Top
Mesut Parlak

Mesut Parlak

mesutparlak@sozcum.com

14/10/2022

Lider olmak

Bir tıp öğrencisi eğitimini tamamlar ve hekimlik unvanını alır. Mesleğine ya pratisyen hekim olarak devam eder ya da mesleki öğretilerini geliştirmek için uzmanlık eğitimi alır. Bir kesimde, uzmanlıkla yetinmez daha ileriyi hedefleyerek akademisyen olmak ister.

Hekimliğin gelişmesinde eğitimin çok önemli olmasına karşın, diğer yandan usta çırak ilişkisi de çok değerli bir yer tutar.

Çok kullanılan bir deyim de vardır” Çırak ustayı geçmezse sanat ölür”.

Mesleğim hekimlik olduğu için bu örneği verdim.

Sözünü ettiğim ilkeler, sadece hekimlik için değil, her meslek gurubu içinde geçerlidir.

Yukarıda sözünü ettiğim, eğitim ve usta çırak ilişkileri siyasetteki aktörler için de çok önemli olsa gerek. Siyasette, eğitim ve usta çırak ilişkileri parti tabanı, yani örgütlerden başlar. Siyasetin ilk basamağı örgütlerdir. Buradan başlayarak yukarılara tırmanılır. Gerçek şu ki, parti örgüt aşamalarından geçmeyerek tepeden  inme gelişlerde, deneyim eksiklikleri, bir süre sonra kararlar aşamasında hatalara neden olacaktır.

Hem geçmişte, hem de bugün, her meslekte olduğu gibi siyasette de bunun örnekleri vardır.

Rahmetli Ecevit, rahmetli Erbakan, Sayın Baykal, Sayın Çetin, Sayın Karayalçın vb. Bunlar rahleyi tedristen geçerek gelmişlerdir. Halk arasında çok kullanılır ”ocaktan yetişmiş” denir.

Siyasete, devlet veya akademik dünyadan adım atan çok değerli insanlar vardır. Bunlar bürokrat olarak, uzmanlıkları ile siyasete çok değerli katkılar yaparlar ve yapıyorlar. Taban, yani örgüt eğitiminden gelmeyip, parti başkanlığı  gibi siyasete tepeden inme gelenler, bir süre sonra parti ilkeleri ile çatışır hale gelirler.

Özellikle, son dönemlerde Ana muhalefet partisinde  yaşananlarla ilgili, parti tabanında neler konuşuluyor ?.

Sayın Kılıçdaroğlu, ülkem insanlarının yokluk ve yoksulluk çektiği bir dönemde Meclis'e verdiği önerge!!

Küllenmiş, ortada asla gündemde olmayan bir konuyu kaşımanın ne anlamı vardı? Bu önerge gündem olurken, sansür yasası denen kanun Meclis'ten yangından mal kaçırır gibi geçiriliyor.

Bu türban önergesi partide deprem etkisi yarattı.

Ülke gündeminin bu denli yoğun olduğu bir dönemde,

ABD seyahati nereden çıktı?

Bu seyahat programı CHP'nin ABD temsilcisi Yurter Özcan tarafından mı organize edildi?

Bu seyahat planlanırken, ABD'de, 8 Kasım'da seçimlerin yapılacağı ve bu nedenle 1 Ekim'den itibaren tüm siyasilerin seçim bölgelerine gideceği göz önüne alınmadı mı?

Bu seyahat amacına ulaştı mı?

Bu seyahate Halk TV temsilcisi davet edilirken, neden Tele1 den bir temsilci davet edilmedi ?. Sayın Emre Kongar ve Sayın Merdan Yanardağ'ın türban önergesi dolayısıyla yaptıkları eleştiriler mi bu davete engel oldu?

Tele1'in ABD temsilcisi, çok değerli ve deneyimli gazeteci sayın  Yılmaz Polat, katıldığı Tele 1 programında kendisinin bu seyahatle ilgili bilgilendirilmediğini söyledi. Sayın Polat, ABD siyasetinin nabzını tutan, uzun yıllardan beri ABD'de yaşayan bir gazeteci değil mi?

Sayın Polat bu seyahatin zamanlamasının yanlış olduğunu ısrarla söylerken, ‘'Kemal Bey'in bir parti genel başkanı değil de, Cumhurbaşkanı adayı belirlendikten sonra olsa çok daha yararlı olurdu'' dedi.

Değerli okurlar; bu dönemde, o şunu dedi, bu şunu dedi diye içerleyip sandığa gitmemek gibi bir yanlışa düşmeyelim. Bu seçim aydınlık Türkiye'nin yeniden ayağa kalkma seçimidir.

Sandığa gidip, yeniden parlamenter sistem deyip oylarımızı kullanacağız.

Altılı masanın değerli liderleri, ilk bir araya gelişinizdeki günden bugüne, halktaki heyecanın giderek azaldığı çeşitli ortamlarda sıkça dile getiriliyor. Soru şu, masada bir dağınıklık mı var? Yeni bir heyecan yaratmak için, ortak bir siyaset anlayışı ortaya koyma zamanı gelmedi mi?

Yeni kurulan ittifakla, geç kalınmadan iletişime geçilmeli. Bu halkta, seçime dönük  büyük bir heyecan  oluşturacaktır. Bu birlikteliğe karşı, her türlü yalan ve iftiralara başvuracaklara da aldırmayın. Zaten onların ayakta kalabilecek takatları kalmadı. Yeter ki siz ciddi bir hata yapmayın.

SON SÖZ; Çıraklığını yapmadığınız işin, patronluğuna soyunmayacaksınız. CAVİT ÇAĞLAR

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp