Top
27/09/2023

Bize en çok ne lazım?

Bu dünyada insanı en çok yalnızlaştıran şey nedir?

İnsanın iyi bir insan olma çabası!

İnsan aleminde iyi olmaya ve iyi kalmaya çalışan insan yavaş yavaş yalnızlaşıyor, sonra da yapayalnız kalıyor…

Napolyon, “Dünya çok acı çekiyor… Kötü insanların şiddetinden değil, iyi insanların sessizliğinden” demiş. Doğru…

Fakat ‘mış' gibi yapmayıp gerçekten iyi olan insanlar yalnız bırakılmalara aldırış etmeden, sessizliklerinin başkaları için acıya dönüşmesinden korkup iyi olmaya, iyi kalmaya devam eder.

Aksini yapamazlar, asla bencil olamazlar çünkü iyi insandır onlar!

Yaşadığımız son yıllar kötülüğün, kabalığın, bencilliğin, gözü dönmüşlüğün, doymak bilmez açgözlülüğün, kırıp atmanın, bozuk para gibi harcamanın, vefasızlığın, nezaketsizliğin, hak yemenin, üstünü çizmenin, kullanıp atmanın, kirletmenin, iftiranın, adaletsizliğin kol gezdiği, iyi olmaya gayret edenlere ‘aptal' gözüyle bakılan yıllar.

Denk gelmişsinizdir mutlaka. İyilik ve kibarlık yapan birine diğerleri gülerek aralarında şöyle diyor… Arkadaş biraz yumuşak galiba!

Ekonomik durum için zırt pırt ‘dar boğazdan geçiyoruz' dense de, asıl dar boğaz etrafımızı saran bencillik… Bencillik darboğazına girdik ve ucu sonu görünmüyor!

Sokağa çık diz boyu, kaldırımda yürü, trafikte ilerle üstüne üstüne geliyor kabalık. Kiracıya bak, ev sahibine bak öyle. Paranla bir şey satın almaya kalk satıcısı öyle, otur bir yere çay söyle yan masadaki sigarasını yüzüne yüzüne üflesin. Metroya, otobüse bin sahipsiz kalmış pergel gibi bacaklarını açıp oturur çoğu. Genci ve de sözde olgunu, yaşlısı üstelik!

En fenası da yaşını almış ama yılların dersi bir kulağından girip öbüründen çıkmışlar… Yüz yaşındaki ergenler!

Sokak, çarşı, metro, park, kahve, cami de mi oluyor bütün bunlar sadece?

Okullara bak, koca koca üniversitelere, profesörlere bak, gazetelere bak, televizyonlarda durmadan konuşanlara, siyasi partilere bak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bak, liderine bak, liderlerin seçtiklerine bak hep aynı çoğunluk.

Milletin meclisi hadi öyle, ya kişisel meclislerimiz?

Ya evlerimiz? Anamız, babamız, çocuğumuz, akrabalarımız, ev alma komşu al dediğimiz komşularımız?

Başkasına değil, kendinize sorup soruyu yine kendinize verin yanıtı… Kimse duymasın, sırrınız sizde kalsın!

İyi bir insan olmanın ne anlama geldiğini tanımlamanın birçok yolu var. Misal kurallara uyan, yasaları çiğnemeyen, suç işlemeyen, yalan söylemeyen, hile yapmayan, çalıp çırpmayan, hak yemeyen birine iyi insan denilebilir.

İyiliği tanımlamanın türlü yollarından biri de şu soruların yanıtları…

İyi işler yaptık mı?

Hayatları, ruhları kurtardık mı?

İyi çocuklar yetiştirdik mi?

Başkalarını mutlu ettik mi?

Günün sonunda dünyayı iyi bir yer olarak bıraktık mı?

Liste uzayıp gider…

***

Kardeşim ortalığı ‘..k' götürüyor sen iyi insanlıktan, kendine soru sormaktan, çoluğuna çocuğuna, çevrene, meclise, partilere, liderlere bakmaktan söz ediyorsun. Nerede yaşıyorsun, memleketin içinde bulunduğu durumu, halini görmüyor musun denilebilir.

Görüyorum! Baktığım her yerde kaba, hoyrat, bencil, açgözlü ve gemisini kurtaran kaptan lafına sımsıkı sarılmış insanlar görüyor ve iyi insanları arıyor ruhum.

Biliyorum bir insanın iyilik dalgaları durgun suya atılmış küçük bir taş parçası gibi neredeyse sonsuz halkalar olup, başka insanlara da değer.

Biliyorum karman çorman hale getirilen memleketimizin iyilikten, iyi insanlardan başka kurtarıcısı yoktur.

Bize paradan, puldan, petrolden, doğalgazdan, altından, dolardan daha çok iyilik, iyi insanlık lazım çünkü!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp