Top
30/12/2023

Değişimi Doğru Okumak: Muhalefetin Yerel Seçim Stratejisi

Yeni yıla girerken muhalefetin üç aktörü, CHP, İYİ Parti ve DEM Parti'nin yerel seçim stratejileri de somutlaşmaya başladı. Özellikle partilerden gelen açıklamalar ve kamuoyuna yansıyan haberler, üç partinin hem son yerel seçimler hem de 2023 seçimlerinde uyguladıkları stratejileri değiştirme arayışında olduğunu gösteriyor.

Bu bağlamda CHP ile DEM Parti'nin karşılıklı beklentilerin karşılandığı yeni bir işbirliği biçimi üretme çabasında olduğu söylenebilir. Zira CHP'nin son dönemde attığı adımlar, DEM Parti ile bugüne kadar arka kapıdan yürütülen, örtülü ve fiili işbirliği biçiminden vazgeçerek resmi, kurumsal ve kamuoyuna açık bir model üretmeyi amaçladığını kanıtlıyor. Diğer taraftan DEM Parti, uzun süredir yitirmiş olduğu siyasi meşruiyet ve siyasal alandan dışlanmışlık problemlerini CHP ile yapacağı kurumsal işbirliği neticesinde çözebileceğini düşünüyor. İYİ Parti ise her ne kadar "hür ve müstakil" olarak adlandırdığı bir strateji yürütüyor olsa da yerel seçimlerden ziyade orta ve uzun vadeli bir kurumsal strateji üretmeyi amaçlıyor. Ancak bu durum, İYİ Parti'nin yerel seçimlerde özgül ağırlığını, kazanan olarak olmasa dahi "kaybettiren" bir aktör olarak diğer muhalif aktörlere hatırlatma isteğine engel değil.

CHP'deki Değişimi Doğru Okumak
CHP'de yaşanan lider değişimi sonrası yeni gelen kadronun kendini ispat etmek istediği en önemli sınama yerel seçimler. Zira 2023 seçimlerinin ardından başlayan ve Ekrem İmamoğlu'nun liderlik ettiği değişim dalgası, her ne kadar Kemal Kılıçdaroğlu yerine genel başkanlık koltuğuna Özgür Özel'i oturtmuş olsa da ortaya çıkan tablo ancak bir ara formül olabilecek nitelikte.

Daha da açmak gerekirse, seçim mağlubiyetinin ardından İmamoğlu, muhalif kamuoyundaki memnuniyetsizliği ve hayal kırıklığını hemen fırsata çevirdi. Muhalif kamuoyunda belli bir seviyede olan popülaritesini de kullanarak değişim talebinin liderliğini üstlendi. Ancak CHP tabanı ve seçmenleri, İmamoğlu'nun parti genel başkanlığına oynamasını beklerken farklı bir tabloyla karşılaştı.

İmamoğlu parti içinde fiili lider haline gelmişti ve buna kimsenin itirazı yoktu. Öte yandan İmamoğlu, bu liderliğin kendi istediği bir biçimde olamayacağını da kabul etmişti. Çünkü onun istediği model, CHP içerisindeki oligarşik yapılanmanın güçlerini korumak için birbirleriyle işbirliği içinde olan aktörleriyle mücadele demekti. İmamoğlu'nun ise bu mücadeleyi başarıyla neticelendirmesi için ihtiyaç duyduğu elit desteğine en azından henüz sahip değildi. Dolayısıyla iki odak, parti içerisindeki gücü dengede tutacak bir ara formül üretti. Daha çok iki odak arasında köprü görevi görecek ve liderlikten ziyade sözcülük yapacak Özgür Özel, partinin yeni genel başkanı seçildi. Böylelikle İmamoğlu biraz zorunluktan biraz da kendi tercihiyle CHP liderliğini B planı yaparak, yeniden İstanbul'u ve 2028 seçimlerinde cumhurbaşkanı seçimini kazanma hedefini tercih etti.

Dolayısıyla bugün itibariyle CHP'de çok hızlı başlayan değişim dalgasının aslında sürdürülebilirliği mümkün olmayan ve en azından parti içi güç mücadelesini ortak çıkarlar sebebiyle yerel seçim sonrasına erteleyen bir ara formül ile sonuçlandığı söylenebilir. Ancak bu ara formül, tarafların üzerinde uzlaştığı yeni bir stratejinin uygulamaya konulmasına engel değil.

CHP-DEM Parti İlişkisi Resmiyete Dökülüyor
CHP'nin yeni dönemde en büyük önceliği, muhalif blok içerisinde sarsılan liderlik rolünü yeniden güçlendirmek. Bu noktada İYİ Parti, CHP perspektifinde hem seçmen çalabilme riski hem de itiraz eden tavrı ile CHP'nin liderlik gücünü en çok zorlayan aktör oldu. Üstelik İYİ Parti'nin sürekli olarak "istemez" tavrı da dikkat çekiciydi. Dolayısıyla haklılık-haksızlık bir yana kurumsal açıdan CHP'nin istediği daha yönetilebilir ve liderlik açısından daha az rekabet edebileceği bir ortaktı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp