Kamuoyunun "Fatih Terim Fonu" olarak bildiği olayla ilgili ilk haberi 7 Nisan 2023'te Oksijen gazetesi yaptı. Bu konuyla ilgili ilk köşe yazısını da 26 Nisan'da Türkiye gazetesinde ben yazdım. Makalenin başlığı da "Dolandırıldığı iddia edilen Fatih Terim müşteki mi?" idi. İddianame ortaya çıktı ve Fatih Terim'in müşteki olmadığı ortaya çıktı. Olayın en büyük mağdurları Emre Belezoğlu, Arda Turan ve Selçuk İnan. Semih Kaya ve Ayhan Akman paralarını almış.
Burada sorulması gereken konu Fatih Terim bu olayın tam olarak neresinde? Futbolcuları Seçil Erzan'a yönlendiren Fatih Terim mi? Belli ki Seçil Erzan, Terim'in adını vermekten korkmuş. İlk mahkemede hâkim bastırınca Terim'in adını verdi. Tabii şunu söyleyelim, Seçil Erzan'ın her dediğini doğru kabul etmek yanlış olur. Bazı isimleri korumuş, bazılarına iftira atmış, bazılarından da korkmuş olabilir...
Peki bu dava nasıl başladı? İş insanı Atilla Baltaş'ın mahkemeye gitmesiyle. Cumartesi günü Baltaş'ın avukatı Ümit Karadağ'la konuştum. Kendisi bana süreci baştan sona anlattı. Atilla Baltaş, Seçil Erzan'a 5 milyon dolar kaptırmış. Erzan her mağdura başka hikâye anlatmış. Karadağ müvekkilinin sürecini şöyle anlatıyor: "Atilla bey yıllardır Denizbank'ın Florya'da müşterisi. Seçil Erzan'la yıllardır çalışır. Levent şubeye geçince de çalışmaya devam etmiş. Erzan, 'Özel müşterilere, özel kapalı fon sisteminde çok ciddi paralar kazandıracak bir sistem oluşturduk. Bu sistemi gizli tutuyoruz. Ne kadar çok para getirirseniz o kadar fazla kazanırız' demiş. Tabii Fatih Terim fonu olduğunu da söylemiş. Müvekkilim Atilla Baltaş muhafazakâr olduğu için ona faiz dememiş, fon demiş. Kazanç olarak da dolar bazında yüzde 12-13 kazançtan bahsetmiş. Yani medyada yazılıp çizildiği gibi yüzde 50-100 faiz değil. Seçil Erzan mağdur ettiği herkese farklı şeyler söylemiş."
Yani buradan anlıyoruz ki, Seçil Erzan insanın dinî ve ideolojik görüşlerine uygun olarak da herkese en uygun yalanı söylemiş! Ümit Karadağ müvekkilinin hesaplarına bakılırsa vadeli mevduat yani faize hiç para yatırmadığı anlaşılır dedi. Seçil Erzan'ın da Atilla Baltaş hakkında bariz yalan konuştuğunu, çünkü Erzan'ın dolandırıcılığını ilk biz ortaya çıkardık diyor. Hemen söyleyeyim, bence Ümit Karadağ burada doğruyu söylüyor. Erzan'ın iddiaları gerçekçi değil. Çünkü öyle olsa neden Atilla Baltaş şikâyetçi olsun? Ayrıca Seçil Erzan'a 5 milyon dolar vermiş ve hiçbir şey almamış.
Seçil Erzan'ın futbolcu Semih Kaya'ya verdiği paradaki GPS Atilla Baltaş'a ait. Neden para çantasında GPS vardı diye sordum Ümit Karadağ'a. Müvekkilinin para taşınırken bazen hırsızlık olaylarına karşı önlem olarak bunu yaptığını söyledi.
Peki bu olayın sonu ne olur? Mahkeme Seçil Erzan ve diğer sanıklar hakkında kararını verecek ama Seçil Erzan'ın büyük bir ceza alacağı kesin gibi. Ayrıca Seçil Erzan'ın adını verdiği ve vermediği iki tefeci var. Biri Süleyman Aslan, diğeri Kapalıçarşı'da. Ama Seçil Erzan korkudan onun adını veremiyor.
Ümit Karadağ Bankacılık Kanunu 60. maddesi 1. fıkrasına göre Denizbank'ın bu işten sorumlu olduğunu iddia ediyor. Yani er ya da geç bu parayı banka mağdurlara ödeyecek. Ali Murat Dizdar, Şermin Tekin gibi banka yöneticilerinin zorla alıkoyma gibi iddialar doğruysa işleri zor. Bu arada banka müdürü Hakan Ateş ve diğerleri hakkında da bir soruşturma yürüyor.
Ben Denizbank'ın yerinde olsam ABD'deki gibi yaparım. Mağdurların paralarını anlaşmayla öderim. Bu konunun her gün yazılıp konuşulması bankanın aleyhine.
Soruşturmanın iyice yapılıp kimsenin korunmaması lazım. Ayrıca bu işten büyük para alanların vergileri de alınmalı. Dilan-Engin Polat'ın üstüne nasıl gidiliyorsa bu işte de herkesin üzerine sonuna kadar gidilmeli...
