Top
Saygı öztürk

Saygı öztürk

saygi@sozcum.com

22/10/2023

Atatürk’ün “Filistin’e el sürülemez” açıklaması ve Ruşeni Bey’in raporu

Devlet arşivlerinden birbirinden ilginç konular ve bir dönemi yansıtan önemli belgeler çıkıyor. Gündem, Filistin olunca Atatürk'ün Filistin'le ilgili yaptığı belirtilen açıklamanın yankısı Hindistan'a ulaşıyor.  Bununla ilgili yazışmalar yapılıyor. Eski Kudüs Konsolosu Hasan Ruşeni Barkın'ın Filistin'deki gelişmeleri anlattığı 1932 tarihli rapor, bir döneme ışxık tutuyor.

Şu günlerde İsrail'in Gazze'ye kara harekatı yapacağı sıkça konuşuluyor. Meskun mahal çatışmaları zordur. Can kayıpları fazla verilir. Binaların yıkılması, harekatı yapan birliklerin işini daha da zorlaştırır. Sağlam binadan ateş edecek kişinin nerede olduğu tahmin edilir. Ancak yıkıntılar arasında namlunun nereden çıkıp hedefe yöneleceğini bilemezsiniz. İsrail, kara harekatına hemen başlamıyor. Çünkü, bunun için çok iyi bir hazırlık dönemi gerekiyor.

HER YIL 15-20 BİN ARTIŞ

Eski Kudüs Konsolosu Hasan Ruşeni Barkın'ın, 22 Kasım 1932 tarihli raporu, Filistin'in dünü için önemli bilgiler içeriyor. Raporun devlet arşivinde bulunduğunu emekli diplomat Gürsel Demirok doğruladı. Filistin'in 1932 yılındaki durumunu Ruşeni Bey'in raporundan aktarıyorum:

Filistin'de 800 bin Arap, 180 bin Yahudi, 200 bin Hristiyan ve muhtelif dinde bulunan kimse vardır. Araplar memlekete fazla Yahudi tehacümünü (birikmesi, yığılmasını) istemiyorlar. Yahudileri 500 bine iblağ (ulaştırma) edebilmek için her sene nazarı dikkati celp etmeden (dikkat çekmeden) 15-20 bin muhacir (göçmen) iskân ediyorlar.

Filistin'de kabili zer (ekilebilir arazi) 2 milyon dönüm vardır. Bunlardan ancak 600 bini Yahudiler'in elindedir.

 İngilizler'in Filistin'deki siyaseti: Yahudiler'i adeden (sayıca) az fakat iktisaden (ekonomik olarak) hâkim kılmak, Müslüman Arapları kendi haline terk etmek, Hıristiyan Arapları himaye (gözetme) ve yükselmelerine gayret etmektir. Yahudiler adeden ve iktisaden memlekete hâkim olurlarsa istiklallerini (bağımsızlıklarını) talep ederler düşüncesi, Hıristiyan Araplar arasında yaygındır.

Filistin'deki İngilizler: 4 bin öz İngiliz bulunuyor. Filistin, Mısır'a, Hicaz'a, Irak'a hatta Hindistan'a karşı bir İngiliz askeri noktasıdır. Hindistan'a giden hava yolunda bir konaktır. Hindistan'a uzanan bir demiryoluna mebde (başlangıç, kaynak) olacaktır. Hayfa, büyük bir müstahkem (sağlamlaştırılmış) mevki olacak, Irak petrolleri oraya akıtılacaktır.

İngilizlerin, Filistin, Şarkı Erden ve Akbay'ı birleştirip bir krallık yapacağı söyleniyor. Hicaz'ın koparılması için İbn-i Rifade alet olarak kullanılmaktadır.

İngilizlerin bütün bu emellerinin tahakkuku Türklerin vaziyetine bağlıdır. Onun için İran Türkleri'nin istiklalinin temini, Suriye hududunun (sınır) lehimize tahsisini arzu ediyorlar.”

Emekli diplomat Gürsel Demirok, “Ruşeni Bey'in raporunda önemli tespitler var. İngilizler aynı taktiği, Kıbrıs'ta Türkler'e karşı, Rumlar'ın lehine uyguladı” diyor.

ATATÜRK: FİLİSTİN'E EL SÜRÜLEMEZ

Devlet arşivinden yine önemli bir belge çıkıyor. Dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya tarafından Başbakanlığa gönderilen yazıda, Hindistan'ın Bombay kentinde yayımlanan The Bombay Chronicle gazetesinde 27 Temmuz 1937 tarihli nüshasında “Filistin'e el sürülemez. Kemal Paşa Avrupa'ya ihtar ediyor: Türkler mukaddes topraklarda yabancı hâkimiyetine tahammül etmeyeceklerdir” başlığı altında haber yayımlandığı belirtiliyor.

Türkçe Hâkimiyeti Milliye gazetesinin, Kemal Atatürk'ün Türkiye Millet Meclisi'nde yaptığı belirtilen konuşmanın Hindistan gazetesinin birinci sayfasında Filistin'le ilgili bölümü şöyle yer alıyor: Kemal Atatürk'ün Filistin'in, Arabistan'da vuku bulacak harekâtın merkezini teşkil ettiği takdirde bura Araplar'ına yapılacak her hangi bir fenalığa Türklerin de tahammül edemeyeceğini söylemektedir.

PEYGAMBERİN SON ARZUSU

“Araplar'ın arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz bir kaç sene Araplar'dan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet'in mukaddes yerlerini Museviler'in ve Hıristiyanlar'ın nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Şunu söylemek istiyoruz ki buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet'e lakayt olmakla itham edildik. Fakat bu ithamlara rahman Peygamber'in son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslâm hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız. Cedlerimizin, Selahaddin'in idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hâkimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bugün, Allah'ın inayeti ile kuvvetliyiz. Avrupa bu mukaddes yerleri ele geçirmek için yapacağı ilk adımda, bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur.”

BAKIN BUNDAN SONRA NE OLMUŞ!

Hindistan gazetesinin, Hakimiyeti Milliye gazetesinden alıntılayarak yaptığını belirttiği Atatürk'ün Filistin ile ilgili sözleri üzerine, İngiltere'de yayımlanan The Manchester Guardian gazetesi, Büyükelçiliğimize başvurup, açıklamanın Atatürk tarafından yapılıp yapılmadığını yazılı olarak sordu. Büyükelçiliğin, Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği yazı üzerine, bakanlık tarafından hazırlanan cevap Büyükelçiliğe bildirildi. Mektup sahibi gazeteciye şu cevap verildi:

“Filistin'in taksimi meselesinin Birleşmiş Milletler Meclisi'nde müzakere mevzuu olmadığı gibi Reisicumhur Atatürk'ün bu iş hakkında Meclis'te herhangi bir beyanatı bulunmadığı, Türkiye'de Hakimiyeti Milliye adında bir gazetede yayımlanmamaktadır.”

Konuştuğum bazı kaynaklar, Atatürk'ün o sözleriyle istenen sonucu aldığını belirttiler. Belgeleri incelemek, iyi oluyor ama hangisinin gerçek, hangisinin üretim olduğunu anlamak da hayli zor oluyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp