Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

16/04/2012

Yerli parasını yiyor, yabancı para kazanıyor

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tasarrufları teşvik edecek paketin tamamlanarak Başbakanlığa sunulduğunu açıkladı. Bugün yapılacak Ekonomik Koordinasyon Kurulu'nda görüşülecek olan paketin detayları ve içeriği konusunda fazla bir bilgi yok. Bazı kanunlarda ve Bakanlar Kurulu kararlarında değişikliği içerebilecek paketle birlikte Türkiye'nin yüzde 12 düzeyine inmiş genel tasarruf oranının artırılması hedefleniyor.
Çünkü Türkiye'de yatırımların milli gelire oranı yüzde 20'nin üzerinde. Bunun finansmanı için yerli tasarruflar yetmeyince yabancı tasarrufları kullanma gereği ortaya çıkıyor. Bunun da bir bölümü borç olabiliyor. 2011 yılı itibarıyla Türkiye yüzde 10 oranında dış tasarruf kullandı. Bu da cari açığın milli gelire oranıyla aynı.

TASARRUFU TEŞVİK: Yani tasarrufları artırmak hem yatırımların finansmanını sağlayacak hem de bu iş için dışarıdan kaynak kullanım gereksinimini azaltacak, dolayısıyla cari açığı azaltacak.
Tasarruf oranı yüzde 1 7-18'lerdeyken son 7-8 yılda ne oldu da yüzde 12'ye düştü?
■ Bunun başlıca nedeni, Türkiye'de güvenin arttığı dönemlerde tasarruf eğiliminin düşmesidir. Geleceğe daha güvenle bakanlar hem yatırımlarını artırıyor hem de tüketimlerini. Tüketimlerini erteleme ve gelirini biriktirme yoluna gitmiyor.
■ Tasarruf eğiliminin düşmesinin ikinci önemli nedeni, faiz oranlarının tarihi en düşük düzeylere inmiş olmasıdır. Şu anda mevduat faizi kabaca yüzde 10, enflasyon da yüzde 10'dur. Reel faiz kazancı için tasarruf etmenin, tüketimi ertelemenin bir yararı yoktur.
■ Faizin düzeyi yerli için değil ama yabancı için teşvik edici. Çünkü yüzde 10 faiz veya Merkez Bankası'nın fiilen verdiği yüzde 7.5-8 faiz dünyada halen yüksek faizler arasında yer alıyor. Yabancı için Türkiye'deki enflasyonun bir önemi yok, TL'nin değer kaybedip etmeyeceğinin önemi var. TL'nin değer kaybetmediği dönemlerde nominal faizi, reel olarak kazanıyorlar. Üstüne, TL değer kazanırsa bir de onun kazancını ekliyorlar. Bu nedenle Türkiye faizi yabancıya hâlâ cazip. Ama yerliye değil.
■ İşte böyle dönemlerde yabancılar Türkiye'ye yatırım yapıyor, yerliler de tasarruflarını büyütmekten kaçınıyor. Sonuçta hükümete de yerli tasarrufları teşvik edecek önlemleri almak düşüyor. Öyle anlaşılıyor ki, bireysel emeklilik, uzun vadeli TL mevduat, yastık altı altınların finansal sisteme kazandırılması için bazı düzenlemeler yapılacak. Bu arada çalışanların kıdem tazminatları yeniden düzenleniyor. Eğer bu çalışmalar iyi sonuç verirse Türkiye'nin tasarruflarını büyütmesi için, reel faizleri artırmasına gerek kalmayabilir.

 

Sıcak para yüzde 20 büyüdü

Yılın ilk çeyreğinde yerlilerin tasarruflarındaki artış yüzde 2.9'da kalmış. Buna karşılık yabancıların Türkiye portföyündeki büyüme yüzde 20'ye varıyor. Geçen yıl sonunda 92 milyar dolar olan sıcak para stoku mart sonunda 110 milyar dolara yükseldi. İlk çeyrekteki bu artış yabancıların hisse senetlerine 2.5 milyar, devlet iç borçlanma senedine 3.7 milyar ve mevduata 1.7 milyar dolarlık net yatırımlarından kaynaklandı. Borsanın yüzde 22 prim yapması da yabancı portföyünü büyüttü ve kârlı hale getirdi. Yabancılar hisse senedi yatırımını seviyor, Türkiye faizleri de onlar için cazip. Yerliler ise borsayı sevmiyor ve üstelik faizler onlar için teşvik edici değil. Bu nedenledir ki, yerli parasını yiyor, yabancı Türkiye'de paradan para kazanıyor.

SONUÇ: "Herkesin ekmeği hamuruna göredir." Türk atasözü

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp