Meşhur bir lafımız var, ne oldum dememeli ne olacağım demeli…

Türk Dil Kurumu yöneticileri bu lafı iki de bir açığa düşmesin, dediklerini alkışlayanlara karşı zırt pırt mahcup olmasın diye Erdoğan'a özel tamir etmeli. Acilen, ‘ne oldum dememeli ne yapacağım demeli' şeklinde değiştirirlerse sarayın takdirini kazanırlar!

Dünya liderimiz 2011 seçimleri öncesinde kürsüden halka seslendi, okkalı laflar etti, “Eğer 8 yıl öncesi asgari ücretle aldığın yumurtadan, aldığın sütten, aldığın peynirden, aldığın ekmekten bugün daha az alıyorsan bize oy verme” dedi!

O gün hülooo diyenler bugünkü durumlarına ve alabildikleri yumurtaya, süte, peynire, ekmek sayısına bakınca ne oluyor peki?

Abooo!

Bilmem izah edebildim mi?

Dün söylenen ve söylendiği anda fos çıkan o kadar çok örnek var ki. Hangini birini saysak?

Gözümüzü kapatıp binlercesinin arasından birini daha çekelim mesela.

25 Ekim 2013. Dünya lideri il başkanları toplantısında Cumhuriyet'in kuruluşunun 90'ıncı yıl dönümüyle ilgili konuşuyor…

“Cumhuriyet ve cumhur için yaptıklarımız ortada. 2002'ye kadar Türkiye'de 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmış. Biz ise şimdiye kadar 17 bin kilometre yol yaptık. Burada bir hakkı teslim edelim! CHP de yollar inşa etti. Özellikle 1940'larda CHP'nin yolları nasıl inşa ettiğini benim milletim hiç unutmadı, unutmayacak. Neydi onların yaptığı? Yol vergisi adı altında dünyada örneği olmayan, vergi toplamanın ruhuna, özüne, amacına tamamen aykırı şekilde millete tam anlamıyla zulüm yaptılar. Yol vergisi aldılar, vermeyenleri hapse attılar, yol yapımında çalışmaya mahkum ettiler. Vermeyen köylünün horozunu adeta gasp ettiler. Arabası olan zenginden de aynı miktarda para istediler! Üstelik topladıkları parayı yol yapımında değil başka amaçlar için harcadılar…”

10 yıl önce, ‘Vergi toplamanın ruhuna, özüne, amacına tamamen aykırı yol vergisi ile millete zulmettiler' diyerek 1940'lardaki CHP'yi yerin dibine batıran dünya liderimiz bakın 2023'te ne yaptı?

Anayasa Mahkemesi'nin de ‘alınması caizdir' diye onayladığı ek Motorlu Taşıtlar Vergisi'ni ödemeyenlere ne olacağını gazeteci arkadaşım Erdoğan Süzer'in haberinden öğrendik…

Devlet kurumlarındaki makam aracı saltanatını soranlara, ‘o paralar çerez parası bile değil' diyen, milletten deprem vergisi diye toplanan paralar nereye gitti diye soranlara, ‘duble yollara' diyen Mehmet Şimşek'in başında bulunduğu Maliye, zengin fakir ayrımı yapmadan külüstür traktörü olanlar da dahil tüm aracı olanlara 6 Eylül'den bu yana faiz işleyen vergileri için ödeme emri gönderecekmiş.

Ödeyemeyenler mecburen devlete mal beyanında bulunacaklarmış. Bulunmayanlar 3 ay zorlama hapsi alacakmış!

Ödeyemeyenler için bağlı oldukları vergi daireleri tarafından haciz işlemi uygulanıp, banka hesaplarına blokaj konulacakmış. Tıpkı dünya liderinin 1940'lardan verdiği örnek gibi, traktörünün vergisini ödeyemeyen köylünün kaldıysa horozu bile haczedilecekmiş!

Ödemem dava açarım diyene 15 bin lira ek yük gelecekmiş. Kazanamazsa hem vergiyi hem dava masrafını faiziyle ödeyecekmiş.

Boşuna atasözünü değiştirin diye yırtınmıyoruz burada…

Bırakalım da madara mı olsun her defasında?

Yol Vergisi'nin nereden çıktığını bilmeyene not… 15 Haziran 1866 yani Osmanlı dönemi… Padişah efendinin de onayı ile ‘18 yaşından 60 yaşına kadar olan erkek nüfusu ile bunların yük, araba ve binek hayvanlarının yol mükellefiyetine tabi olduklarına' dair kanun yürürlüğe girdi! Eklemelerle 1920'ye kadar devam etti. Osmanlı mirası vergi 1921'de bir yandan memleketi kurtarmaya çalışırken bir yandan da yol yapmaya gayret eden ama kuruşa muhtaç TBMM tarafından güncellenerek sürdü. Dünya liderinin ‘dünyada eşi benzeri yok' dediği gibi değil üstelik. Savaş yıllarında Avrupa ve ABD'de de uygulandı yol vergisi.