Top
Murat Yeşiltaş

Murat Yeşiltaş

yesiltas@sakarya.edu.tr

11/11/2023

Ya bölgesel barış ya bölgesel savaş

Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e karşı başlattığı Aksa Tufanı operasyonu, İsrail'in hava ve kara saldırıları eşliğinde devam ediyor. İsrail'in ülke içinde yaşanan şoku atlatmak, askeri caydırıcılığı yeniden tesis etmek ve Hamas'ı Gazze halkını toplu cezalandırma yöntemiyle bertaraf etmek için gerçekleştirdiği askeri saldırılar 36. gününü doldurdu.

İsrail'in öncelikli stratejik hedefi Gazze'yi geniş çaplı kara operasyonlarıyla işgal etmek. Ancak savaşın 36. gününe gelindiğinde bu hedefin gerçekleşmesi konusunda şüpheler söz konusu. Gazze'ye yönelik orantısız bombardımanın yol açtığı sivil kayıplar, uluslararası toplumun tepkileri ve çatışmanın bölgesel bir savaşa dönüşme ihtimali İsrail üzerindeki baskıyı artırmakta. Bu durum ayrıca Tel Aviv'in askeri operasyonları sürdürme kararlılığını zayıflatmaktadır.

Ancak İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırganlığı ve kuzeyde devam eden kara harekâtı taktiksel ve operasyonel gibi görünse de çatışmanın asimetrik yapısı ve meselenin karmaşıklığı sadece İsrail için değil tüm bölge için stratejik sonuçlar doğurabilir. 7 Ekim ve sonrasındaki gelişmeler dikkate alındığında mevcut durum, taktiksel, operasyonel ve stratejik dinamikleri etkilemiş ve yenilerini üretmiştir.

Mevcut Dinamikler

Hamas'ın 7 Ekim operasyonu İsrail'de stratejik bir şok ortaya çıkarmış ve İsrail'in askeri caydırıcılık üzerine kurulu güvenlik doktrininin altını oymuştur. İsrail yaşadığı bu stratejik şoku aşmak için elindeki tüm imkânları kullanmaktadır ve kullanmaya da devam edecektir. Mevcut durumda İsrail, önceki yıllarda olduğu gibi Filistin ve Gazze konusunda statükoya dönmekle ilgilenmemektedir.

Öte yandan İsrail'in ilk hedefi askeri caydırıcılığını yeniden tesis edecek yeni bir statüko oluşturmaktır. Söz konusu statüko hem İsrail içinde Filistin sorunu bağlamında hem İsrail ve ABD ortaklığı bağlamında bölgesel ölçekte inşa edilmeye çalışılacaktır. Ayrıca İsrail'in kısa vadeli hedefleri arasında Gazze'nin (kısmi veya kapsamlı) işgali, Hamas'ın ortadan kaldırılması ya da önemli ölçüde zayıflatılması ve işgal sonrası yeni bir yönetimin kurulması yer almaktadır.

İsrail'in stratejik hedefleri arasında ise Gazze'nin insansızlaştırılması ve Gazze halkının Mısır'a göç ettirilmesi yer almaktadır. Diğer bir ifadeyle İsrail ve ABD Gazze'nin boşaltılması konusunda bölgede diğer ülkeleri ikna etmeyi amaçladıkları bir arayış içindedir. Ayrıca İsrail hükümeti savaşı dini referansların hâkim olduğu teo-politik gerekçelerle meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Bu durum da mevcut çatışmanın ve olası karmaşanın karakterini önemli ölçüde etkilemektedir.

Kısa vadede ise İsrail'in operasyon tarzına bağlı olarak çatışmanın tırmanma ihtimali oldukça yüksektir. Bölge ülkelerinin buna karşı ortak bir pozisyon geliştirmesi pek mümkün görünmese de çatışmanın uzaması ve yayılmasına bağlı olarak birincil ve ikincil aktörlerin pozisyonlarında radikal değişiklikler meydana gelebilir. Ayrıca çatışmaların olası yakın etkileri bölgesel normalleşmeyi büyük ölçüde sona erdirmiştir. Buna paralel olarak İsrail'in savaş suçları kapsamına girecek saldırganlığı ve toplu cezalandırma yöntemleri, yeni bir radikalleşme sürecini tetikleyebilir ve radikal örgütlerin zemin kazanmasına yol açabilir.