İsrail'in zalimliğini tarif edecek kelime yok. Her akşam, sabah, gündüz haberlerde görüyorsunuz. İsrail için hastane, okul, park fark etmiyor. Vur gitsin. Tek derdi Hamas değil. Onun yalan olduğu da biliniyor. Tek derdi Hamas olsa o zaman onu hedef alır.
Gazze'de sıkışmış halka bomba yağdırıyor. Bebekler, çocuklar, kadınlar ölüyor. Dünya ise pek oralı değil. Olmayacak da. Müslümanların bunu artık bilmesi şart. Kimseden fayda gelmiyor.
Ancak eskiden farklı olarak sesini çıkaran insanlar var. Batı dünyasında sosyal medyanın da gelişmesiyle birlikte yüksek sesle itirazını dile getiren çok sayıda kişi ortaya çıktı. Dün mesela Hollanda'dan gelen haber sevindirici bir şey. Hollanda'da çeşitli bakanlıklardan 300'den fazla yetkili bir araya gelerek Hollanda devletinin İsrail'e şartsız desteğine itiraz ettiler ve, "Gazze'de İsrail'in uyguladığı aşırı şiddetin güçlü bir şekilde kınanması gerektiği"ni vurguladılar.
Böyle tepkiler eskiden gelmezdi. Şimdi geliyor. Zaten İsrail devletini ve yöneticilerini rahatsız eden de bu. Hollywood'da bile eskisi gibi tek tip ses çıkmıyor. Ya da Batı'da entelektüel dünyada sadece İsrail propagandası yapılmıyor.
X'e bakın, İsraillileri en çok şaşırtan, delirten şey bu. Eskiden tek tipti. Medya ne dayatırsa kabul ediliyordu. İsraillilerin yaptıkları yanlarına kâr kalıyor; ama şimdilik. Bu dünya eski dünya değil...
İran'ın İsrail ve ABD'ye tehditleri
İran her zaman olduğu gibi İsrail ve ABD'yi tehdit ediyor. Yıllardır bunu yapıyor İran. Ama henüz daha bir şey yaptıklarını görmedik. Sürekli bir şeyler söylüyor İran... İsrail de aynı şekilde. Ama sonuç alınamıyor. Vekalet savaşları üzerinden karşılıklı hamleler devam ediyor.
İsrail, İran içinde bilim insanlarını öldürdü. ABD Kasım Süleymani'yi öldürdü. İran'ın kendi başına İsrail ve ABD'ye zarar verdiğini daha görmedik. Bu boş tehditler artık bir işe yaramıyor.
Müslüman dünya zaten duyarsız. Halk anlamında değil devletler nezdinde durum böyle. Kimsenin İsrail'e bir şey yapacağı yok. Gerçi İran dışındaki devletler şöyle yaparız, böyle asarız demiyorlar. İran sadece konuşuyor...
Kâr payı vurgunları
Her hafta bir vurgun haberi duyuluyor. Yüksek kâr payı vaadiyle neredeyse dolandırılmayan kişi kalmadı. Dilan Polat ve eşi Engin Polat meselesi kara para aklamayla alakalı bir şey.
Kâr payı vurgunları genelde en yakınlarınızdan gelir. Önce sizden 100 bin lira isterler. Kâr payınızı isterler. Siz para aldıkça hoşunuza gider. Sonra vurguncu sizden daha çok para ister. Güveninizi kazandığı için siz de daha çok para verirsiniz. 6-7 ay sonra vurgunu yapar kişi ve ortadan kaybolur.
Dün de gazetelerde böyle bir haber vardı. Bakırköy Adliyesi'nde zabıt katibi 80 milyonluk vurgun yapmış. Eski eşi ve annesi de işin içindeymiş. Önce güven kazanmış. Sonra döviz bürosu sahibi dâhil çok kişiyi dolandırmış.
Buradan yazıyorum: Üç kuruş paranızı dolandırıcılara, vurguncular kaptırmayın. Babanız bile olsa yükse kâr vaadi bulunanlara kanmayın!..
