Top
Muharrem Sarıkaya

Muharrem Sarıkaya

msarikaya@htgazete.com.tr

03/01/2024

İçerden de üç darbe…  

İKTİDARLAR açısından üç alandaki çatışma tehlikelidir…

Birinci sırayı ekonomi alır; çünkü tencere iktidar devirir…

İkinci sırada yargı vardır; verdiği kararlarla iktidarın gücünü tersine döndürür…

Vekâleten devrettiği gücü, asli sahibi olarak geri alan ordu ise iktidarın elinden kitleler üzerindeki baskılama gücünü alır…

Üçünün de aynı gün gerçekleşmesi ise bir iktidar açısından her halükarda defterinin dürüldüğünün işaretidir.

Tıpkı İsrail’de önceki gün Netanyahu hükümetinin başına geldiği gibi…

Zaten bir yıla yakın zamandır iç muhalefetin hedefinde olan Netanyahu ve hükümetinin Gazze’de yaptığı zulmün cezasını çekmemesinin olanağı yok…

İLK AÇIKLAMA ORDUDAN

Gazze’deki insanlık dışı saldırılarını iç politik malzeme haline getiren ve kendisine orduyu kalkan yapan Netanyahu hükümetine ilk darbe yılın ilk günü sabah saatlerinde geldi…

İsrail ordusu, üç aydır devam eden Gazze savaşının üzerlerine yüklediği yüke dikkat çekerek binlerce sayıda askerini geri çekeceğini açıkladı.

Açıklamaya göre İsrail, çatışmalar başladığında göreve çağırdığı iki tugaydan oluşan ve iş gücü olanaksızlığı dolayısıyla ülke ekonomisinin durmasına yol açan iki tugay yedek askerlerini evlerine gönderecek…

Diğer üç tugayı ise eğitim için geriye alacak; böylece savaşın başladığı andan bu yana göreve davet edilen binlerce asker geri çekilmiş olacak…

İsrail ordusundan yapılan açıklamada da asker çekmenin gerekçesi açık dille ifade edildi; “savaşın ülke ekonomisinde giderek artan zarara yol açması nedeniyle bu adımın atıldığına” vurgu yapıldı.

Çatışmaların durmasının yakın gelecekte olası görülmediğinin de altı çizilen açıklamanın özeti, yeni yılın ilk günü Gazze’nin kuzey bölgesindeki çatışmaların da bir yansıması…

Her ne kadar Hamas’ın Gazze’nin kontrolünü aşındırdığı ileri sürülse de sonuçta bölgenin en dinamik askeri gücü olduğu iddia edilen İsrail ordusu, üç aydır uzunluğu 41km, genişliği 10 km olan alana hakim olamıyor…

Çatışmaların başladığı 7 Ekim’den bu yana resmi rakamlara göre 170 İsrail askerinin öldüğü belirtiliyor, dost ateşi ile ölen sayısı da 29 olarak kayda geçiriliyor…

Ancak gerçek rakamın bunun üzerinde olduğu da kabul gören bir başka gerçek.

YARGI DARBESİ

Netanyahu’ya asıl büyük darbe ise silahlı kuvvetlerin açıklamasının hemen ardından yargıdan geldi…

Meydanların hareketlenmesine, kitlesel protestoların artıp, ülkede kırılmaya neden olacak kutuplaşmanın yaşanmasına yol açan yargıçların yetkisini kısıtlayan yasa Yüksek Mahkeme’den veto yedi…

İsrail’in 75 yıllık siyasi hayatında en çalkantılı dönemin yaşanmasına neden olan yargısal reform planı ile Netanyahu, iktidarı üzerinde baskıcı karar merci olarak gördüğü Yüksek Yargının yetkilerini almayı amaçlıyordu…

İsrail Yüksek Mahkemesi Baş Yargıç Hayut Başkanlığında toplanarak vetoyu karara bağladı...

‘MAKULLÜK’ SİSTEMİNE DEVAM

Bu adımı atmasına da kabinesinde yer vermek istediği ultra-Ortodoks siyasetçi Aryeh Deri’e, Yüksek Mahkeme’nin “Makullük…” hükmünü kullanarak engellemesi bahane oldu…

İsrail’de Anayasa bulunmadığı için, Britanya, Kanada, Avustralya gibi ülkelerde de kullanılan, “Makullük…” sistemi çalışıyor.

Buna göre Yüksek Mahkeme, devlet yetkililerinin aldığı bir kararın makul olup olmadığını, başka faktörleri de gözeterek karara bağlayabiliyor.

Nitekim Yüksek Mahkeme bu kararında bakan yapılmak istenen Areh Deri’nin geçmişte vergi kaçakçılığından hüküm giydiğini, dolayısıyla kabinede görev almasını uygun bulmadığını açıklamıştı.

Aslında yaşanan Anayasamızda da mevcut olan bir yıldan fazla hüküm alanların görev üstlenmesini engelleyen hükmün, yazılı kanun olmadan, “makullük…” kavramı ile karara bağlanması…

Netanyahu tepkisini Temmuz ayında Yüksek Mahkeme’nin makullük uygulamasını ortadan kaldıran yargı reformu ile gösterince, ülke karıştı; halk meydanlara doldu…

BAŞKAN SON KARARIYLA KANUNU SONA ERDİRDİ…

Muhalefetin, kanunun iptaliyle ilgili başvurusunu Yüksek Mahkeme incelemeye alırken, toplum gibi yargıçlar da ortadan ikiye bölündü…

Yaş haddi nedeniyle görev süresi dolan, ancak önceden baktığı dosyalar üzerinde üç ay daha karar verme hakkına sahip bulunan Mahkeme Baş Yargıcı Esther Hayut, hükümetin atağına tepki gösterdi…

“Makul hareket etme görevi hükümet ve bakanlar için de geçerlidir. Onların gerçekten makul davrandığını kim garanti edebilir?” diyerek bayrak açtı...

On beş üyeden oluşan Yüksek Mahkeme’nin muhalif kanadının önderliğine geçti…

Baş Yargıcın bu açıklaması, hakkında yolsuzluk suçlamaları nedeniyle açılmış davalar bulunan Netanyahu’nun daha da sertleşmesine neden oldu.

Netanyahu'nun yargı reformuna tepki veren İsrail Yüksek Mahkemesi Baş Yargıcı Esther Hayut, veto kararını 8'e karşı 7 oyla aldırdı...

BİR OY FARKLA İPTAL

Netanyahu, Gazze çatışmalarını bahane ederek Yüksek Mahkeme’nin yargı reformu ile ilgili kararını ileri bir tarihe ötelemesini savundu...

Amacı, Mahkeme Başkanı Hayut’un da bulunduğu muhalif iki üyenin emeklilik sonrası ellerindeki dosyalar üzerindeki üç aylık karar verme hakkı süresini tamamlamaları, yerlerine gelenlerin de iptal yönünde oy kullanmalarını sağlamaktı…

Düşündüğü gibi olmadı, Kadın Yargıç Esther Hayut’un Başkanlığında tarihinde ilk kez 15 üye ile toplanan Yüksek Mahkeme 8’e karşı 7 oyla yasal düzenlemeyi iptal etti...

“BİRLİK BERABERLİĞİ BOZUCU”

Yargı revizyonunun mimarı olan radikal siyasetçilerden Adalet Bakanı Yariv Levin, mahkemeyi “milletin tehlikede olduğu bir dönemde ülkeye bölücülük tohumları ekmekle” suçladı...

Netanyahu’nun partisi Likud de “karar ulusun özellikle savaş zamanındaki birlik, beraberlik arzusuna aykırı olduğunu” ileri sürdü.

Yaşanan Gazze katliamları dahil, bir çok gelişmenin çıkış noktası olan yargı reformu bu şekilde noktalanırken, Netanyahu hükümetine ikinci darbe ağır geldi…

İsrail Merkez Bankası Başkanı Amir Yoran, Gazze ve Hamas ile savaşın ekonomiyi çok olumsuz etkilediğini belirterek, bugüne kadar sürdürdüğü faiz politikasını tersine çevirdi...

MERKEZ BANKASI DARBESİ

Son darbe ise belki de beklemediği bir yerden geldi…

İsrail Merkez Bankası, Gazze savaşının ülke ekonomisini ne denli olumsuz etkilediğini silahlı kuvvetler gibi açık şekilde dile getirdi.

İsrail Merkez Bankası Başkanı Amir Yoran, faiz oranlarını 25 baz puan düşürmeye karar verdiklerini duyurdu.

Karar, İsrail Merkez Bankası’nın Nisan 2022’den beri, istikrarlı şekilde faiz oranlarını arttırmaya başlamasından bu yana, yönünü farklılaştırdığı ilk farklı adım oldu…

Hatta devamının da geleceğinin mesajını verdi…

Kararın nedeni konusundaki gerekçe silahlı kuvvetler ile benzer yöndeydi:

“Hamas ile devam eden savaşın ekonomik maliyetleri ve süresi konusundaki belirsizliğe…” bağladı.

İsrail Merkez Bankası açıklamasında aynen şöyle denildi:

“Savaşın hem reel ekonomik aktivite hem de finansal piyasalar üzerinde önemli ekonomik sonuçları var" dedi. "Savaşın beklenen ciddiyeti ve süresi konusunda büyük miktarda belirsizlik var ve bu da faaliyet üzerindeki etkinin boyutunu etkiliyor.”

Borçlanma maliyetlerini düşürmeye dönük karar, Nisan 2022’deki rekor seviyede düşük olan faizi % 0.1’den, Temmuz 2023’te % 4,75’e yükselten kararından da geri dönüş anlamına geliyor…

İsrail hükümeti, yargısal, mali ve askeri güç sorununu birlikte yaşıyor…

Bu haliyle daha fazla dayanması da zor görünüyor…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp