Top
Muharrem Sarıkaya

Muharrem Sarıkaya

msarikaya@htgazete.com.tr

02/12/2014

Neden genel kurul?

ANAYASA Mahkemesi’nin bireysel başvurulara bakan dairesinin, yüzde 10 seçim barajıyla ilgili başvuruyu genel kurul gündemine almasına ilişkin tartışmaların devam edeceği, dünkü açıklamalardan belliydi.

Önce bir noktayı açıklığa kavuşturmam gerekirse, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç kendiliğinden bir açıklamada bulunmadı.

Tam tersi Antalya’da yapılan “Bireysel Başvuru” ile ilgili konferans sırasında geçmişte % 10 barajını AİHM’ye götürmüş Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi ile sohbetimizde gelişti.

Elçi’ye, BBP, DSP ve SP’nin % 10 barajıyla ilgili bireysel başvurularının sonucunu sorduğumda bilmediğini söyledi.

O sırada yanımıza gelen Prof. Dr. Serap Yazıcı, konu hakkında bilgi sahibi olduğunu belirtip süreci anlattı.

Ertesi gün Başkan Kılıç’a soruyu yönelttim. Başkan Kılıç da bireysel başvuru kapsamında yapılan başvuruyu usulü sorunları nedeniyle genel kurula taşıdıklarını, 2-3 hafta içinde karara bağlayacaklarını bildirdi.

Aslında iki gündür yaşanan tartışmanın temelini de Başkan Kılıç’ın “konuyu genel kurul gündemine aldıklarına” ilişkin sözleri oluşturuyor.

YASADAN KAYNAKLI

Nedeni sıralamam gerekirse...
1- Kuruluş Yasası’na göre, AYM’ye yasama işlemlerine ilişkin bireysel başvuru yapılamaz.

2- AYM; BBP, DSP ve SP’nin Anayasa’nın 2, 10, 13 ve 68’inci maddeleri kapsamında hak ihlaline uğradıklarına ilişkin bireysel başvurusunu kabul etti.

3- AYM’nin ilgili dairesi hak ihlalinin yasadan kaynaklandığı kanaatini belirleyip konuyu genel kuruluna taşıdı. Çünkü hak ihlalinin yasadan kaynaklanması halinde, ilgili yasanın Anayasa’ya aykırı olup olmadığı ve iptalinin gerekip gerekmemesi konusu, bir ön sorun olarak genel kurula taşınıyor.

4- AYM, bu durumda % 10 barajı hükmünü taşıyan Milletvekili Seçim Kanunu’nun 33’üncü maddesinin Anayasa’ya aykırı olup olmadığına karar verecek.

5- Eğer aykırı olduğu sonucuna varırsa % 10 barajına ilişkin madde hükmünü iptal edebilir. Bir ihlal sonucuna varmayıp aynen devamına da karar verebilir. Veya yasama organına hak ihlalinin giderilmesi için süre de tanıyabilir.

6- AYM burada bir baraj koyamaz, ancak % 10 kalktığı için 1961’den beri uygulanan d’Hont sistemi, baraj olmadan devam eder.

7- Yasa maddesinden kaynaklı ihlal sonucuna varması da başka sonuçlar doğurabilir.

‘MASRAFINI ALIR’

İşte hükümetten yükselen tepki de buna dayanıyor.

Konuyu AYM’ye taşıyan BBP Lideri Mustafa Destici’nin şu sözleri de bunu açıklıyor:

“AYM ihlal kararı verirse yasama organı hemen yeni oranı belirler ve haziranda uygular. AYM, değiştirmesi için yasama organına süre verir, haziranda da uygulanmaz ise o durumda % 10 barajına takılan bir aday ihlalden kaynaklanan hakkını ‘bireysel’de yeniden arar ve milletvekilliğini kazanır. Bu da yeni bir kaos doğurur.”

Bir diğer görüş ise Prof. Dr. Hasan Tunç’a ait.

Prof. Tunç, siyasi parti liderlerinin hepsinin % 10 barajının adil olmadığını söylediği ortamda AYM’nin farklı karar vermesini beklemediğini belirtip ekledi:

“İhlal sonucu çıkarsa milletvekili seçilemeyen kişi, % 10 barajından kaynaklı hak ihlaline uğradığını belirtip devletten masraflarını ister ve alır.”

Prof. Tunç’a, Anayasa’nın 67’nci maddesindeki, “Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikler, bir yıl içinde yapılacak seçimde uygulanmaz” hükmünün buradaki rolünü sordum.

Anayasa’daki hükmün gerekçesini sıralayıp ekledi:

“Anayasa’nın hükmü yasama organına bir direktiftir. Yasama organına bir değişiklik yaparsan, bir yıl içinde uygulayamazsın diyor. Yoksa AYM’nin kararlarına dönük değil.”

Komplo teorilerine dayananlar bir yana bırakılırsa, tartışma hukuk açısından oldukça keyifli ve öğretici...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp