Top
Mesut Parlak

Mesut Parlak

mesutparlak@sozcum.com

22/09/2020

TTB kapatılsın derken…

Kılıçlı İmam, Ayasofya açılışında hutbeden Atatürk'e hakaret ederken,

İstiklal Marşı'na saygısızlık edilirken,

T.C. düşmanlığı yapılırken,

Kahramanlarımız ders kitaplarından çıkarılırken,

Yunan, adalarımızı işgal ederken,

Devlet kadrolarında cemaatleşme devam ederken,

Laiklik elden giderken,

Trump, hakaret mektubu yazarken,

Putin, Türk Heyeti'ni dakikalarca kapıda bekletirken,

Milli onurumuz ayaklar altına alınırken,

Sessiz kalıp;

Tahsillerin en uzun ve en ağırını yapmış, bu yolda madden ve manen tükenmiş, Anadolu'nun bağrında mecburi hizmetlerde dirsek çürütmüş, gençliğini yaşayamamış, ömrünü insanlığa adamış, salgınla mücadelede canını hiçe sayıp kayıplar vermiş, günlerce ailesini görmemek pahasına hastane ve otel köşelerinde barınmış baş tacı hekimlerimizin sivil toplum örgütüne saldırmak ve kalplerini kırmak!!!

Amaç aynı!

Önce BAROLAR BİRLİĞİ

Şimdi de TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ.!

Sormak isterim, eğer Türk Tabipler Birliği kapatılırsa, ortağınla birlikte sebep olduğun tüm sorunlar ortadan kalkacak mı?

Değerli okurlar;

Sizlerle Prof. Dr. Mehmet Demirhan'ın yazısını paylaşmak istiyorum.

“Değerli Hocalarım, kardeşlerim,
İnsanların Migros'a, manava kasaba gitmeye korktuğu hatta ufak tefek sağlık problemleri için hastaneye gitmedikleri zamanda, siz her gün hastanelere gidip Covid-19'lu hastalara dokunup, ameliyat edip ya da hasta olup olmadığını bilmediğiniz insanları muayene ediyorsanız, yoğun bakımlarda, servislerde, ameliyathanelerde gencecik hemşireler, temizlik elemanları var güçleriyle milletin maske takmadığı yerde kat kat giyinip, eve gitmeden, sevdiklerine sarılmadan hizmet vermeye çalışıp üstelik bunun için de devletin ödediği komik ücretlere talim ediyorsa, adamın birinin çıkıp hezeyanlar içinde hiç hak etmediğimiz ipe sapa gelmez suçlamalar da bulunması, yardakçılarının da TV kanallarında onu savunması insanı kahrediyor, zaten sağlıkçıya şiddeti tutum ve davranış haline getirmiş ülkemizde yeni şiddet olaylarını görürsek şaşırmamak gerekir. Bunun adı politika olamaz parti başkanlığı makamı hiç olamaz. TTB'nin çeşitli kurumlarında görev almış biri  olarak resmi internet sayfasına bir girip bakın, neler yapıyor, dünyada hangi eş değer kuruluşlarlarla ( American Medical Assoc, UEMS, Avrupa Topluluğu, Avrupa Parlementosu vs vs) ilişkili, ülkemizde uzmanlık dernekleri koordinasyonu, tıpta uzmanlık sınavları, CME (Continues Medical Education ) kredilerinin eş değerliliği, Hastanelerin ulusal ve uluslararası akreditasyonu, bunun gibi bir çok görevleri yanında yayınları, toplum bilgilendirilmesi gibi asal görevleri yerine getirdiğini göreceksiniz. Bütün bunlardan haberdar olmadan ahkam kesen zevat; TTB kapatıldığında Türkiye'de mezun ya da burada çalışan hiçbir doktorumuz yurt dışında akredite olamayacağını bilmiyor mu?
Bizim ülke rahmetli Uğur Mumcu’nun dediği gibi “bilgisi olmadan fikri olan zavallılar ile dolu.”
Uzun oldu ama bu konuda hakikaten duyarlı olmamız ve hekim olmayan kişilerinde tepki göstermesini sağlamamız gerektiğini düşünüyorum. Unutmayalım sağlık ve hukuk herkese lazım.
Üstelik Tabipler birliği adı üstünde Tabipler'i temsil ediyor, bilmeyenler için söyleyeyim TTB'ye Türkiye'deki hekimlerin %70'i üyedir ve serbest seçimlerle seçilir, Merkez konseyini oluşturur ve başkanı seçer, şu anda da Ankara Üniv Ortopedi ABD'dan (anabilim dalı) Sinan Adıyaman başkandır. Zaman zaman geçmişte TTB'nin bazı benimde tasvip etmediğim politik çıkışları olmuştur ama sorarım hangi kuruluşta buna benzer çatlak sesler çıkmamıştır bu durum kuruluşların kapanmasını mı gerektirir, ortada suç varsa dava açılır. TTB'nin eğitimle ilgili son 10 yıllık icraatları da her türlü takdirin üstündedir. Sevgili arkadaşımız Sinan'ın kişiliği de herkesçe malumdur.
Tıp, insan sağlığı ile uğraşır, insan sağlığının dini, dili, cinsiyeti, ırkı, siyasi rengi yoktur. Bu nedenle de bu cemiyeti, siyasi görüşe göre bölmek büyük bir ihanettir. Dünyanın her ülkesinde tek bir tabipler birliği vardır ve o da ülkenin adı ile anılır.
Bütün bunları bilmeden konuşan kişiler ülkenin en üst siyasetçileri, hadi sen bilmiyorsun danışmanında mı yok kardeşim.
Ülkede top yekün bir akıl tutulması yaşıyoruz.”

SON SÖZ: “…beyaz gömleğinle bir laboratuvarda,
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel, en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.” Nazım Hikmet

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp