Top
Ege Cansen

Ege Cansen

cansen@sozcum.com

12/10/2023

Yaratıcı Yıkım

Yaratıcı Yıkım (Creative Destruction) deyimini ilk kullanan Karl Marx'tır. Karl Marx (1818-1883) “Kapital: Siyasi İktisadın Eleştirisi” kitabını yazan filozoftur. Komünizmin kurucusu kabul edilir. ODTÜ'de okurken kütüphanede Kapital'i okumaya çalışmış ama çok çabuk pes etmiştim. Yıllar sonra Kapital'i kim okur diye bir makale karşıma çıktı. O makaleye göre bu alanda doktora çalışması yapan çok az sayıda kişi Kapital'i baştan sona kadar okurmuş. Marx üzerine çalışma yaptığını iddia edenler bu doktora tezlerini, makale yazanlar da bu tezlerin özetini okurmuş. Karl Marx, kapital kelimesinden türemiş “kapitalizm” kelimesinin de mucididir. Her ne kadar Marx, “Yaratıcı Yıkım” deyimini ilk kullanan kişi olsa da bu kavramı ete kemiğe büründüren Avusturyalı iktisatçı Joseph Schumpeter'dir (1883-1950). Tam bu noktada bir hususa dikkatinizi çekmek isterim. Schumpeter, “Yaratıcı Yıkım”ı icat etmemiştir. İktisadi hayatın içinde böyle bir süreç olduğunu görmüştür. Unutmayın; Newton, yer çekimi kanununu bulmadan da elmalar yere düşüyordu. Arşimet'ten önce de bakırdan yapılmış hamam tası su dolu kurnada yüzüyordu. Bunlar doğa kanunlarıdır. İcat ise doğa kanunlarından yararlanarak doğaya kafa tutmaktır. Mesela uçak yapmaktır.

KRİZ İHRACI

Schumpeter, Yaratıcı Yıkım'ı, “ekonomik yapıyı sürekli olarak içeriden değiştiren, sürekli olarak eskiyi yok eden, sürekli olarak yenisini yaratan bir endüstriyel mutasyon süreci” olarak tanımlar. Marx ise yaratıcı yıkımın, kapitalizmin kendi çelişkilerini ve krizlerini çözmediğini, sadece bunları başka ülkelere taşıdığını söyler. Bu ifadelerden Marx'ın “yaratıcı yıkım”dan anladığı ile Schumpeter'in kastettiği şeyin pek de aynı olmadığı sonucunu çıkarıyorum. Marx, belki de zengin kapitalist ülkelerin “sermaye ihraç” etmelerini bir yaratıcı yıkım olarak değerlendirmişti. Dövizi biten ülkelere “borç ver ki senden ithalat yapsınlar” diyerek, kapitalist ülkelerin iç talep noksanından doğacak kendi krizlerini “dış-borç-kolik” ülkelere “devalüasyon-enflasyon” krizi olarak ihraç ettiğini söylüyordu.

MUTASYON

Schumpeter “mutasyon” kelimesini kullanıyor. Mutasyon, canlıların DNA içeren kök hücrelerinin yavrulama sırasında oluşan bir kaza sonucu DNA dizininin değişmesi anlamına geliyor. Bu kaza (?) sonucu eskisine benzer ama farklı özellikleri olan yeni bir canlı ortaya çıkıyor. Burada yanıtlanması gereken iki soru var: Birincisi, yenisi eskisinden mutlaka daha mı iyidir? İkincisi, eskisi yenisine dönüşmeden hayatiyetini sürdüremez mi?  Cevap: Yeni, mutlaka daha iyi değildir. Eski “canlı/firma” kazanın yarattığı fırtınayı atlatabilirse, mevcudiyetini güçlü ve yararlı olarak sürdürebilir.

MAĞAZA VE LOKANTA

Online alışveriş, perakende sektöründe son 20-30 yılın en büyük “yaratıcı yıkımı”dır.  Hakeza eskisen kısıtlı bir miktarda telefonla yapılan yemek siparişleri de online haline gelince patlama göstermiştir. Bu değişimi, insanları eve hapseden pandeminin hızlandırdığı da kuşkusuzdur. Soru: Bu yaratıcı süreç ne kadar yıkıcı olmuştur? Mesela kaç mağaza “online” yüzünden kapanmıştır? Ya da büyütülecekken büyütülmesinden, açılacakken açılmasından vazgeçilmiştir. Hakeza online yemek siparişleri artınca lokantalar kapanmış mıdır? Yoksa mutfağı büyütüp oturma alanını küçültmüş ve kârlılığını artırmış mıdır? Online öğrenim, yüz yüze eğitime ne kadar darbe vurmuştur? Kapanan özel okullar, birer “yaratıcı yıkım” kurbanı mıdır? Gelelim gazeteciliğe… Burada “kâğıda basılmış gazeteler” ciddi yıkıma uğramıştır. Tirajlar yerlerde sürünmektedir. Ama gazetecilik bitmemiştir. Aksine internet sayesinde “tek kişilik gazete” şeklinde yepyeni bir özgür medya türü doğmuştur.

SON SÖZ: Sorun varsa, çözüm de vardır.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları