Top
Hüseyin Besli

Hüseyin Besli

atifhuseyin@gmail.com

15/03/2015

Belki de Ahmet Hakan…

1

Dost ortamlarında onu tanımladığım sıfatı gazete sütununda kullanamayacağım için, ihtiyaç duysam da, adını anmak mecburiyetinde kalmamak için hep uzak durmaya çalıştım ondan ve yazdıklarını görmezden geldim. Ama bu kez bu orucumu bozacağım. Sözünü ettiğim kişi Hürriyet yazarı Ahmet Hakan. Tam adıyla Ahmet Hakan Coşkun. Abdullah ve Fazlı Coşkun’un ağabeyi/kardeşi. Mesleğe, TGRT’de başlamış; 80’li yılların sonlarında ve 90’lı yılların başında TGRT’de Ahmet Tezcan’ın hazırladığı ve sunduğu bir programda çalışırken tanıdığım… Kanal-7’nin kuruluşunda bünyeye uygun görüldüğü için kadroya dâhil edilen… Yine Ahmet Tezcan’ın zamansız bir biçimde haber koordinatörlüğü ve sunuculuğuna başlatılması nedeniyle önü ve istikbali açılan… 28 Şubat sırasında Kanal-7’nin Ahmet Hakan-Zahit Akman ikilisinde yer alan… R. Tayyip Erdoğan’la hapse girmeden önce, Çamlıca’da çekilip, Kanal-7’de yayımlanan son televizyon programını yapan… AK Parti’nin kurulmasından sonra kendinde vehmettiği yeteneğin ve becerinin Kanal-7 elbisesine sığmadığına inanıp, başka mecralarda da görünme isteğiyle önce Sabah Gazetesi’nde yazılar yazmaya başlayan… Sabah’ta yazdığı kimi yazılarında yaptığı densizlik ve şımarıklıklar nedeniyle sık sık muhataplarından özür dilemek durumunda kaldığında dostlarını devreye sokan… Daha sonraları, yaptıkları çuvala sığmaz olunca, eski mahallesiyle bütün ilişkilerini kesip (Levent Gültekin hariç) kapağı Hürriyet’e atan Ahmet Hakan. 2 Ahmet Hakan cumartesi günkü yazısında, Abdullah Gül’ün bir gün önce cuma namazı çıkışı yaptığı “aktif siyasette yokum” açıklaması üzerine bir değerlendirmede bulunmuş. Şöyle: “Abdullah Gül neden AK Parti’ye girmedi? Bu soruya bin tane komplolu yanıt veriliyor. Ama durun bir dakika. Belki de nedeni çok basittir. Belki de Abdullah Gül… ‘Ne işim var bu çığırından çıkmış çılgınlığın, bu laf anlamaz tarafgirliğin, bu yüz kızarmasına yol açmaz kirin, bu iflah olmaz ve incelmez kabalığın içinde’ diye düşündüğü için girmemiştir aktif siyasetin içine.” 3 Yemezler canım! Desteklediğiniz ve güç verdiğiniz siyasi partilerin halktan oy alarak, iktidar olamayacağını bildiğiniz için; AK Parti iktidarından, ancak AK Parti’de bir çatlak, dağılma meydana gelirse kurtulabileceğinize inandığınız için… Bu bağlamda ise yarar gördüğünüz her malzemeyi hoyratça kullanırsınız, kullandınız. (Aslında bu daha çok Ertuğrul Özkök’e yakışan bir şeydi, ya neyse) Buradan bir şey çıkaramazsınız. Kim bilir, Abdullah Gül’ün, Tayyip Erdoğan’a ‘bayrak açması’ için ne kadar dua ettiniz. (Sahi, sen hâlâ dua ediyor musun?) Dualarınızın gerçekleşmediğini görünce, meselenin ‘püf noktasını’ dokunma uyanıklığına kalkışmanın AK Parti camiasında ve millet nezdinde bir karşılığı yok, olamaz. Yani; yaptığınız hesapça, Abdullah Gül, ‘AK Parti çılgınlığından’ sizin makul ve dingin limanınıza sığınacak öyle mi? Önce siz; ‘çığırından çıkmış çılgınlık’, ‘laf anlamaz tarafgirlik’, ‘yüz kızarmaması’, ‘incelmez kabalık’ kavramları üzerinden aynaya bir bakın. Ve sonra çığırından çıkmış millet düşmanlığından vazgeçin. Ve sonra laf anlamaz tarafgirliğinizin milletlerin ve insanların başına ne büyük felaketler açtığını tarihen ve bugün itibarıyla görün ve yüzleşin acımasızlığınızla. Ve sonra ‘incelmiş zalimliğinizin’ ülkeye, bölgeye ve dünyaya yaşattığı travmaları, acıları ve ölümleri düşünün. Heyhat. Biliyorum ki bunların hiçbirisi mümkün olmayacak. Öfkeniz ve kininiz öylesine gözünüzü köreltmiş, kulaklarınızı sağırlaştırmış ki; hakikatle temasınız hiç gerçekleşmeyecek. 4 Belki de Ahmet Hakan… İçinde bulunduğu mahalleye sonradan girmiş olmasının eksikliğini, eski mahallesine herkesten daha çok, daha acımasız ve daha hoyratça saldırmakla gidereceğine inanmaktadır. Kim bilir?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp