Top
30/12/2023

2024 Yılında Gazze’yi Neler Bekliyor?

Filistin halkının en etkili direniş hareketi olan Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirdiği el-Aksa Tufanı operasyonu, hem Filistin-İsrail meselesinde hem de Ortadoğu bölgesinde önemli bir kırılma oluşturdu. Hamas'ın direnişi karşısında çok zor durumda kalan İsrail, hıncını masum insanlardan almayı tercih etti. Bugüne kadar toplamda, çoğunluğunu çocuk ve kadınların oluşturduğu 20 binden fazla masum insan İsrail işgal güçleri tarafından şehit edildi. ABD başta olmak üzere Batılı devletlerin büyük çoğunluğu tarafından da desteklenen İsrail, uluslararası hukukun temel ilkelerini ve normlarını ve uluslararası kuruluşların konuyla ilgili kararlarını ihlal eden Gazze'de savaş suçu, insanlığa karşı suç ve soykırım suçunu işlemekten kaçınmadı.

2023 yılının son günlerinde de masum Gazze halkı, bütün dünyanın gözü önünde İsrail bombalarının hedefi olmaktan ve büyük bir savaş makinası tarafından kıyıma uğratılmaktan kurtulamadılar. Bu yazıda 2024 yılında Gazze halkını nelerin beklediği ve Gazze'de yaşananlar hakkında kısa bir analiz yapılacaktır.

Bir kere, Filistin halkının ve Hamas'ın direnişi devam edecektir. İsrail ve destekçilerinin iddia ettiği gibi, Gazze'de doğan yerli ve bağımsız bir hareket olan Hamas'ı ortadan kaldırmak mümkün olamayacaktır. Sahadaki gerçekliklere de bakıldığında İsrail işgal güçlerinin Hamas direnişçilerinden ziyade, masum sivil halkı hedef aldığı görülmektedir. Genelde Filistin, özelde Gazze halkı için Hamas'ın etkili bir alternatifi yoktur. Filistinlilerin uzun bir süredir İsrail tarafından maruz bırakıldığı "tedrici soykırım"a karşı Hamas dışında etkili bir mukabelede bulunabilen bir örgüt de yoktur. Diğer bir deyişle Hamas, Filistin halkını temsilen İsrail işgaline karşı mücadele eden tek etkili örgüttür. El-Fetih örgütü, başındaki yaşlı ve hasta Mahmud Abbas dolayısıyla geleneksel etkisindeki oldukça uzakta kaldı.

İkinci olarak İsrail'in Gazze'yi kontrol altına alma ihtimali çok düşüktür. Sınırsız güç kullanımının olduğu ve her türlü insanlık suçunu işlendiği bugünlerde bile Gazze'ye asker sokan İsrail, istediğini alamadı. Hamas ile etkili bir mücadele yöntemi olmayan İsrail'in, Gazze'nin geleceği konusunda da zihni net değil. Yine İsrail siyaseti ciddi bir tıkanma ile karşı karşıya. Dolayısıyla Hamas, İsrail için bir "öteki/tehdit" olarak kalmaya devam edecektir.

Öte yandan İsrailli yetkililerin ve bazı Batılı siyasetçilerin ısrarla dile getirdikleri gibi İsrail'in Gazze'yi insansızlaştırma ve Filistinsizliştirme amacına ulaşma ihtimali de çok düşüktür. Filistinlilerin her şeye rağmen vatanlarını terk etmeyecekleri ve zorlansalar bile Ürdün ve Mısır devletlerinin de bu nüfusu kendi topraklarında kabul etme ihtimali oldukça düşüktür.

Üçüncü mesele ise Hamas'ın gerçekleştirdiği saldırının zaten kırılgan ve çok parçalı olan İsrail siyasetini daha da istikrarsız bir hale getirmesidir. Aşırı sağcı partilerin ortağı oldukları koalisyonun devamı mümkün görünmemektedir. Saldırıların yavaşlamasından ve yeni bir sürecin başlamasından hemen sonra Netanyahu hükümetinin düşme ihtimali çok yüksektir. Ancak mevcut koalisyon içerisindeki görece en ılımlı siyasetçinin Netanyahu olduğu dikkate alındığında, Netanyahu'nun gitmesi İsrail siyasetini daha makul aktörlerin gelmesi anlamına gelmeyecektir.

Dördüncü olarak Hamas'ın İsrail'e saldırısı Batılı devletlerin de ölçüyü tamamen kaçırıp aşırı sağ rüzgarına kapılarak rasyonaliteden uzak bir siyasi çizgiye evrilmesine neden oldu. Batılı devletlerin İsrail'in işlediği her suçun ortağı olarak kayda geçmesi, dolayısıyla yine Batılı devletlerin araçsallaştırdıkları ilkelerin, normların ve değerlerin bundan sonraki dönemde daha az kullanılacağı anlamına gelecektir. Batı dışındaki devletlerin, Batılı devletlerin ısrarlı ve sistematik bir şekilde ihlal ettikleri norm ve ilkelere uymalarını beklemek mümkün değildir. Ayrıca Batılı halkların kendi devletlerine saygıları ve güvenleri de büyük ölçüde zedelendi.