Top
24/12/2023

Elin taşı, elin kuşu

Daha önce de yine bu sayfada kendisinden bahsetmiştim. Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından birini genç yaşta ve sıfırdan kurmuş bir arkadaşımla sohbet ettik.

Kendisine yüzlerce iş fikrinin ve yatırım talebinin geldiğini anlattı. “Gelen girişimlerin, iş fikirlerinin neredeyse tamamına yakını elin taşıyla elin kuşunu vurmaya yönelik” diyor.

Girişimcilerin çok büyük bir kısmı geliyormuş, “Şöyle bir site kuralım, böyle bir platform oluşturalım, Ahmet üretsin, ondan alalım, Mehmet’e satayım”

Yahut meşhur dropshipping mevzusu, ben satayım ama üretici göndersin. Ben ürünü hiç görmeyeyim, taşımakla, depolamakla, paketlemekle uğraşmayayım.

İyi güzel de, dünyada bilginin, teknolojinin ulaşamadığı yer var mı? Saniyeler sürüyor üreticiye ulaşmak, saniyeler sürüyor üretici için son kullanıcıya satış yapacak siteleri kurmak.

Peki neden biz elin taşıyla elin kuşunu vurmaya bu kadar meraklıyız?

Çünkü çok fazla emek vermek istemiyoruz. Zorlanmak, risk almak istemiyoruz. Ve her şey çarçabuk olsun istiyoruz.

Oysa iş fikri geliştirirken düşünülmesi gereken birinci şey kendimizin rahatlığı değil, ürünümüzü alanın hayatında oluşacak rahatlık olmalı.

Hiçbir anne bebeğini “büyütmesi kolay” diye doğurmaz. Tam tersi, çok zorlu günler, geceler geçireceğini bilir. Hayatının alt-üst olacağını bilir. Ama hayırlı bir evlat yetiştirmenin de buna değeceğini bilir.

Nitekim bugünkü ekonomik şartlar da neyi gerektirmeye başladı? Ürünü olan, üretimi elinde bulunduran güçlüdür. Alıp satanın gelecek parayı tahsil edene kadar parası eriyor. Eskiden alacağı malı kredi kartıyla 12 taksitle alıp peşin satan “elin taşı elin kuşu”cular vardı. Bugün kredi kartı tek çekimde bile firmalar %3-4 arası takas komisyonu alıyor.

Yani artık “pabuç pahalı.”

Türkiye dövizin çok ucuz olduğu yılların 2002-2012 arasının ceremesini çok çekti. Düşük kurla üretim tesisleri kurabilirdik, yapmadık. Marshall yardımları gibi “Nasılsa paramız var, kur da düşük, istediğimiz malı istediğimiz maliyetle getiririz” dedik ve markalarda Amerikalıları, üretimde ise Çin’i büyüttük.

Bugün 30’a koşan dolar kuruna alıştık, bakmayın alışmışlığımıza, şundan tam 3 sene öncesinin, 2020 yılının dolar ortalaması 7 lira. 2019’a dönsek 5,6. Oradan iki yıl geri gidelim dolar 3,6 TL.

Özetle, tekrar söylüyorum, artık pabuç pahalı. Artık herkes en az sizin kadar akıllı. Elinde taşı bulunduran da, elinde kuşu tutan da artık hem birbirini hem de sizi çok iyi tanıyor. Ona göre bir iş modeli tasarlayın. Zorlanmamayı, kolay yoldan kazanmayı değil ağır ağır, adım adım kazancı artıracak, emek vermeyi gerektirecek işler seçin.

 

KONYA’DA YBA RÜZGÂRI

 

Size bu satırları güzel Konya’dan yazıyorum. Yılda beni en az 3 kez çağıran, her gelişimde de sanki evime gelmişim gibi hissettiren güzel Konya.

Bu kez Genç MÜSİAD Konya’nın Young Business Academy’si için geldim. Konuşmam bugün ama ben cuma akşamından gelip buranın atmosferini yaşamak istedim. 23-24 Aralık yani cumartesi - pazar günlerinde Selçuklu Kongre Merkezinde gerçekleşecek olan etkinliğe Konyalı okurlarımızı bekliyorum. Girişte kontenjanla ilgili sıkıntı yaşarsanız benim misafirim olduğunuzu söyleyin.

Kimler var YBA’da? BMC CEO'su Murat Yalçıntaş, Monster Notebook CEO'su İlhan Yılmaz, Trendyol İcra Kurulu Üyesi Ozan Acar, Türkiye'nin önemli teknoloji yayıncılarından Hakkı Alkan, başarılı gazeteci Fulya Öztürk, yazar ve akademisyen Nurullah Genç Hoca, yazar Savaş Barkçin ve bendeniz.

Eskiden böyle eğitimler çok pahalıydı. Artık belediyelerimiz ve MÜSİAD & Genç MÜSİAD gibi kurumlarımız sağ olsun böyle etkinlikleri ayağınıza getiriyor ve tek kuruş ücret almıyor.

Sadece buralarda dinleyeceğiniz şeyler değil konu. Burada tanışacağınız insanların tamamı da kendini geliştirme gayreti içinde olan insanlar olacak. Çevre bugün iş dünyasında en büyük sermayeden bile daha geçerli bir akçe. Çevreyi de böyle böyle kazanacaksınız. Örneğin semineri sadece dinlemeyeceksiniz, bir kısmını videoya çekip o kişiyi de etiketleyip paylaşacaksınız. Örneğin seminer sonunda o kişiyle gidip tanışacaksınız. Belki bir seminerini de siz düzenleyeceksiniz, bir de bakmışsınız birkaç seminer sonra o kişiyle beraber sahnedesiniz. Neden olmasın?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp