Top
İsmail Kapan

İsmail Kapan

ismail.kapan@tg.com.tr

2023/10/21

İsrail’in vurduğu beş günlük bebek!..

Günlerdir yazılıp çiziliyor… Gazze dediğimiz yer, topu topu üç yüz altmış beş bin dönümlük bir yer. Burada iki milyon üç yüz bin insan yaşamaya çalışıyordu. Metrekare başına düşen insan sayısı ortalama altı-yedi kişi. Siyonist İsrail ordusu buraya her gün, ortalama bin ton bomba attı. Bombaları hedef gözetmeksizin attı. Hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri, ambulans araçlarını, ekmek fırınlarını… Her yeri ama her yeri vahşice bombaladı. Yıkılan bina sayısı tam olarak belli değil. Çünkü üst üste yığılan enkazı tespit etmek imkânsız. Bu satırlar yazılırken, İsrail bombardımanı altında can veren insan sayısının; 1661’i çocuk olmak üzere, dört bin 137 olduğu bildiriliyor. Ama Gazze yetkilileri, en az dört bin kişinin de kayıp olduğunu duyurdu. Evet, o enkaz yığınlarının altında binlerce ceset var ey İnsanlık! Yaralı çocuklar arasında çok sayıda bebek de var. En küçüğü beş günlük olmak üzere. Henüz ismi bile konulmamış zavallı bebeğin. Daha dünyaya gözünü açar açmaz, İsrail bombasının şarapnel parçasıyla hayatı zindana dönmüş… Gazze’de su yok. Ekmek de yok. İlaç da yok. Gazze’de hayatı idame ettirmek için gerekli şeylerin hiçbiri yok. Siyonist İsrail’in bilfiil ortaya koyduğu bu tablo, seksen sene evvel; Yahudilerin bizzat maruz kaldığı holokosttan farklı değil. Filistin halkını bombalayarak, aç ve susuz bırakarak, salgın hastalıkların pençesine teslim ederek sistemli şekilde ortadan kaldırmaya çalışıyor!..

Yalnız dikkat çekilmesi gereken bir nokta var… Amerikan Dışişleri Bakanı Blinken, toplama kamplarına düşen dedesi ve kayınpederini hatırlatarak, “Buraya bir Yahudi olarak geldim…” diye, güya etkili bir mesaj vermeye çalışmıştı. Bay Blinken mesajı yanlış adreste verdi. Yahudileri toplama kamplarına gönderen Filistin halkı değildi. Şayet Bay Blinken bunların kim olduğunu bilmiyorsa, patronu Joe Biden’dan bir gün önce Tel Aviv’e gelen ve Ben Gurion Havaalanında, çok komik durumlara düşen Alman Şansölyesine sorsun!.. Biden’ın hemen arkasında aceleyle İsrail başkentine taşınan Birleşik Krallığın Hint kökenli başbakanı Sunak, pek farkında olmaya bilir. Kendisi tiyatral bir eda ile İsrail’e olan desteğini içtenlikle anlatmaya ve inandırmaya çalışırken, İsrail Başbakanı Bibi Netanyahu eli cebinde, durumun keyfini çıkarıyordu… Bu kadar yaranma ve yaltaklanma gösterisine gerek var mıydı diye, kendi kendine sormalı Asya orijinli başbakan. Evet, seksen sene önce Yahudileri gaz odalarına gönderen faşistlerin bugünkü mirasçıları, Faşist İsrail hükûmetinin benzer insanlık suçunu işlemesinde kendisine cüret veriyorlar. Kayıtsız şartsız ve sınırsız biçimde “arkandayız” diyorlar. Silah, para ne gerekiyorsa, her türlü lojistik destek derhal veriliyor.

Avrupa’nın Yahudilere yönelik holokost mirası varsa, Kuzey Amerika’nın da Kızılderili Soykırımı yok mu? Bundan yüz yirmi sene önce (1900), Kuzey Amerika’da tam elli milyon Kızılderili yaşıyordu… Bugün toplasanız elli bin kişi yoktur! Ne oldu, nereye gitti bu insanlar? Bu soruyu tabii ki, Joe Biden’e sormalısınız. Hani “Ben buraya tek bir mesaj için geldim: İsrail’in arkasındayız…” diyen Joe Biden. Ondan bir gün önce, Alman Şansölyesi Scholz mahcup bir şekilde o cüreti vermeye çalıştı. Ardından İngiliz Başbakanı… Eh, İsrail zaten öteden beri, işlediği bütün insanlık suçlarından dolayı hiç hesap vermemişti. Dolayısıyla siyasi ve askerî bu destekleri de arkasına alınca, Gazze’yi haritadan silmek ve iki milyonu aşkın insanı öldürmek veya sürgün etmek için işe girişebilirdi… Bakınız, İsrail’in Gazze sınırına yığdığı tank ve zırhlı araç sayısı, Gazze arsasına sığmayacak kadar fazla. Üç yüz altmış beş bin dönümlük alanı işgal için, İsrail; muvazzaf askerlerine ilaveten üç yüz elli bin de yedek asker yığmış durumda… Harp literatüründe böyle bir şey var mı, doğrusu zannetmiyorum. Daha evvel Gazze’ye yönelik giriştiği kara harekâtlarında, hiçbir vakit istediği sonucu alamayan İsrail bu defa alabilir mi? Bana göre alamayacak. Ama Gazze halkına karşı soykırım yapmak için var gücünü kullanacak. İşte bu noktada bütün dünyanın sorumluluğu var.

Dünya ne yapıp yapıp, İsrail’in bu katliam ve soykırımı devam ettirmesine mâni olmalıdır.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Gutterres’in Refah sınır kapısındaki umutsuz çağrısı, insanlık için de bir utanç vesikasıdır. İnsanları aç ve susuz, ilaçsız bırakarak göz göre göre ölüme terk etmek hangi vicdanla bağdaşır? Emperyalist güçler ölümcül silahlarla insanlığı sindirmeye çalışıyor. Ama şunu bir kere daha ifade edelim; Batı ne kadar vahşet sergilerse sergilesin, Kahraman Gazze Halkını alt edemeyecektir!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp