Top
Hüseyin Besli

Hüseyin Besli

atifhuseyin@gmail.com

24/04/2014

İki dönem daha

Asıl mesele AK Parti iktidarının (en az) iki dönem daha devam etmesidir. 1 Genel soru; Cumhurbaşkanı kim olacak? Açık ve net Benim Cumhurbaşkanı adayım R. Tayyip Erdoğan’dır. Zaten On yılı aşkın başarılı bir başbakanlıktan sonra tabi olarak gidilecek yer Köşk’tür.

BU YAZIYI SPİKERDEN DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN Bir önceki dönemde kendisine ram olan Cumhurbaşkanlığı makamı için başkasını işaret eden Erdoğan’dan bu sefer de benzer bir hareket beklemek doğru değildir. Olayların ve hadiselerin doğal akışına da uygun değildir böyle bir beklenti. Erdoğan cumhurbaşkanı olmalıdır. Dolayısıyla AK Parti’nin tüzüğünde bulunan ama son zamanlarda değiştirilmesi için oldukça etkin lobi faaliyetinde bulunulan üç dönem şartı yerinde kalacaktır. Üç dönem şartı, siyasi hiyerarşide geçişkenliği, basamaklardan yukarı tırmanma arzusunu, umudunu ayakta tutması, uzun süre aynı görevlerde bulunan insanların yorgunluklarını, körleşme ihtimallerini bertaraf etmesi siyasete sürekli yeni katılım ve yeni heyecan sağlanması gibi olumlu etkileri yanında önemsediğim başka bir husus… Bütün toplumsal organizasyonlarda başlangıç ilkeleri, duyguları, niyetleri, çabaları daha halisane, daha gerçekçi, daha dinamik, daha yardımlaşmaya açık, daha özverili, daha da çoğulculuğa dayanan özellikler taşır. AK Parti’de de böyle olmuştur. Kurulduğu dönemdeki Türkiye şartlarını da iyi değerlendirerek, AK Parti o gün yeni bir umudun, özlemin kaynağı olmuş ve arkasına aldığı büyük toplum desteğiyle, Türkiye’de daha önceleri eşi benzeri görülmemiş bir inşa sürecine girmiş ve çok başarılı sonuçlar almıştır. Ama kabul etmeliyiz ki, her toplumsal örgüt gibi AK Parti’de de zamanla başlangıçtaki ilkelere bağlılık ve inşa edici enerji azalmıştır. Hatta yer yer sapmalar göstermiştir. Bu ve benzer nedenler yüzünden, umulur ki üç dönem kuralı uygulanırsa, parti kadrolarının da büyük çapta değişime uğramasıyla da ilişkili olarak, ama en çok da üç dönem uygulamasının vereceği psikolojik yenilenme dürtüsüyle yeniden bir ‘ara inşa dönemi’ başlayabilir. 2 Genel kabul olarak Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasında bir problem yok. Hatta iflah olmaz muhalifler bile, açıkça ikrar etmeseler dahi (ekonomik deyimle) Erdoğan’ın Köşk’e çıkmasını satın almışlardır. Mesele, Erdoğan’dan sonra kimin Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı olacağında düğümlenmektedir. Zaten çetrefil olan mesele, Erdoğan’ın 16 Nisan 2014’te partili milletvekilleri ile birlikte yaptığı toplantıda söylediği ifade edilen bir cümle ile iyice önem kazanmaktadır. Diyor ki Erdoğan: “Ben Köşk’e çıkar isem, anayasanın ve yasaların verdiği tüm yetkileri kullanırım. Terlerim ve terleten bir cumhurbaşkanı olurum.” Bu cümlelerden sonra Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığında, kimin nasıl başbakanlık yapacağıdır tartışma konusu olan. Bu konuda yazılanların, konuşulanların çoğu, böyle bir yapının genel anlamda yönetimin sürdürülebilmesi ve icranın işlemesi açısından, özellikle bazı isimler ( örneğin Abdullah Gül) söz konusu olduğunda oldukça problemli bir zemine işaret ediyor. Bana göre korkulacak bir durum yok. Abdullah Gül de dahil Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığında başbakanlığa talip olması; zaten baştan Erdoğan’ın ‘terleyen ve terleten’ bir cumhurbaşkanlığı yapacağını kabul etmiş demektir. Ayrıca, söz konusu durumun icrada ve yönetimde kaos ve problem oluşturacağını zannetmiyorum. Yeni bir durumun ortaya çıkacağı kesin. Ancak her iki tarafta (Cumhurbaşkanı ve Başbakan) zaman içinde kendini yeni duruma göre konsolide edecek ve güncelleyecektir. 3 Beni asıl ilgilendiren Erdoğan’ın Köşk’e çıkmasından sonra AK Parti’yi en az iki dönem daha (2023’e kadar) iktidarda tutacak bir irade ve kişiliktir. Evet. AK Parti en az iki dönem daha iktidarda kalmalıdır. 12 yıllık iktidar döneminde, AK Parti’nin elde ettiği başarıların, Türkiye’nin kazanımlarına dönüşebilmesi, yeni Türkiye’nin dinamiklerinin toplumun çoğunluğu tarafında içselleştirilmesi için bir on yıla daha ihtiyaç var. Ondan sonrası Allah kerim.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp