Top
19/03/2024

Sol'un dayanılmaz pişkinliği

Ülkemizdeki Sol'un dünyadan çok farklı olduğunu kanıksadık. Öyle sömürgecilik karşıtlığı, mülteci dostluğu, ırkçı nefrete düşmanlık ya da emeğin müdafaası gibi büyük şeyler beklemiyoruz. Fakat hiç olmazsa azıcık utanma duygusu talebi de çok görülmemeliydi insanımıza.

"Nerede fakir ilçe var, Ak Parti orada varlık gösteriyor" diyor Solcu bilgemiz ekranda. Sonra pişkince devam ediyor: "Gelirlerin yüksek olduğu elitist yerlerde Ak Parti yok". Sevinçten havaya sıçrayacak neredeyse. Fakirler henüz Sol'un seçkin kalelerini zapt edemedi. Öyle diyor zaten: "Denizlere çıkışlarını kapattık". Etrafını duvarla da ördünüz mü, tamam. Sol'un en büyük sorunu fakirler. Olmasalardı hayatta, ne güzel devrim yapılırdı değil mi?

Adı çıkmıştır para pulla Sağ'ın. Fakat şöhret dedin mi akla Sol gelir. Öyle olmasa, hem Beşiktaş hem de Galatasaray'da forma giymiş Gökhan Zan'ı aday gösterir miydi Türkiye İşçi Partisi? Bakmayın siz tek vasfının futbolcu olmasına. Neden bir belediye yönetemesin? Dizi filmde polis rolünü oynadığı için Erdal Beşikçioğlu'nu "polis camiasından bir aday" diye tanıtmadı mı Özgür Özel?

Lakin pişkinlik "liyakat" diye yeri göğü inletip, yerel yönetimi tiyatrocuyla futbolcuya terk etmekte değil kuşkusuz. Gökhan Zan'ı aday gösterdikleri günü hatırlıyor musunuz? Hani MHP'yi yeterince Türk Milliyetçisi görmedikleri için kurdukları İyi Parti'den ayağının tozuyla gelmişti. Milliyetçi futbolcumuzun bir yanında "Türk devleti seri katildir" diyen Ahmet Şık, diğer yanında "hiçbir laftan tiksinmedim, şehitler ölmez vatan bölünmez lafından tiksindiğim kadar" diyen Sera Kadıgil duruyordu. Bu solcu yoldaşlar için futbolcunun nereden geldiğinin bir önemi yoktu elbette. Futbolcuya burada ne işin var diye sormak da gereksiz zaten. Ne geldiği yer, ne de gittiği yer sahici çünkü.

Ne bu törende pişkinlik duydular, ne de Gebze'de CHP'nin aday çıkarmayarak verdiği destek karşılığında futbolcuyu ortada bırakırken. Sadece iki satır yazı: "Adayımızı geri çekiyoruz." Gökhan Zan, aday gösterildiği günden bu yana CHP adayı Lütfü Savaş'ın çevresi tarafından tehdit edildiğini söylemiş hatta savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Kendisine adaylıktan çekilmesi karşılığında para teklif edildiğini söylüyordu. Oysa TİP, Zan'ı adaylıktan çektikten sonra sol kalemler hemen atıldılar mevziye: "AKP para teklif etmiş" Ne diye? Adaylıktan çekilsin diye mi? Sol'u bölen bir adayın çekilmesi için Ak Parti neden para teklif etsin? Pişkinliğin bu kadarına pes.

Dolardan kule yaparken hiç kızarmıyor yüzleri. Bavullarla taşınan paraların kaynağı sorulduğunda utanmıyorlar. Küçük görüyor da olabilirler bu miktarları. Öyle ya, CHP'li vekilin odasında unutabiliyorlar 250 bin doları.

"Benimle ne alakası var" diyebiliyor İmamoğlu mesela. Para sayma makinelerinin birisi baş danışmanı, diğeri kendi geldiği ilçesinin parti başkanı, üçüncüsü ise kendi inşaat şirketinin genel müdürü olmasına rağmen.

Vatandaşın milyonları bir çırpıda buharlaşırken, kebap yağlarına karışan dolar destelerinin nereden geldiği, nereye gittiği soruları havada asılı kalırken öyle pişkin öyle utanmazlar.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp