Top
09/02/2014

Aynı yolun yolcusu

Her büyük sahnede olduğu gibi, NBA’de de ‘saz arkadaşları’ çok önemli. Hiçbir yıldız tek başına takımını şampiyonluğa taşıyamaz. Bunu ne Chamberlain başarabildi, ne Michael Jordan... Shaq bile ligin en dominant pivotu ilan edildiği yıllarda Kobe’ye ihtiyaç duydu. O gittikten sonra Kobe, Gasol ve Odom’u yanına alarak zirvede kalabildi. LeBron James’ın 2010 yazında ‘yeteneklerini’ ve yakın dostu Chris Bosh’u alıp güneye inmesi de bu yüzden... Miami’de daha önce şampiyonluk görmüş bir yıldız (Dwyane Wade) ve neler neler görmüş Pat Riley yönetiminde mükemmel bir organizasyon vardı.

Aynı yaz New York Knicks de kadrosunu yıldızlarla donatmak için kesenin ağzını açmıştı. LeBron ve Bosh Miami’ye uçunca, Carmelo Anthony ile Amare Stoudemire’a imza attırdılar. “Elde var iki... Bir trio ya da quartet kurabilirsek şampiyonluk gelir” diyorlarlardı. Aradan geçen dört yılda Knicks kadrosundan pek çok yetenekli isim geldi geçti. Koç değişti (hatta bugünlerde tekrar değişmek üzere) ama hedefe yaklaşılamadı bile... Şu anda da zaman zaman iyi maçlar çıkarıp, favorileri devirseler de, Doğu’nun play-off yarışında epeyce gerilerdeler. Carmelo tek başına kalmış görünüyor. Bazen o da bu durumdan sıkılıp “Alır başımı giderim” makamından çalıyor ama geçen ayın 24’ünde çok önemli bir şey oldu. New York, Charlotte’u yenerken, Melo maçı 62 sayı, 13 ribaunt ve sıfır top kaybıyla tamamladı. İzleyenlerin ileride uzun uzun anlatacağı ‘evladiyelik’ bir performanstı kısacası... O müthiş geceden sonra New York spor basını sözleşmiş gibi aynı şeyi yazdı (halbuki herhangi bir konu üzerinde fikir birliğine vardıkları görülmemiştir): “Sen bu şehrin çocuğusun. Madem ki 62 sayıyla Madison Square Garden’da bir maçta en çok sayı atan New York’lu oldun ve tarihe geçtin, bundan sonra bir başka takımın formasını giyemezsin.”


EŞİ DE ‘NEW YORK’ DİYOR

Karar verilmişti. Melo’nun önceki kararlarında da bir numaralı etken olan sevgili eşi La La Vazquez de zaten “New York’tan ayrılmaya niyetimiz yok” demecini patlatıverdi. Brooklyn’de doğup büyümüş, New York eyaletinin takımı olan Syracuse’ü NCAA şampiyonu yapmış, Garden potalarına 62 sayı bırakmış sembol bir isim neden yuvasından ayrılsın? Ama gönül şampiyonluk istiyor işte... LeBron’lar, Wade’ler, Durant’lar iyi takımlarda, kendilerine omuz veren yıldızlarla oynamanın keyfini sürerken, Melo onların taç giyme törenlerini uzaktan seyretmenin burukluğu içinde. Ona akıl verenlerin sıkça tekrarladığı bir öneri var: “Atla git Los Angeles’a… Lakers’da Kobe ile beraber oyna” diyorlar.

Olur mu? Teknik olarak bu transferin önünde büyük bir engel yok. Seneye Lakers’ın elindeki, Kobe hariç bütün kontratlar bitiyor ve sil baştan yapıp yeni bir kadro kuracakları biliniyor. Kobe de tıpkı Melo gibi, kadronun doğru yıldızlarla takviye edilmesi görüşünde. Bugüne kadar yaşadığı beş şampiyonluğa, kariyerinin sonbaharında altıncıyı ekleyip, toplamda Jordan’ı yakalamayı arzuluyor. Geçen sezon Dwight Howard’ı denediler, Lakers’a “kafaca” iki numara küçük geldi. Yeni partner Melo olabilir mi? Kontratında opsiyon var, sezon sonunda isterse New York’tan ayrılabilir. Ancak onun da mental olarak güçlü olmadığı, çabuk yılan, biraz mızmız bir tip olduğu biliniyor. Liderlik rolü Kobe’ye verilse, onun inatçı, tuttuğunu koparan karakteri ve deneyimiyle, Melo’nun sahanın her yerinden skor atabilme özelliği birleştirilse nasıl olur?


KOBE-D’ANTONİ SÜRTÜŞMESİNE DOĞRU

Lakers taraftarları adına güzel bir hayal ama sanırım gerçek olmayacak. Melo, eşinin de söylediği gibi ait olduğu yerde kalacak. Knicks yönetiminin doğru parçaları bulup transfer etmesiyle ‘kazanan’ bir takım yaratılmasını bekleyecek.

Diğer yakada Kobe, muhtemelen çok sevdiği Pau Gasol’ün kadroda kalması için yaz aylarında arabulucu rolü üstlenecek. Ama Gasol’den hiç memnun olmayan koç D’Antoni, bu işe ne diyecek acaba? Yangına benzin kovasıyla koşmaya meraklı Los Angeles medyası, kıvılcımları şimdiden hissedilen bu sürtüşmeyi yeni bir felakete çevirebilir mi? Kim gider o zaman? Kontratı daha yeni uzatılan Kobe gitmeyeceğine göre... Lakers kadrosunda Nick Young, Jodie Meeks, ‘bizim’ Farmar ve son haftalarda parlayan Ryan Kelly gibi doğru zamanda, doğru miktarda kullanıldığında faydalı olabilecek tamamlayıcı genç oyuncular var zaten... Kobe’nin sakatlıktan kalkıp oynamaya başlaması, şu anda ‘canlı cenaze’ rolünde takılan Gasol’ü de hayata döndürebilir belki... Ama yine de yıldız kalibresinde birileri lazım.

Melo orada, Manhattan’da bekleyecek muhtemelen... Kobe, LA’de, Pasifik kıyılarında... Saatin tiktakları her geçen gün biraz daha fazla duyulacak. Bu arada LeBron’lar, belki Paul George’lar, belki Durant’lar sevinç fotoğraflarında baş köşeyi kapacak. Ama Melo ve Kobe için Godot bir türlü gelmeyecek.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp