Top
Ege Cansen

Ege Cansen

cansen@sozcum.com

10/04/2016

Tesettür özgürlük simgesi değildir

Canlılar evreninde “üyeler fani-cemiyet baki”dir. Mesela her timsah fanidir. Her timsah bir gün ölümü tadacaktır. Ama timsahlar, 300 milyon yıldır varlıklarını sürdürmektedir. Yani timsah cemiyetlerinin ömrü, birey timsahın ömrüyle kıyaslandığında sonsuzdur. Aynı şey ağaçlar, sivrisinekler veya aslanlar için de geçerlidir.
Her aslan bir gün şu veya bu sebepten mutlaka ölür. Ama aslan denilen hayvan türü, çok uzun zamandır bu dünyada yaşamaktadır. İşin esas ilginç yanı, bir “canlılar kümesinin” de üyelerinden bağımsız “ayrı bir canlı” olmasıdır. Mesela “millet” denilen örgütlenmiş insan toplulukları, o kadar ayrı canlılardır ki, kendi ömrünü uzatmak için, kendini meydana getiren bireylerin ölmesini isteyebilir.
Bunu da “şehitlik mertebesine ulaştı” gibi değerlemelerle teşvik eder. Buna karşılık bireyler de kendi ömürlerini mümkün mertebe uzatmak ve yaşadıkları sürece sefa sürmek için, milletin ve insanlığın çıkarlarına halel getirmekte tereddüt etmezler.

DİNLERİN OLUŞUM GEREKÇESİ

“Din” kelimesinin anlamı “yasalar” veya “yasaklar”dır. Bu yasakların ve yasaların (ki İslam'da buna şeriat denir) amacı, yaradılış itibariyle hodkâm olan bireyi, diğerkâm hale getirmektir. Dinler, ahlâksızlığın (kamu-birey çıkar çatışmasının) ömür süresi farkından kaynaklandığına inanır.
Bu gerekçeyle dinler, bireye “senin ömrün bu dünyadaki yaşamınla sınırlı değildir, sonraki (ahir) dünyada da yaşamaya devam edeceksin, hesabın orada kapanacak, ona göre davran” der. Eğer fani birey, sonsuz ömürlü olduğuna inanırsa, nasıl olsa yanıma kâr kalır deyip, bu dünyada kişisel çıkarları için, toplumsal çıkarlara zarar vermekten vazgeçer diye düşünülmüştür.
Tek ilahlı ilk din denilen Museviliğin kurucusu Musa'nın “On Emir” diye bilinen tebliğinin dokuzu yasaklamadır.

TOPLUMUN TEMELİ AİLEDİR

Bu yasakların önde geleni de (hem erkekleri hem de kadınları kapsayan) “zina yapmayacaksın” emridir. Eğer kadınlar örtünürse, gözle tahrik olan erkeklerin cinsel saldırganlıkları gemlenebilir böylece zina veya tecavüz azalır denmiştir. Zina veya tecavüz, babasız çocuk doğmasına sebep olabilir. Çünkü bir kadını hamile bırakan erkeğin, “babası ben değilim” diyerek fıyması erkekliğin fıtratında vardır.
Tesettürün amacı, nesebi korumaktır. Çocuklar bir aile içinde doğar ve büyürse, daha iyi yurttaş olur, iyi yurttaşlardan kurulu toplumlar da güçlü ve uzun ömürlü olur diye düşünülmüştür. Dinlerin, evlilik, nikâh, hamilelik, cinsel tahrik, zina gibi konularla ayrıntılı bir şekilde meşgul olması, dinlerin toplumsal işlevinin gereğidir.

TESETTÜR BİR GÜVENSİZLİK SİMGESİDİR

Kadınları örterek, onları erkeklerin tecavüzünden korumayı “kadınlara güvenmemek” olarak görüyorum. Başta Türkler olmak üzere tüm Müslümanların bu geleneği terk etmesini istiyorum. Ama biliyorum ki; gelenek ve görenekler kolay, kolay değişmez. Tesettür geleneğini, ancak, kendine, oğluna, kızına ve eşine güvenen erkekler ortadan kaldırabilir.
Ama bakan olmuş, vekil olmuş, hoca, hekim, hâkim, mühendis, avukat olmuş kadınların, erkeklerin bu girişimini beklemelerine hiç gerek yoktur. O güçlü kadınların, başlarını açarak “tüm kadınların güvenilir” olduğunu göstermesi şarttır.
Son söz: Kafası kapalı erkek, başı açık kadın istemez.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları