Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

29/03/2012

Yeni kanun, gasp edilen sermaye piyasası haklarını geri almalı

Sermaye piyasasını yeniden düzenleyen kanun tasarısı için hazırlıklar son aşamada. Görüş belirtmek içini yarın son gün. Gelen önerilere göre SPK taslağa son şeklini verecek. Daha önce bir değerlendirme yapmıştım. Bugün tek konu üzerinde duracağım.
Taslak bu haliyle sermaye piyasasının 2000'li yıllarda uğradığı kayıpları karşılayamaz. Yatırımcıyı koruma tutarının 50 bin liradan 100 bin liraya çıkarılması iyi, ama yetmez.
AYRIM NEDEN YOK: Bir düşünün, büyük yönetici hissedar bankayı batırmış. Kamu kesimi bu işi tasfiye ederken büyük hissedarla birlikte küçük hissedarların bütün mülkiyetini, haklarını da müsadere ediyor. Hata büyük hissedarın veya şirketin içini boşaltan büyük yönetici hissedar ama kamu alacakları tahsil edilirken küçük büyük ayrımı yapılmadan bütün hissedarlar sorumlu tutuluyor, hisseleri sıfır bedelle devralınıyor.
PARAYA TAM KORUMA: Geçmiş yıllarda TMSF'nin bu yönde uygulamalarıyla onlarca borsa şirketinde yüzbinlerce küçük hissedar mağdur edildi. TMSF mevduat sahiplerinin mevduatını korumakla sorumlu bir kamu kuruluşu. 2001 bir yanıyla banka kriziydi, bankalar battı ama hiçbir mevduat sahibinin hakkı kaybolmadı. Mevduatlar kuruşuna kadar ödendi. Öyle de olmalıydı.
SERMAYEYE DARBE: Ama bunun karşılığında batan sermaye piyasası şirketleri ve yatırımcıları oldu. Bankalar Kanunu'nda yapılan değişikle halka açık şirkete çok rahatlıkla el konulabildiği, diğer küçük hissedarların payına düşen varlıklar gasp edilebildiği için. Bankalara giden müşteri banka batışlarından mağdur değil, ama sermaye piyasası müşterileri mağdur. Sermaye piyasası aracı kurumları 2001'de ayakta kalmasına karşılık bu böyle.
Bu tıpkı hisseli bir arsada veya arazide hissedarlardan birinin borçlarından dolayı bütün araziye el konulması ile aynı şey. Halbuki hissesi oranında el koyma olabiliyor. Topraktaki mülkiyet hakkı da, sermaye piyasasındaki ne oluyor?
KAZANAN VE KAYBEDEN: İşte kanun taslağı küçük hissedarın hakkına bu şekilde el koymayı önleyebilmeliydi. Eğer el koyma olacaksa büyük yönetici hissedarın hissesi oranında olmalı. Para piyasasındaki kamu çıkarını koruma gerekçesiyle sermaye piyasasının mülkiyeti yok edilmemeli. Evet vergiyi tahsil etmek bir kamu çıkarıdır, mevduat sahibini ve bankaları korumak da öyle. Mülkiyet hakkını ve sermaye piyasası müşterilerini korumak da öyle olmalı. Bir tarafın hakkı korunurken karşı tarafın hakkı gasp edilmemeli. Bir tarafın gasp eden diğer tarafın gasp edilen durumuna düştüğü bir görüntüde insanların hangi tarafa gideceği çok açık.
BİR KUŞAK MI GEÇECEK: 1999 sonrasında Bankalar Kanunu 5 kez değişti. Sermaye Piyasası Kanunu ise ilk kez değişiyor. Fırsat burada kullanılamazsa ne zaman kullanılacak? Yoksa bu piyasaya müşteri kazandırmak için, bir kuşağın geçmesini, yeni bir kuşağın yetişmesini ve hafızaların tazelenmesini mi bekleyeceğiz? Çok geç ve yeni nesillere yazık değil mi?

SONUÇ: "Mal canın yongasıdır."Türk atasözü

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp