Top
Hüseyin Besli

Hüseyin Besli

atifhuseyin@gmail.com

17/04/2014

Twit atmak

AYM’nin Twitter hakkında verdiği kararı eleştirmek, niçininin peşine düşmek bir bahsi diğer. 1 Twit “atıldığında”, atılan herşey gibi o da çarptığı nesneyi yaralar/parçalar ya da yaralanır/parçalanır. 2 sohbet halkası oluşturduğumuz dostlarla ne zaman sosyal medya üzerine konuşsak…

BU YAZIYI SPİKERDEN DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Haklı olarak bana, günümüz dünyasında sosyal medyanın öneminden, kaçınılmaz bir şekilde kendisini mecbur kılan özelliklerinden, kullanıcı sayısı/oranı dikkate alındığında diğer iletişim araçlarını nasıl işlevsiz kılarak tartışılmaz bir yere oturduğundan bahisle çekincelerimin ve itirazlarımın bir anlamı olamayacağını anlatırlar. Dostlar, örnekleriyle birlikte günümüzde iktidarın, ekonominin, gücün, itibarın, istikrarın, güven ve güvensizliğin, tamamen sosyal medya marifetiyle “algı” üzerinden yönetildiğini hatırlatırlar. Benim itirazım da işte tam bu noktada. Anlatılanların ve görünür olanın da ortaya koyduğu gibi ‘hakikat’in yerini ‘algı’ almıştır. Varlığı anlamlı kılacak olan hakikat hayattan kovularak, onun yerine algı yerleştirilerek hayat ve hayata dair herşeyin içi boşaltılmaktadır. Insanlık, gerçeği olmayan bir kabule mahkum edilerek, ‘şerefli’ olduğu mevkiden indirilip, seref, haysiyet, ahlak, itibar, umut, korku, güven v.s. gibi bütün kavramların yok olduğu anlamsızlaştığı ‘tepki veren canlı’ düzlemine iteklenmektedir. Sosyal medyanın kullandığı enstrümanların tamamının gerçeklikle, sahicilikle, olguyla, var olanla, varlıklarla problemi olduğu açık bir gerçek. Gerçekliğe, varlığa dokunmayan aletlerle ne bilgi, ne ahlak, ne sahicilik, ne fikir hiçbir şey üretilemez. O zaman bu alemi boş bırakmayalım gerekçesiyle yaptıklarımızın ne anlamı olabilir. Bir de, kimi dostlar ‘düşmanın silahıyla silahlanma’ya dair kutsal emri hatırlatmaz mı? 3 Alev Alatlı’dan ödünç alarak, sosyal medyanın bir ‘genelev’ olduğunu unutmamalıyız. Der ki Alatlı; (mealen) “Geneleve giden bir kişi, herkes gibi normal hayatta eşi, dostu, komşusu, arkadaşı, abisi, ablası, anası babası v.s. varken oraya sadece bedenini götürür. Oysa sosyal medya dediğimiz alana bedenini dahi götürmüyor. Çoğu kere ‘kimliksiz’ yer aldığı, sorumsuz ve kuralsız alemde neler yapacağını varın siz düşünün.” Ahlaksız bile denemez böyle bir aleme. Ahlaksızlığın da bir derecesi, değeri, statüsü vardır. Oysa bu alemde her şey yok hükmündedir. ‘Yok’ ama tahrip gücü yüksek. Devletler yıkıyor, kalkışmaları yönlendiriyor, kurumlara, kavramlara, kişilere saldırıyor… Yıkmak, yıkmak ve yıkmak. 4 Kaçınılmaz olarak kişi kendisini de yıkar bu alemde. Azgın akan bir nehirdir internet, Facebook, Twitter v.s. Azgın akan bir nehre girmiş kişinin kendini korumak adına yapabileceği tek şey… Umulur ya bu nehir bir okyanusa veya göle ulaşıp sakinleşince oraya sağ salim, yüzünü gözünü parçalamadan ulaşmaktır. Ve hep gözü kenarda olacaktır azgın sularla boğuşurken “elimi uzatsam tutacak ve beni çekip çıkaracak bir el yok mu?” diye. Dostlar. Çoğunluk nehre girmiş olsa da sizler azlığın da kıymetli olduğu anlar vardır gerçeğinden hareketle nehrin kenarında duranlardan olmayı niçin göze almazsınız. Size uzanacak bir tek eli bile tutsanız insanlık kurtulabilir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp