Fenerbahçe’ye on beş dilimlik pastanın üç diliminin yeteceği bir iştah düzeyi, elbette ki derbi tansiyonunu normal ölçülere çekmiş durumda. Yani tabii ki ‘bebek tansiyonu’ değil. Ne olursa olsun istatistiklere eklenecek rakamın bile her iki camiada değeri var.

Hava durumunun mevsim değerlerinin bu kadar üstünde olmasına gelince... Fenerbahçe taraftarlığı kadar Galatasaray düşmanlığıyla temayüz eden birkaç dostum, şimdiden, bu derbinin Beşiktaş’ın hayırlarına vesile olmasını Futbol Tanrısı’ndan niyaz ediyor. Gerçi bunu yüksek sesle bağırıp çağırmıyorlar ama onların tek arzusu ve dileği, artık Beşiktaş’ın Galatasaray’ı arkasına alıp, ön elemesiz Şampiyonlar Ligi’ne katılması. Benzer bir durumda birçok Galatasaraylı da aynı himayeyi Beşiktaş’a gösterirdi. Beşiktaşlının şansı mı bilemiyorum.

Bizim köyde Tevfik Bey’in yanında çalışan Erhan meselâ Vanlı bir genç. “Erkan Ağabey, bilirsin yani” diyor, “Bizim orada Fenerbahçeli olmak, Galatasaray Lisesi’nde Fenerbahçeli olmak gibidir.” Ne bedeller ödedim demeye getiriyor lafı. Önceki muhabbetlerimizden biliyorum, bu taraftarlığının küçük çapta bir aile meclisi krizine bile sebep olduğunu. Süreci iyi değerlendiremediğine ilişkin kendisini özeleştiri sürecine davet eden bazı arkadaşları da olmuş, ayrıca. Yani onun için bu derbide Beşiktaşlı olmak, kastettiği bedellerin yanında fazlasıyla kıymetsiz. Pazar akşam Celep’in kahvede klasik çubuklu forma sırtında, boynunda Çarşı atkısı, maçı öyle izleyecek. “İyi ama Erhan bitime dört hafta kala ilan edilmiş bir şampiyonluğun keyfi” diyecek oluyorum. “Şampiyonluk averajla gelsin de Galatasaray Avrupa’ya gidemesin.” Cevabı bu oluyor. Beşiktaş’ın Pazar gecesi Erhan gibi birçok Fenerbahçeliden göreceği teveccüh takımı ateşler mi, köstekler mi, göreceğiz. Köstekleyebilir de. Mesela Almeiada’nın kaçırdığı pozisyondan sonra yiyeceği küfürlere ya Fenerbahçelilerinki de eklenirse? Ayağa kalkıp “Ulan senin ayağını...” diye küfür saydıran Sarı-Lacivert formalı bir güruh... Bu kadarı da olmaz gibime geliyor. Ama burası Türkiye! Hemen olmaz demeyelim.

Top artık futbolcularda
Neyse! En azından taşradan bir derbi manzarası çizmek adına biraz makara çevirelim, dedim. Öyle ya da böyle, iki hafta önce yine bir derbi adına yaşadığımız onca rezaleti unutturacak bir hayli görüntüyle karşılaşacağımız kesin gibi. Oyun kalitesini bozabilecek faktörler neredeyse yok gibi. Yöneticiler, makul ve mantıklı. Zemin ve hava durumu futbol oynamaya son derece müsait. Artık bundan sonrası futbolculara kalmış.
İzleyip göreceğiz.