Top
Meryem Aybike Sinan

Meryem Aybike Sinan

meryemaybike@gmail.com

06/12/2023

Küreselci doktrin tercihe mi zorluyor?

Dünya ülkeleri bir yol ayrımında…

Küreselci doktrin dünya ülkelerini bir tercih yapmaya zorluyor. Liberalizm hemen her alana el atarak bütün düşünce yapılarını işlevsiz bıraktı. Özellikle askerî ve iktisadi yapılanma diğer bütün alanları kendine ram etti.

Bu bir dayatma idi aslında. Bunun için dünyanın her noktasında uzun yıllardır her türlü çalışma yapıldı. Bütün dünya global bir köye dönüştürüldü. Zihinler, bilinçaltı değiştirildi. Bunun amacı dünyada “Kolektif insan kimliği” projesinden başka bir şey değildi. Sosyal medya denen buluş, bütün insanlığı yerel siyasi düşünce kaynaklarından uzaklaştırdı ve ‘dünya insanı’ olma düşüncesi kısa zamanda satın alındı.

Ekonomi çarkları zaten aynı kaynak için dönüyordu.

Bütün para birimleri özellikle Batılı üç para pirimi için eriyip küçüldükçe insanlık bu kaynağa ulaşmak için daha da bileniyordu. Sistem, güya modernite, güya liberalizm aslında aynı doktrine endeksliydi. Bu global veya küreselci yaklaşım, yüksek sesle dillendirmese de ‘üç semavi dini tek dine dönüştürme’ düşüncesini dahi kapalı kapılar ardında sistemleştirmişti bile…

Her şey ama her şey inceden inceye bir nakış gibi dünyaya empoze edilirken dünya ülkelerinin aydınları, siyasileri, bilgeleri ne yapıyordu? Kitleler ayrıntılı düşünemezler, düşünmezler. Onlar adına düşünmesi gerekenler o ülkelerin aydınlarıdır. Ancak ne yazık ki onlar da bir şekilde susturulmuştu. Batı'nın cazibesine kapılıp gitmişlerdi çoktan…

Merhum Cemil Meriç Batı tandanslı bütün düşünceler için şu tarihî sözleri söylese de hiç anlamamış, üzerinde kafa yormamış ve o cümleleri özlü sözler kitabının sayfaları arasına hapsetmiştik.

“İzm'ler, idrakimize giydirilen birer deli gömleğidir!”

Bütün insanlık o deli gömleklerini giydikçe “Batı Tımarhanesi” abad oluyordu. Özellikle İslam ülkeleri bu anlamda hiçbir fikir üretmeden çeşitli tesirlerin altında Batı'ya ram olmuştu. Batı, Orta Doğu’ya elini uzattığı tarihten bu yana bilimin, estetiğin, sanatın kandil kandil bölgeyi aydınlattığı yani geçmişi hatırlatan bütün eski şehirler yerle yeksan edildi.

Afrika ülkeleri zaten çoktan sömürülüp yok edilmişti. Orta Doğu ve İslam ülkeleri avuçlarındaydı. Ama yetmezdi tabii ki. Rusya ve Çin gibi iki süper güç de elemine edildiğinde bütün dünya, küresel düşüncenin yönetimine girmeye hazırdı.

Rusya, Ukrayna batağına çekildi ve sanki Ukrayna ile savaşıyormuş gibi bir algı oluşturuldu. Oysa orada ABD ve Batı vardı. O savaş orada unutuldu gitti neredeyse. Gazze cayır cayır yakılırken, insanlık hançerlenirken Orta Doğu bir çözümsüzlüğün içine atılırken şimdi hedefte neresi var dersiniz?

Bu aralar özellikle Almanya, İngiltere, Fransa gibi ülkelerin Kazakistan, Özbekistan gibi Türk Cumhuriyetlerine gidip gelmelerinin nedeni nedir acep? Çin ve Rusya arasına girmek, orada da nüfuzlarını pekiştirmek ve ABD adına alan açmak!

Ve hatta olası Türk Birliğini baltalamak, kardeşler arasına nifak sokmak ve Orta Asya’da huzursuzluk çıkararak oraya yerleşmek. Belki de bir kıvılcım da orada çakmak!

Küreselci yaklaşım durmayacak.

Hasılı, ülkeler radikal adımlar atmak zorundadır. Sosyal medya uygulamaları mutlaka denetim altına alınmalı, bunların yerine yerli yazılımlardan oluşan uygulamalar ikame edilmeli ve milletin zihinsel algıları yeni baştan şekillendirilmelidir. Jeopolitik ve stratejik konumundan dolayı Türkiye daha dikkatli olmak durumundadır.

Gelecek daha büyük sorunlara gebe. Gelecek perspektifini doğru yapan ülkeler bu şeytani akılla mücadele edebilecek yapmayanların da varlıkları tehlikeye girecektir. Küreselci yaklaşıma dur demenin yolu millî bilinçten geçiyor. Sözün özü budur!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp