Top
Muharrem Sarıkaya

Muharrem Sarıkaya

msarikaya@htgazete.com.tr

01/07/2020

İkinci açılım ikinci dalgayı yaratır mı?

Bugün 1 Temmuz; iki önemli tarihe takvimleniyor…

İlki Kabotaj Bayramı…

Yani Türkiye’nin kendi kıyı ve iç sularında gemilerini yüzdürme hakkını Lozan ile elde etmesinin yıldönümü…

Çünkü Osmanlı, kapitülasyonlar ile iç denizleri bir yana, limanları arasında kendi gemileri ile seyahat etme hakkı yoktu; yabancı gemilerle ancak deniz seyrini yapabiliyordu.

Lozan bu hakkı verdi ve 8 bin 33 kilometre kıyısında 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe giren kanun ile Türk teknelerinin hizmet görme zorunluluğunu getirdi; 10 yıl sonra da o gün bayram ilan edildi.

Bunu yazmamın nedeni, son günlerde Eşek Adası üzerinden yaşanan gelişmelerin Lozan olmasaydı nasıl ilerleyeceğiydi…

Bugünün bir diğer önemi de koronavirüs dolayısıyla alınan önlemlerin, yeni normal kapsamında serbestleşme kararının yeni bir adımı…

Bugünden sonra düğünler yapılmaya başlanacak; sinema ve tiyatrolar, açık hava konserleri, internet kafe, elektronik oyun, düğün ve nişan salonları dahil, geniş kapsamlı yeni normalleşmeye tanıklık edilecek.

Yakın gelecekte çok daha fazlasının eklenmesi de ihtimal dâhilinde…

Lise ve üniversiteye giriş sınavları ile birlikte artan vaka sayısını, bugünkü ikinci açılım yeni bir ikinci dalgayı tetiklemez mi?

Yeni normalin açılım rehberini hazırlayanlar arasında yer alan Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Akın dünkü sohbetimizde, önlemlerin alınması halinde kaygı duyacak bir durumun bulunmadığını belirtti.

GELİŞMEMİŞLERİN KADERİ

Bu aşamada bir noktaya dikkat çekti.

Sadece Türkiye’de değil, ABD New York’tan da örnekler verdi.

Aktardığına göre gelişmemiş semtlerdeki vaka sayısı, gelişmiş semtlere göre çok daha yüksek.

Yani sağlıkta eşitsizlik sadece yaşam kalitesinde değil, virüsün bulaşma kapasitesinde de olumsuz etki yaratıyor.

Düğün, tiyatro, sinema, oyun salonlarının açılmasıyla vakanın yaygınlaşmasının artacağına dikkat çekince Prof. Dr. Akın, “Düğünlerin diğerlerine göre bir avantajı var” tespitinde bulundu.

Tabii ki salgından etkilenmelerini olumsuz değerlendiriyor; ancak sonrasında düğün listesi elde olduğu için diğerlerine teması yakalamanın çok kolay olduğuna vurgu yaptı.

Nitekim gıda zehirlenmelerinde de düğün sahibinden hemen davetli listesi alınıp o kişilere ulaşıldığında salgın yayılmadan engellenmesi sağlanırmış.

Ancak ikinci açılımın da bir etki yaratacağını reddetmedi.

Son dönem restoran ve kafelerde yan yana oturanlara da dikkat çekti, “Toplumdaki bıkkınlık da yayılımın artmasına yol açıyor” dedi.

YÜKSEK SAYI İSTANBUL’DA

İstanbul’un vaka sayısında önde gittiğini bildirdi, ancak bazı semtleri çok yüksekken bazı semtlerinde neredeyse sıfıra yakın olduğunu söyledi.

“Sağlıkta eşitsizlik burada da görülüyor” deyip ekledi:

“Koronavirüs salgınında da bütün dünya sosyal eşitsizliği bir daha yaşıyor…”

Açık alan konserlerinin salgın açısından tedbir alındığında sorun üretmeyeceğini belirtti; hastalık yapacak sayıda virüs alımını açık havanın engellediğini belirtti.

SONBAHARA SAVUNMA HATTI

Endişesi sonbahar ayları ile birlikte grip salgını ile koronavirüsün birbirine karışacağı…

Bu nedenle Covid-19 için kullanılan grip laboratuvarlarının ayrılmasına karar verilmiş; yenilerinin oluşturulması için harekete geçilmiş.

Bu arada çok sayıda grip aşısı alımı için de harekete geçilmiş.

Bu da gösteriyor ki sonbahara bütün hazırlıklar tamamlanmış olarak girilmek isteniyor…

“Sonbahar için savunma hattı oluşturuluyor.”

ALMANYA’DA PARALI BİZDE İSE BEDAVA…

Havaalanlarında da büyük laboratuvarların devreye gireceğini anımsattı.

Bu aşamada önemli bir bilgi aktardı.

AB, Türkiye’yi seyahat serbestisi sağlanan ülkeler listesine almadı ancak Prof. Dr. Levent Akın’ın aktardığına göre Almanya seyahatten gelen birine uyguladığı test için çok yüksek laboratuvar ücreti alıyor.

Oysa Türkiye havaalanlarına kurduğu laboratuvarlardan bir kuruş almayacak

Aktardığına göre her bir ünitesinde bir anda 96 testin sonuçlanabildiği 20 bin kapasiteli laboratuvar, 2,5 saatte yolcunun testini tamamlayıp tatilini yapacağı yere gitmesini sağlayacak.

Eğer testte bir gecikme olursa, hazırladıkları rehbere göre o kişi oteline yollanacak, odasında kalması istenecek; testi çıktığında kendisine cep telefonu numarasından veya otel yönetimi aracılığıyla aktarılacak.

Prof. Dr. Levent Akın sanal ortam üzerinden devam eden toplantısına dönmek için izin isterken söylediği şu cümle her şeyi özetlemeye yeterdi:

“Keşke vaka sayısı aşağı gelebilse, bunun için kapasite de var; hatta 700’lere kadar inip bunu yapabileceğimizi ispatlamak üzereydik. Ama olmadı…”

Nedeni konusunda ise bir şey söylemek istemedi…

Zaten hepimiz de biliyoruz…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp