Top
Hüseyin Besli

Hüseyin Besli

atifhuseyin@gmail.com

19/04/2024

Yakın sebep-uzak sebep... Muhafazakârlık mı?

1

Ali Şeriati, olguları açıklama sadedinde yakın ve uzak olmak üzere iki farklı sebepten bahseder.

'Yağmur' örneğini verir malumunuz. Yağmur'un yakın sebebi bulutlar iken, uzak sebebi bulmak için, yeryüzünde sıcaklıktan suyun buharlaşmasına kadar gideriz...

Bundan hareketle AK Parti'nin son seçimde aldığı sonuçları analiz etmeye çalışırsak;

Yakın sebep olarak; emekliler, genel olarak ekonomik durum, aday belirlemedeki yanlışlıklar, yetersiz kampanya, kendinden emin olma hali, her şeyi lidere havale etme kolaycılığı vs. bir sürü şey sayabiliriz ve bunların her biri üzerinde uzun uzun konuşabilir, yazabiliriz...

Uzak sebep aramaya çıktığımızda ise meselenin o kadar kolay olmadığını, birbirinin içine geçen kavramları, tarihi süreci, dünyadaki ve dolayısıyla Türkiye'deki genel değişimleri falan düşünmenin kaçınılmaz olduğunu görürüz.

Bilerek isteyerek biraz da kendimizi zorlayarak "acaba ta başlangıçta kendimizi, 'Müslüman demokrat'lık yerine (biliyorum o günkü şartların gereği olarak mecburen) 'muhafazakâr demokrat' olarak tanımlayarak bir yanlışla mı yola çıktık?" sorusunu dahi ortaya bırakabiliriz...

2

Öyle derin anlamına girmeden, lügatler arasında boğulmadan; düz, literal bir okumayla diyebiliriz ki muhafazakarlık, geleneksel olanı ve dahi 'kazanımları' koruma halidir.

Muhafazakarlık bu vadide iki koldan ilerler;

Bir taraftan, geleneğin içinde var olan; insan onurunu yücelten, insani değerlerin önemine vurgu yapan, ahlakı önceleyen, 'moral/manevi değerleri' üstte tutan bir yol izlerken;

Diğer taraftan, devlete, topluma, ferde dair 'kazanımların korunması'nı fısıldar, hatta emreder.

Muhafazakarlığın birinci anlamıyla meseleye baktığımızda 'kazanımlardan' kastedilenin iyi, doğru, güzel şeyler olduğunu görürüz;

Ne var ki 'kazanımlar' sadece bunlardan ibaret olarak kalmaz. Şahıslara ait mal, mülk, servet, makam, şan, şöhret, vs. tümü kazanımlar da 'korunacak şeyler' değerinde görülmeye başlanır.

Önemine, güncelliğine binaen, misalen; mesela: Tek başına, bir bakanın ya da genel müdürün kiminle konuşup konuşmayacağına karar verme mevkiinde bulunmak bile korunması gereken çok önemli kazanımlar ve çıkarlar olabilir.

(Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir. N. Fazıl)

Toplum ya da kişiler bir kez bu sürece girdilerse, arkası çorap söküğü gibi gelir.

Kazanımların korunması için örgüt/kişi, kendisiyle ötekiler, biricikliğiyle diğerleri; ailesi ile geniş halk kitlesi arasına mesafe koymaya başlar.

Bu mesafe giderek tahkim edilerek duvarlara ve aşılmaz manialara dönüşür.

3

Görünen o ki; bir anlamda muhafazakarlık iyi ile kötünün çatışması şeklinde devam eder. Eninde sonunda bu çatışma bir tarafın üstün gelmesiyle biter.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, söz konusu çatışma halinin ne kadar kısa ya da uzun süreceğidir.

Bizler, AK Partililer, bu vadide 22 yılı tamamladık Allah'ın izniyle.

Ve bugün bize düşen çatışmanın iyiler tarafında yer alarak onların galebesine katkıda bulunmak ya da bu çatışmayı nice uzun yıllar daha sürdürebilmeyi becerebilmektir.

AK Parti, Türkiye'de her iki kişiden birinin oyunu almayı başarmış bir siyasi hareket olarak bunu başaracak güçtedir.

İleriki yazılarda buradan devam ederiz inşallah...

Günün sözü: "İman varsa imkân vardır." R.T.E.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp