Top
İsmail Kapan

İsmail Kapan

ismail.kapan@tg.com.tr

2023/10/26

Felluce Kasabı yine işbaşında!..

Felluce’de altı bin kişi ölmüş, iki yüz bin kişi de evinden edilmişti… Gazze’de an itibarıyla, 2 bin 704’ü çocuk olmak üzere altı bin 546 kişi öldürülmüş. BM açıklamasına göre 600 bin kişi yerinden olmuş durumda.

 

Felluce, Irak’ın El-Anbar vilayetine bağlı bir kasaba… Amerikan işgaline karşı en şiddetli direnişin gösterildiği yer. Öyle ki, ABD’nin 1968 yılında, Vietnam’da girdiği Hue Muharebesinden sonraki en şiddetli şehir savaşı olarak değerlendirilir. Amerika, Vietnam Savaşına beş yüz bin askerle girmişti. Toplamda yedi bin uçak ve helikopterle… ABD’nin en başarılı kabul edilen generali (Daha sonra genelkurmay başkanı oldu) William Westmoreland komuta ediyordu… Ve o Amerika, yasak olan napalm bombalarıyla, neredeyse Vietnam ormanlarının tamamını yakmıştı… (Gerilla savaşı için Ormanlar en iyi korunak sağlayan yerlerdi.) Napalm bombalarıyla birlikte sayısız savaş suçu işleyen ABD, sonunda altmış bin ölü bırakarak, büyük utanç içinde ülkeyi terk etmek mecburiyetinde kaldı. Aradan neredeyse elli yıl geçtiği hâlde, Amerika Vietnam sendromundan kurtulabilmiş değil. Benzer bir hezimeti Afganistan’da da yaşadı. 11 Eylül Saldırılarından sonra, apar topar Afganistan’ı işgal eden ve NATO gücü ile birlikte; tam 20 sene savaşan ABD, 2021’de eli ayağına dolanmış vaziyette, yine utanç verici hezimet içinde, apar topar oradan geri çekildi. Görüntüler aynen Vietnam sonrasına benziyordu! Afganistan’da yirmi sene içinde, bir milyona yakın sivil insan katledildi… Bu ölümlere dair doğru dürüst bir istatistik bile yok ne yazık ki. Ama bugüne kadar ABD, başta Vietnam, Afganistan ve Irak işgalleri olmak üzere hiçbir savaş ve insanlık suçu için hesap vermedi. Çünkü hesap sorabilecek bir mekanizma yok!..

Gazze’ye 17 gün içinde 12 bin ton bomba atıldı… Bu miktar Hiroşima’ya atılan atom bombasına eş değer! Gazze’de şu ana kadar bombardıman sebebiyle hayatını kaybeden insan sayısı, 2 bin 704’ü çocuk olmak üzere 6 bin 546 kişi… BM açıklamasına göre bugüne kadar altı yüz bin kişi yerinden yurdundan olmuş vaziyette. Bu, olayın yalnızca yıkım boyutu. Su, gıda, ilaç ve yakıt başta olmak üzere, hayatı idame için gerekli zaruri ihtiyaçlar da tamamen kesilmiş vaziyette. Yani tek kelimeyle soykırım yapılıyor. En kötüsü de, Batı ülkelerinin korkak idarecileri, felaket bir haysiyetsizlik içinde, bu soykırım ve katliamda İsrail’in arkasına dizilip ha bire destek açıklamaları yapıyor. Ateşkes çağrılarını dahi reddediyorlar. İngiliz Bakan, yüzü kızarmadan İsrail’in savaş suçu işlemediğini söylüyor. Bütün bunlar da yetmiyor. Gazze sınırına üç yüz binden fazla asker ve binlerce tank-zırhlı araç dizen İsrail ordusu, birkaç bin Hamas mensubuna karşı, kara harekâtına girecek cesareti bulamıyor. Daha doğrusu bu konuda İsrail’in yeterli tecrübe ve plan programa sahip olmadığını düşünen Joe Biden, endişeli. Yani İsrail’in büyük kayıp vereceğinden korkuyor. Çünkü bu işi başaracak bir eylem planının olmadığını düşünüyor. Bunun için de şehir savaşında tecrübe sahibi olan, “Felluce Kasabı” lakaplı General James Glynn’i bir ekiple İsrail’e gönderdi. Felluce’de icra ettiği vahşeti Gazze’de de tekrarlaması için… Felluce’de en az altı bin sivil katledilmişti. On bin mesken ve 60'tan fazla cami yıkılmıştı. Toplamda iki yüz bin kişi evinden barkından edilmişti. İşte bu vahşetin faili olan insan kasabı, şimdi katliam tecrübesiyle Gazze sınırında işbaşında… Kendisi bundan önce Suriye’de SDG/YPG terör örgütü militanlarının eğitiminde de görev almıştı. İnsan kıyımında fazlasıyla eğitimli ve acımasız!..

Dünya tarihinin en karanlık günlerinden geçiyoruz… Şu alçaklığa bakar mısınız, İsrailli faşist haham Yaron Reuven; “Tanrı bize çocukları öldürmemizi emrediyor… Merhamet yoktur. Bir çocuğa bile merhamet edemezsiniz” diyebiliyor. Bu canavar, bu insanlık düşmanı aşağılık karakter her türlü katliam ve soykırımı yapar elbet. Ve medeni olduğunu iddia eden Batı da bu vahşeti seyretmekle yetinmez, üstüne üstlük destek için her türlü hinliği yapar. Yapıyor da… Dışişleri Bakanı Hakan Fidan işte bu noktaya işaret ederek; “Ya daha büyük savaşa ya da daha büyük barışa” gidilecek diyerek uyarılarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü grup konuşmasında söylediği şu söz çok çok önemli: “Ey İsrail! Batı’nın sana borcu olabilir. Ama bizim sana borcumuz yok…” Evet, günümüz dünyasında, insan hakları ve hukuk yerlerde sürünüyor. Mevcut tablo tek kelimeyle iç karartıcı. Velakin yarınlara dair ümidimiz büyük. Şunu da bir kenara kaydedelim: Filistin devleti kurulup, halkının hakları teslim edilmedikçe, bölgeye barış ve huzur gelmez. İsterse tek bir Filistinli hayatta kalsın, İsrail’e asla ve kata rahat yoktur.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp