Top
03/09/2022

Teknoloji alana kültür bedava

 

Anadolu’da bir İmam Hatip Kız Ortaokulunda söyleşi yapıyordum. Konuşmamın bir bölümünde Güney Kore’de yaşadığım bir olayı anlatacaktım. “Bir keresinde Güney Kore’ye gitmiştik” diye konuya girdiğim anda salonda ani bir dalgalanma oldu. Herkes yerinden bir oynadı. Çığlık atanlar oldu.
Ne olduğunu anlayamadım. “Herhâlde salonda bir fare var ve öğrencilerin ayakları dibinde dolanıyor” diye düşündüm.
Baktım, ses kesilmiyor. Ne söylediklerini anlamaya çalışarak çocukların yüzlerine baktım. Onlar da gözleri kocaman açılmış, hayranlık dolu bir yüz ifadesiyle bana bakıyorlardı.
Biz böyle saçma bir şekilde bakışırken, kızlardan bir tanesi ayağa kalkıp “Hocam, Cimin’i gördünüz mü?” diye sordu heyecanla.
Cimin Erzincan’da bir köy. İyi de Güney Kore’den Erzincan’a ne ara geldik?
“Hayır, görmedim” dedim.
Bu arada şaşkınlığımı gören öğretmenlerden bir tanesi öne doğru eğilip, “Hocam, K-Pop üyelerinden bahsediyorlar” dedi.
Meğer kızların heyecanının sebebi Güney Kore hayranlığıymış. Benim Cimin diye anladığım da Jimin’miş. Yani BTS grubunun hepsi birbirine benzeyen yedi üyesinden biri.
“Vay Jimin vay!” dedim içimden. “Biz burada kendimizi parçalayalım öğrencilere bir şeyler anlatalım diye. Bizim öğrenciler de senin için kendini parçalasın.”
Çocuklara biraz Güney Kore’deki hayattan bahsettim. Hiç imrenilecek bir şey olmadığını falan söyledim. Bu kadar hayran olmalarına da üzüldüğümü belirttim.
Bu arada birisi, “Hocam, sizin telefon da Samsung yalnız” dedi gülerek.
Ben de, “Teknolojisini alalım ama kültürünü almayalım” gibi çok klişe bir şey söyledim. Ama dediğime kendim de inanmadım. Çünkü nerenin teknolojisini aldıysak, arkasından kültürü de geliyor. Yani adamlar sistemi kurmuş, teknoloji alana bedava kültür veriyorlar. Hiç kendimizi kandırmayalım!
Bahsettiğim bu kızlar muhafazakâr ailelerden geliyorlar ve birbirinden tamamen farklı iki kültür arasındaki o ince çizgide dengede durmaya çalışıyorlar. Hangi taraf kızı kendine doğru daha kuvvetli çekerse, meyil o tarafa oluyor.
Necip Fazıl, “Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem!” diyor ya... Şimdi de üç artı bir evlerin her odasında ayrı âlem yaşanıyor. Bu yüzden salonları kullanıma açmak ve aile olarak daha sık bir araya gelmek lazım. Aksi hâlde çocuğumuz odasında Jimin’le takılıyor.
 
Kültürel gecikme
 
Aslında yetişkinlerin durumu da çok farklı değil. Biz de kendi kültürümüze geç kaldığımız için iki arada bir derede yaşıyoruz bazı şeyleri. Siyasetin de etkisiyle bir nevi göçebelik yaşayan hayat görüşlerimiz, kendine bir liman, bir mesken arıyor. Ne şiş yansın ne kebap anlayışı sonucunda da altı kaval üstü şeşhane bir dünya görüşü çıkıyor ortaya.
İstanbul Belediyesinin düzenlediği 29 Mayıs Fetih Kutlamalarında Teoman konserini görünce, şöyle bir paylaşım yapmıştım sosyal medyada;
“Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta mıyız? Yoksa bir bar taburesi üstünde babamın öldüğü yaşta mı? Bir karar verelim artık.”
Değişik tepkiler aldım. Kimisi destekledi. Kimisi “Ne alakası var?” şimdi diyerek tepki gösterdi. Bir kişi de şu cevabı yazdı:
“Ben, bir bar taburesi üstünde Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştayım.”
Kabul ediyorum, zekice bir cevaptı. Ama bu ortaya karışık duruş bizi biraz sıkıntıya sokuyor. Herkes inandığı yerde olsa inanın işler çok daha kolay olacak. Çünkü bu şekilde renkler ve izler hep birbirine karışıyor.
 
Geç kalmış bir hesaplaşma
 
Kendi kültürümüze gecikmenin sonuçları bazen de insanın yüzüne bir tokat gibi çarpıyor.
Yirmi yıl önce yurt dışında tanıştığım bir Amerikalı, Türk olduğumu öğrenince, “Bize göbek dansı öğretirsin artık” demişti.
Gözlerim etrafta bir kürek aradı ama yoktu. Canım çok sıkıldı. “Turistler için hazırlanan broşürlerde sadece göbek titreten dansözler ve kese-köpük yapan tellaklar olursa, olacağı bu işte” dedim kendi kendime.
Akşam bu olayı düşünürken de “Keşke şu cevabı verseydim adama” diye çok hayıflandım:
“Göbek dansı son ünitelerin konusu. Eğer gerçek Türk kültürünü öğrenmek istiyorsan, ilk dersle başlamamız lazım. Osmanlı tokadıyla yani. O dersi aldıktan sonra da zaten göbek atmaya hâlin kalmaz!”
Oh be! Yazınca rahatladım bak!..
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları