Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

28/03/2012

Her şey döviz kurunun aşağı çekilmesi için mi?

Merkez Bankası faiz kararında beklenenin dışına çıkmadı. Faizlerde değişiklik yapmadı, üst sınırı aşağıya çekmedi. Yaptığı açıklamada ise şu konuların altı çizilebilir.
■ "Yılın ilk çeyreğinde tüketim talebinde belirgin bir yavaşlama gözlenirken öncü veriler ikinci çeyrek için ılımlı bir toparlanmaya işaret etmektedir."
■ "Önümüzdeki dönemde enflasyonu etkileyen unsurlar yakından takip edilerek gerekli görülen günlerde ek parasal sıkılaştırma uygulanması tekrarlanabilecektir."
■ TL likiditesi ve zorunlu karşılıkların altın üzerinden tutulması yeniden düzenlendi. Buna göre TL zorunlu karşılıkların altın üzerinden tutulma oranı yüzde 10'dan yüzde 20'ye çıkarıldı.
REZERVE ALTIN DESTEK: Merkez Bankası kararla birlikte döviz rezervini 1.3 milyar dolar daha artıracak, altın rezervini 2.2 milyar dolar büyütecek. Bankalara da 6.1 milyar liralık likidite kalacak.
Bu kararının ardından Hazine faizlerinde yüzde 9.5 dolayındaki seyir sürdü. Dolar kuru da pek değişmedi.
Zorunlu karşılıkların altın üzerinden tutulmasını artırmak ise hem Merkez Bankası'nın rezervlerini artıracak hem de yastık altı altınları finansal sisteme çekmeye yardımcı olacak. Rezervi artan Merkez Bankası da, kur artışına karşı daha donanımlı olacak veya bu rezervleri cari açığın finansmanında kullanabilecek.
"Gerekli görülen günlerde ek sıkılaştırma uygulaması" da, kurun aşağıya çekilmesi gereği ortaya çıktıkça bunun yapılacağı ve kalıcı olmayacağını gösteriyor bize.
ÖNCELİK KURDA: Buradan da, döviz kuru aşağıya gelmeden Merkez Bankası'nın faizin düşürülmesi ve likiditenin bollaştırılması, fonlama maliyetlerinin düşürülmesi konularında bir şey yapmayacağı sonucunu çıkartabiliriz. Yani her şey kurun aşağıya inmesi için yapılıyor gibi. Neden mi?
■ Bunun açıklanan nedeni, enflasyonun düşürülmesi ki, bu doğrudur. Kurun seviyesi enflasyon düzeyini de belirleyen en etkili faktörlerden biri. Enflasyonda önümüzdeki aylarda tek haneli rakamlara iniş bekleniyor. Kurda zamansız bir artış bu düşüşü engelleyebilir.
■ Açıklanmayan nedenlerden biri ise büyümenin desteklenmesi olabilir ki, tüketim, yatırım ve üretim faizlerden daha çok döviz kurunun istikrarına duyarlıdır.
■ Yine açıklanmayan nedenlerden biri de, döviz borçlusu şirketlerin bilançolarının bozulmaması olabilir.
■ Döviz kurunun yükselmesinin kamuoyunda ve beklentilerde yaratacağı etkinin, faizin yükselmesi veya TL likiditenin azalmasından daha fazla olduğu varsayılabilir. Türkiye'de faiz yükseldiğinde değil, devalüasyon olduğunda kriz oluyor. Bu durumda faiz artışı mı yoksa kur artışı mı ayrımında Merkez Bankası'nın tercihini faizden yana koyması kolaylıkla anlaşılabilir.
SONRAKİ ADIM FAİZ: Kaldı ki, çok kısa bir süre önce Başkan Erdem Başçı'nın Bursa konuşması ile faiz koridorunun üst bandının aşağıya çekilmesi niyeti ortaya konuldu. Bu seçeneği piyasa sevmedi ve hem kur hem de faiz yükseldi. Bütün bu nedenlerden dolayı parasal otoritenin düşüş önceliğini döviz kuruna verdiğini, ardından faizleri düşürmeyi gündeme getireceğini tahmin ediyoruz.

SONUÇ: "Ya yardan geçeceksin ya serden." Türk atasözü

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp