Top
Muharrem Sarıkaya

Muharrem Sarıkaya

msarikaya@htgazete.com.tr

17/01/2014

Rasyonellik...

ANKARA'nın psikolojisini ölçmenin en kolay yolu, bazı restoranlar ve Çukurambar civarındaki kahvelerdir.
Eğer akşam saatlerinde bu mekânlar hareketli ise siyasetin sağlıklı işlediği anlaşılır.
Birkaç masanın dışında müşterisi yoksa, anlamsız şekilde boşsa bilin bir şeyler ters gidiyordur.
Felsefede "akılcılık veya usçuluk" anlamında da kullanılan, doğruluğun, gerçekliliğin ölçütü rasyonellik, epistemoloji bitmiş, Ankara gri günlere girmiş demektir.
Aynen bugünlerde yaşandığı gibi...
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in dünkü şu sözü de yaşananların en iyi özeti:
"AB üyesi bir ülkenin cumhurbaşkanı ile 1 saatlik görüşmenin yarıdan fazlası HSYK ve bunun doğurduğu sonuçlar üzerinde oldu... Bir ülke kendi geleceğini, kendi işini, bir kısım kanunsuz uygulamalar sebebiyle bu kadar sıkıntıya sokmaması gerekir..."
Anayasa Uzlaşı Komisyonu'nda 4 partinin uzlaştığı Anayasa değişikliği metnini en iyi çözüm olarak gösterdi.
Ancak, "Haydi değişiklik yapalım" denildiğinde buna zemin olacak Anayasa Uzlaşı Komisyonu, hükümetin bastırması sonucu bir süre önce ortadan kalktı.
Benzer bir zemini yeniden oluşturmanın da bugün olanağı yok...

KAVGA ZEMİNİ BÜYÜDÜ
Zaten MHP'nin baştan "Ben yokum" diye kestirip attığı HSYK için Anayasa değişikliği önerisine dün CHP yönetiminden de şu gerekçeyle ret geldi:
"Bir yandan Anayasa'ya aykırı kanunu çıkarıyorlar, diğer yandan Anayasa değişikliği getiriyorlar, samimi değiller..."
Oysa bu zemin yakalanmış olsa, Venedik Kriterleri'ne uygun bir metinde uzlaşılsa CHP'nin talep ettiği tutuklu milletvekilleriyle ilgili düzenlemenin de arasında bulunduğu bir paket kısa sürede sorunsuz çıkacaktı.
Rasyonalite kazanacaktı...
Olmadı, uçan tekmelerin yaşandığı komisyon aşamasında sonlandırılacak kavga, şimdi daha geniş bir zemine taşındı.
Hem de Cumhurbaşkanı Gül'ün bütün uğraşısı bir kenara bırakılıp, AB'den yükselen yoğun tepkiler de görmezden gelinerek...
Bundan sonra olacaklar da belli.
Yasaya dönük eleştiriler yükselecek; baştan "Anayasa'ya aykırılığı yok" denilip, üç gündür önergelerle düzeltilmeye çalışılan teklifin genel kurul aşaması çok sert geçecek.
Eğer çıkarsa Çankaya günlerdir uyardığı ilkesel duruşu gereği veto edecek; tekrar başa dönülecek.

İNTERNET YASASI
Mesele sadece HSYK değil; bir diğer sıkıntılı konu da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı teşkilat yasasının içine son anda eklenen İnternet Yasası...
Aynen HSYK olayında olduğu gibi hemen herkes bu konuda bir düzenleme yapılması için hemfikir.
"İyi de bu yöntemle mi?" sorusuna verilen yanıt ise "Hayır"...
Yaşananı anlamak için, e-devlet'in işlemesini çabalayan, bu alanda hükümete desteğini esirgemeyen Faruk Ecza-cıbaşı'nın "Bize hiç danışılmadı" deyip eklediği şu cümleyi iyi okumak yeterli:
"Türkiye'nin internet otoyollarının kesiştiği noktada bulunması ve burada bir hub oluşturularak İstanbul'un internetin başkenti haline getirilmesi projesi, yeni torba yasadaki internet düzenlemesiyle riske giriyor..."
Üniversitesinde internet kullanımının yasaklandığı gerçeğine bir de hükümetin yasakçı kanun çıkaracağı algısı oturunca ortada rasyonellik kalmıyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp