Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

28/04/2023

‘Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik’ de, ‘zehir kuyrukta’ olmasın?

Seçime artık sadece 9 iş günü kaldı. Eğer Cumhurbaşkanı seçimi ilk turda sonuçlanacaksa muhalefetin vaat yağmurunun, iktidarın da popülist uygulamalarının son iki haftası olacak.

Seçimin ikinci tura kalması halinde ise Türkiye bu durumu ilk kez yaşayacak. Çünkü başkanlık sistemine ilk kez 2018 seçimiyle geçildiğinde Cumhurbaşkanı ilk turda seçildi.

OLAĞANÜSTÜ GELİŞMELERİN STRESİ

➔İkinci tura kalan seçimle süreç uzayacak ve son günlerdeki olağanüstü gelişmelerin vadesi ve stresi de iki haftadan bir aya çıkacak.

➔Olağanüstü gelişmeler nedir denirse gıda hariç tüketimin artarak devam etmesidir. Bunun bir sakıncası yoktur.

Ancak seçim öncesi finansal pozisyonlanma çerçevesinde altına ve dövize yerleşiklerden gelen güçlü talep ve oluşan çifte kur, döviz likiditesine ulaşmada yaşanan zorluk, Merkez Bankası rezervlerinin giderek azalması, talebi artan altında da çifte fiyatın ortaya çıkması tansiyonu yükselten ciddi stres kaynaklarıdır.

➔Partinin iki hafta yerine dört haftaya uzaması aynı zamanda partiye katılanların iyice dağıtmasına ve ortamın giderek sevimsizleşmesine de yol açabilir.

➔Ya da ilk turda belli olacak Meclis’teki sayısal dağılıma bakılarak siyasi tablo okuması yapılıp Cumhurbaşkanlığını kimin kazanacağı konusunda beklentiler değişebilir, belirsizlik azalabilir de.

BU SEÇİMLE DEĞİŞEN NE?

➔Olağanüstü gelişmeler ve seçim sonrasına yönelik belirsizlikler geçmiş seçimlerde ekonomik faaliyetle bekleme dönemine yol açardı. “Hele bir duralım, seçim geçsin” anlayışı egemendi ve her seçim öncesinde de yaşanırdı.

➔2023 seçimleri öncesinde ise durum önemli ölçüde değişti. Artık beklemekten ziyade elini çabuk tutma eğilimi ağır basıyor.

➔Sanki ortada çok geniş katılımlı büyük bir parti veriliyor ve yemekler tükenmek üzere. Herkes partinin kısa süre sonra biteceğini biliyor.

➔Yine herkes biliyor ki, parti sonrası işin sevimsiz tarafı, tabak çanak kaldırma ve bulaşık yıkama aşaması gelecek. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde bedava yemek verilmiyor.

Bol ve ucuz para, yüksek enflasyon ve seçim sonrası beklentiler hanehalkı ve kurumsal hemen herkesi TL’den kaçışa ve bir an önce tüketime zorluyor.

KKM KURDAN KORUMUYOR MU?

➔Negatif faizlerden kaçanlar öncelikle yöneldikleri alan gayrimenkul.

➔Alternatif finansal araç ise döviz ve altın ki, bu kısmen gerçekleşiyor. Kısmen çünkü olağanüstü dönemden geçildiğinden piyasanın işleyişi sıkıyönetim kurallarına tabi. Öyle isteyen istediğini yapamıyor.

➔İkinci en kötü seçenek ise Kur Korumalı Mevduata (KKM) yönelmek ki, gerçekleşme daha çok bu kulvarda oluyor. Son verilerle 102 milyar dolara çıkan KKM yılbaşına göre yüzde 40 yükselerek, toplam mevduatın yüzde 15.8 olan büyümesinin iki katından fazla arttı.

➔Bankalardaki 10.3 trilyon liralık toplam mevduatın 1.98 trilyon lirası KKM’ye ait. Bir anlamda KKM rejimi oluştu denilebilir.

➔Faizlerinde üst sınırın kaldırılması ve yükselen oranlar KKM’nin cazibesini artırdı. Seçime doğru döviz almak isteyenlerin bir kısmı da KKM’ye yöneldi.

➔Ancak TL’den KKM’ye geçip de vadesi bu dönemde dolanlar, hesabı kapatmak isterlerse şu anki çifte kur nedeniyle döviz bazında reel bir kayba uğruyorlar.

➔Çünkü bankalar pek döviz satmıyor, satış kurları da alış kurlarının yaklaşık yüzde 5 üstünde. Aradaki makası açmalarını da Merkez Bankası söyledi.

➔Serbest piyasanın satış kuru da bankalarla hemen hemen aynı düzeyde.

➔Yani parasını KKM’den çözüp dövize dönecekler bu dönemde yüzde 5 civarında kaybı göze almak durumundalar.

Ya da kur makasının daralacağı dönemi beklemeleri gerekiyor. Yoksa KKM kur artışından korumuyor, ana paradan dahi kaybettiriyor.

ÇOK KRİTİK BİRKAÇ HAFTA

➔Bu mekanizmayı kuranlar zaten şu anda KKM’den çözülme ve doğrudan dövize yönelme olmasını istemiyor. Mekanizmayı bunun için kurdular.

Ankara’nın yöneltmek istediği istikamet ile hanehalkı, kurumlar ve piyasaların öngörüleri ile beklentileri epeyce farklı. Bu fark, önümüzdeki bir birkaç haftayı çok kritik yapmaya adaydır.

➔İşin ‘Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik’ de, Latin atasözünün dediği gibi “Zehir kuyrukta” olmasın.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp