operasyonları yapılıyor. Akıllara acaba bu işin arkasında kim var sorusu gündeme geldi. İstanbul'un Sultangazi ilçesinde yaşadığı iddia edilen Fatma Çetinkaya ile bir röportaj yapılmış. Çetinkaya kendisini ev ve iş yerlerinde temizlik işçisi olarak tanıtıyor.
İnsan önce üzülüyor. Gerçekten de temizlik işçileri geçinmekte zorlanabilir. Ancak Fatma Çetinkaya’nın sosyal medyasına baktığımızda gerçek çok farklı. Fatma Hanım’ın gözünde pahalı gözlükler, üstünde takılar var. 
Farklı mekânlarda yenen yemekler var. Yemek masaları da gösterişli. Hiç temizlik işçisi gibi görünmüyor Fatma Hanım. Hepsini geçtim, kızının kınasını teknede yapmış. Şatafatlı sofralar var. Teknede kına yapacaksın, farklı şık kıyafetlerin olacak ama geçinemiyorum diyeceksin. 
BBC Türkçe bizi keklemiş, onu anladık. Peki  ama niye böyle bir yalana ihtiyaç duymuşlar? Fatma Çetinkaya gerçekte kim? Onun da araştırılması lazım. 
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp