Top
Hüseyin Besli

Hüseyin Besli

atifhuseyin@gmail.com

04/05/2014

Bir şehrin gurbet öyküsü

BU YAZIYI SPİKERDEN DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN

1

Federasyon Başkanı Hasan Turan’ın iddiasına göre Türkiye’de ‘hemşehri günleri’ni başlatan ve bir model oluşturan şehir Giresun’dur. 8. Feshane Giresun Günleri’nin açılışında yaptığı konuşmada dillendirdi bu iddiasını.

2 Giresun’un nüfusunun kahir ekseriyetini oluşturan ‘Çepni Türkleri’ Orta Asya'dan ne zaman geldiyse bu topraklara 1950’lerde başlayan gurbet göçlerine kadar pek diğer unsurlarla karışmadan yaşamışlar kendi bölgelerinde. Yani 1950’lere kadar büyük göçlere ve savrulmalara muhatap olmamışlar. Ancak 1950’lerden sonra, özellikle İstanbul’a akış öyle boyutlara ulaşmış ki, bugün İstanbul nüfusu içinde Giresunluların bir milyondan fazla nüfusla ilk üç sıra içinde yer aldığı sayısal bir gerçek. Eğer şehirlerin diasporasından bahsetmek mümkün ise İstanbul’daki Giresunlular diasporasının sayısal çokluğunun yanında örgütlü yapıları ve ortaya koyduğu etkinlikler nedeniyle rahatlıkla en güçlü diaspora olduğu söylenebilir. Bu gücün daha büyük boyutlara ulaşmasını engelleyen şey ise Giresunluların ekonomik yapısıdır. İstanbul’da (özellikle komşu Trabzon ile mukayese edildiğinde) Giresunlu iş adamı, dolayısıyla ‘zengin’ diye tanımlayacağımız insan sayısı çok düşük seviyededir. En etkili gücün para olduğu günümüzde bu eksiklik Giresun diasporasının gücünü sınırlamaktadır. Giresunluların çoğunluğu özellikle devlet kurumlarında maaşlı çalışan insanlardır.

3 Bundan önceki Giresun Feshane Günleri’nden birine katılmış bulunan Prof. Mazhar Bağlı gördüğü manzara karşısında “eğlenmesini bilen insanlar ve topluluklar medeni ve üretmesini de bilen topluluklardır” demişti. Bunun ne kadar isabetli bir teşhis olduğu ayrı bir tartışma konusu. Ancak ‘eğlence’ meselesini gerçekten iyi gözlemlemek gerekiyor. Doğrusu devam ettiği günler boyunca Feshane’ye bakıldığında müsait her ortamda, günün her saatinde bir horon halkasıyla karşılaşırsınız. Bu manzaradan başka çıkarsamalarda bulunmak mümkün. Ama hiç tereddütsüz söylenebilecek bir şey var ki; İstanbul Feshane Giresun Günleri’nde, Giresun ve Giresunluluk yeniden üretilir. Üstelik burada üretilen Giresun, Giresun’dan dahi sahici, daha bütünleşmiş ve kaynaşmış bir Giresun’dur.

Giresunluların ortak kanaati odur ki; gerçek Giresun parçalanmış bir şehirdir. Dağın iç kısmında kalan Şebinkarahisar, Alucra ve Çamoluk ilçelerinin fiziki uzaklığı ve ayrışması bir tarafa, sahildeki Giresun’da Ağrımelik dağının doğusu ve batısı diye ikiye ayrılmıştır. Giresun’da bu bölgelerde yaşayan birisinin (zorunlu olarak aynı idari şemsiye altında bulunmanın getirdiği ilişkiler hariç) diğer bölgelerle bir ilişki kurması, bölgeler arası bir geçişkenlik içinde bulunması neredeyse imkansızdır. Bu ayrım siyasette, yatırımların dağılımında, sosyal ilişkilerde, ticarette v.s. görülebileceği gibi kültürel anlamda da mevcuttur. Mesela Ağrımelik’in doğusunda neredeyse tek müzik aleti, Karadeniz kemençesi egemenken (davul-zurnayı saymıyorum. Onlar bütün Anadolu’nun ortak sazlarıdır) batıda kemençenin yanında bağlama da vardır, hatta oynanan oyunlar bile farklılık gösterir. Oysa Feshane’de böyle bir ayrım yoktur. Herkes herkesle aynı horon içinde yer alabilir. Horonda sağında veya solunda bulunan kişinin hangi bölgeden olduğunun hiçbir anlamı yoktur.

Feshane’de Giresun ve Giresunlular bir ve beraberdirler. Farklılıklarını birbirlerine eklemliyerek istanbul’da aslından daha güçlü, daha işlevsel, daha özgürlükçü ve daha diğergam yeni bir kültürel çevre oluşturmuşlardır. Umarım ‘genç emekliler’ şeklinde istanbul’dan geriye başlayan akışkanlık sayesinde İstanbul’daki bu birlik ve bütünlük Giresun’a da götürülebilir ve umarım gelecekte Giresun bugünkünden daha fazla bütünleşmiş ve kaynaşmış olur.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp