Top
03/12/2023

Müjde! Ölene kadar yaşayacağız...

Cuma günü işten eve dönerken bir yandan da radyoda bir şarkıya takıldı kulağım. Değerli müzik insanı Metin Özülkü radyoda program yapıyor, program yapmakla kalmıyor bir de canlı canlı eserler icra ediyorlar stüdyoda. Birkaç defa daha denk gelmiştim, çok keyif aldım.

Özel üretim hiçbir şey kalmadı, her şey seri üretim oldu farkında mısınız? Bir köfteciyi çok sevdik diyelim, hemen şubeleşti, fabrikayı kurdu, markalaştı ama bu sefer de o sevdiğimiz köftelerin yerini donuk, fabrikasyon köfteler aldı.

Radyoda artık bir tuşa basıp o şarkıyı dinletmek varken uğraşıp, emek verip canlı canlı enstrüman çalan, canlı canlı okuyan bir sanatçı bile ne kadar iyi geliyor.

Dönelim Metin Özülkü ile Müzik Molası’na. Yayında konuğu opera sanatçısı Banu Karaca idi. Bir yerde Metin Özülkü şöyle bir soru sordu: “Banu 10 yıl sonrası için planların, hedeflerin neler?”

Banu Karaca şöyle cevap verdi: “Metin Abiciğim, ayıp olmazsa ben bir şey söyleyebilir miyim? Hiç öyle 10 yıl sonrasına dair planlarım yok. Bu son yıllarda ben şu anın kıymetli olduğunu öğrendim. Mesela ben şu anda seninle bu yayındayım, beraber şarkı söylüyoruz ya, benim için en büyük gelecek planım buydu. Yarın nasip kısmet...”

O anda durdum, düşündüm. Enfes bir cevaptı. Yarınımıza dair herhangi bir garantisi olan var mı? Beş dakika sonra hâlâ hayatta olacağımız belli mi? Ben bu yazıyı yazıyorum da, yayınlandığı anda hayatta olacağım belli mi? Hiç ama hiç belli değil, garanti değil.

Bu hayatı çok ama çok ciddiye alıyoruz. Tek garantimiz, ölene kadar yaşayacak olduğumuz. Ötesi yok.

Yerli Yazılım Çalıştayı

İsrail’in Filistin’e uyguladığı soykırımın ilk günlerinde, boykotlar yeni başlamışken bir tweet atmıştım. Türkiye olarak olası bir sorunda İsrail ile Amerika ile yan yana durmayacağımız aşikâr. Ama Türkiye’de kamunun kullandığı siber güvenlik yazılımları İsrail şirketlerine ait. Tüm bankaların kullandığı veri tabanları İsrail’e desteğini çok açık ve net açıklamış olan İsrail destekçisi bir Amerikalı şirkete ait.

Bu gerçekleri dile getirdiğimde bu cümleler milyonlarca insana ulaşmış, büyük çoğunluğu şoke etmişti. Büyük bir çoğunluk böyle olduğunu bilmiyor, dahası böyle bir şey olabileceğine ihtimal vermiyordu ama gerçekler acıydı.

MÜSİAD’da çok güzel bir ekibimiz var. Dijital Dönüşüm Sektör Kurulu. Ben de bu ekipte Yapay Zekâdan sorumluyum. Oradaki ekibimiz bu konuyu çok önemsedi, dikkatle ele aldı ve hep beraber bu konuyu bir çalıştaya dönüştürüp aksiyona geçmeye karar verdik.

Bu hafta da bu çalıştayı yaptık. Türkiye’nin tüm önemli yazılım şirketleri, TÜBİTAK başta olmak üzere kamu kurumları, Türkiye’nin en büyük yazılım dernekleri, Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi gibi birçok sivil toplum örgütü, kısacası herkes ama herkes oradaydı. Birçoğu MÜSİAD’ın binasından içeri ilk defa girmişlerdi.

Etkinliğin açılış sunumunu ben yaptım. Protokolü çok kısa tutup doğrudan salonlara geçtik. Düşünün, MÜSİAD’ın kurucu başkanı, 45 yıllık sanayici Erol Yarar, elinde not defteri bir çalıştay grubunda not alıyor, fikirlerini sunuyor, diğer fikirleri dinliyordu. “Ben MÜSİAD kurucusuyum, konuşma yapar giderim” demiyordu.

Kimin kim olduğunun hiçbir öneminin kalmadığı, kimin ne fikrinin olduğunun önemli olduğu muazzam lezzetli bir gündü. Dijital Dönüşüm Sektör Kurulu Başkanımız Taha Çiftci yönetimindeki Dijital Dönüşüm Sektör Kurulu çok önemli bir ilk adım attı. Geleceğe gidip oradan geriye dönüp baktığımızda 30 Kasım tarihi önemli bir dönüm noktası olacak.

MÜSİAD’ın çokça kullandığı Henry Ford’un bir sözü var, onunla tamamlayayım bu bölümü: “Bir araya gelmek, bir başlangıçtır. Bir arada bulunmak, bir gelişmedir. Beraber çalışabilmek ise; başarıdır.”

Asgari Ücret Sarmalı

Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantı yaptı ve kararı on gün sonraya erteledi. Asgari ücretin ne kadar olacağından çok daha önemli bir şey var. Ticaret Bakanlığı asgari ücretin artması öncesi ile sonrası arasındaki fiyat artışlarını çok iyi kontrol etmeli. Yoksa hiçbir anlamı olmaz, daha cebe girmeden zam olarak uçar gider.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp