Hatırlarsınız olaylı bir MHP kongresinden sonra Sayın Meral Akşener ve arkadaşları partiden ayrılmış ve 25 Ekim 2017 tarihinde kamuoyu tarafından tanınan donanımlı ve değerli insanların da  içinde olduğu 200 kurucu ile İYİ PARTİ’yi kurmuşlardı.

Kuruluş söylemlerinde Sayın Akşener sağda yeni bir parti izlenimi veriyordu.

Partinin genel başkanının kadın olması büyük bir artı sağlamış, böylelikle parti hızla yukarılara tırmanmıştı. Hatta millet ittifakının yeni oluştuğu dönemde kamuoyu araştırmalarında yüzde 18’lere kadar yükselmişti. Altılı masanın da oluşması ile muhalefet seçmeninde tam bir motivasyon rüzgarı esmeye başlamıştı. Tabii, altılı masaya oturan liderlerin inanarak mı yoksa ayrı ayrı hesaplarla mı oturduğunu hiçbir zaman tam olarak bilemeyeceğiz.

Biliyorsunuz o meşhur toplantıda masada tatsızlık çıktı ve Meral Hanım’a haksızlık yapıldı. Adeta kalk git dendi. Yılların siyasetçisi Meral Hanım, o gün hırsına yenilerek masadan kalktı. Daha da fenası o talihsiz konuşması ile sadece Kemal Bey’in seçilmesini engellemekle kalmadı, AKP tarafından rafa kaldırılan 0.5 puanlık bazı partileri de Meclis’e taşıyarak ülkenin umutlarını yok etti ve iki gün sonra tekrar masaya oturdu. Tabii bu son hamlesi hem kendisinin, hem de İYİ  Parti’nin itibarını zedeledi. Yani bir yerde haklıyken haksız konuma düştü.

Bu olaylar yaşanırken 2023 seçimlerinde oy oranlarının
yüzde 9’lara düşüşü de durumu iyice görünür hale getirdi. Ve son kongrede de Sayın Akşener çok sert bir konuşma yaparak ortamı gerdi, istifalar başladı.

Yerel seçimlere gidilirken, Sayın Akşener ani bir kararla altılı masa ortağı CHP’yi eleştirilere boğdu ve yerel seçimlere kendi parti amblemimizle gideceğiz dedi. Yeni Genel Başkan Özgür Özel, Meral Abla ile konuşacağım demişti ama abla, kılıcı çekmeye karar vermişti.

Sayın Akşener; siz yeni genel başkan olduğunuzda, kamuoyu, sağda kurulan bu  partinin yakın gelecekte ana muhalefet partisi olabileceğine inanıyordu ama siz bu şansı kullanamadınız. Parti içindeki özlerini halen unutamamış olan arkadaşlarınızın dolduruşlarına geldiniz. Halbuki partinizdeki  belli bir çoğunluk CHP ile ittifaktan yana. Parti olarak yerel seçimlere girerseniz aldığınız oyların sayısı daha da aşağılara düşecek ve partinin geleceği tartışılır olacaktır. Yerel seçimlerin sonunda da size “Olağanüstü bir kongre” görünecektir.

Hayırlara vesile olsun…

İYİ Parti’de bunlar yaşanırken, Erzurumlu Dadaş’ın bir öyküsünü anımsadım. Sizlerle paylaşmak isterim.

“Erzurum'da şehirlerarası sefer yapan bir yolcu otobüsünde muavin horlayan yolcuyu, diğer yolcuları rahatsız ettiği gerekçesiyle uyandırır. Ancak adam tekrar uyur ve horlamaya devam eder. Bunun üzerine muavin sinirlenir ve adamla tartışmaya başlar, tartışma büyüyünce muavin adamı otobüsten indirmeye karar verir. Sinirlenen adam muavini bir güzel döver, otobüs şoförü müdahale edince o da dayaktan payını alır. Yedek şoför de gelir, adam onu da dövdükten sonra otobüsten iner, inerken de boksör olduğunu söyler.

Aynı muavin, başka bir gün yine bir yolculuk esnasında yolculardan birinin horladığını duyar ve yolcuyu kibar bir şekilde uyandırdıktan sonra sorar;

-Gardaş boksör misen?

-Hayır...

-Karateci misen?

-Hayır...

-Tekvandocu misen?

-Hayır...

-Kung Fu’cu misen?

Adam şaşırır ve yine hayır der.

 Bunun üzerine muavin şaşkınlıkla sorar;

"Peki gardaş,  neyine güvenip de horlirsen ?"

Biz de, yerel seçimlere müstakil girme kararı alan Sayın Akşener’e soralım o zaman;

-Milletvekili seçimlerinde herhangi bir ilimizde birinci olmaktan geçtik, ikinci  parti bile oldunuz mu?
-Hayır…

-81 ilimizin en az  yarısında milletvekili kazanabildiniz mi?
-Hayır

- Oy potansiyeliniz yüzde 10’u  geçiyor mu?
-Hayır

Peki Sayın Genel Başkan, neyinize güvenip de seçimlere müstakil girirsen?

SON SÖZ: Rüzgar esmeyince, sapla saman ayrılmaz. ÇİN ATASÖZÜ